Ben de amma taktım şu dijital dünyaya!
Sosyal medyaya.
Kendimden kuşku duymaya başladım.
Yenilik, teknoloji karşıtı bir insan mıyım ben?
Yüz yıllar önce...
Günümüzden beş yüz yetmiş sekiz yıl önce matbaaya karşı çıkanlar gibi miyim?
Değilim!
Dijital dünyanın; internetin, sosyal medyanın insanların dünyasını inanılmaz bir biçimde değiştirdiğinin farkındayım.
Kimin aklına gelirdi bütün bunlar?
Dünyanın en ücra köşesindeki insanlar bile sosyal medya sayesinde dünyaya açıldı.
Dünya insanı oldu.
Kendini ifade etme, kendini kanıtlama imkanı buldu.
“Ben de varım! Ben de buradayım!” diye haykırdı.
Dünyanın öbür ucundaki...
Belki de hiç karşılaşmayacağı insanlarla iletişim kurdu.
Hem de görüntülü!
Neredeyse okumayı yazmayı unutan çoğu insan sosyal medya sayesinde yeniden okuryazar oldu.
Klavyenin ne olduğunu bilmeyen pek çok insan şimdi hızlı klavye şampiyonu!
Başparmakları öyle hızlı ki...
Öyle hızlı yazıyorlar ki sosyal medyada...
Yıllardır daktilo, bilgisayar kullanan biz yazarçizer takımını bile geride bıraktılar bu konuda.
Bizden çok daha hızlı yazıyorlar cep telefonlarının ekranındaki klavyede.
Sonra?
Sonra insanlar söz sahibi oldu.
Sosyal medyada görüş bildiriyorlar, yorum yapıyorlar.
İçerik üretiyorlar.
Sosyal medya gruplarında ses çıkarıyorlar.
Duygularını, düşüncelerini, neşelerini, mutluluklarını ifade ediyorlar.
Buraya kadar iyi, güzel.
Bunlara söylenecek bir şey yok.
Benim bu konudaki takıntım, dijital dünyanın, sosyal medyanın sahtekarlıklarla dolu olması.
Hırsız, uğursuz, hak yiyici insanlar kendilerini dünyanın en adil, en dürüst insanı olarak gösteriyor sosyal medya platformlarında.
Kuzu postu giymiş kurtlar fink atıyor dijital dünyada.
Bir karikatür görmüştüm.
Bir kafede, kurtla kuzu aynı masada.
Karşılıklı oturuyorlar.
Sosyal medyada tanışmışlar.
Kurt hovarda, bıçkın.
Kuzu şaşkın.
“Sosyal medyadaki profil fotoğrafınıza hiç benzemiyorsunuz,” diyor kuzu, kurda.

Kurdun profil fotoğrafı masum bir kuzucuk.
Kurt, pişkin pişkin sırıtıyor.
“Ama aşkım,” diyor, “sosyal medyada kim benziyor ki profil fotoğrafına?”
***
Bir başka şeyse…

Sosyal medyaya bakacak olursan herkes mutlu mesut bir hayat yaşıyor.
Her şey yolunda.
Her şey mükemmel.
Güllük gülistanlık.
Ama öyle değil işte.
Sosyal medya dışında...
İnsanlar kim bilir neler yaşıyor kapalı kapılar arkasında.
Yine de boş ver.
Böyle iyi.
Vur patlasın çal oynasın!
Şu üç günlük dünyada…
Bırakalım insanlar hiç değilse sanal dünyada kafalarına göre hayatlar yaşasın.

Onun için, söz verdim kendi kendime.

Bir daha kafamı takmayacağım insanların beni şaşkınlığa uğratan bu garip hallerine.