Şehir kenetlenelim dedikçe, şahsi ikballerini düşünenler Eskişehirspor üzerinden popülizm yapmak suretiyle kendilerini kurtarma derdine düşüyorlar.

Eskişehirspor darda ve para yok.

Buna rağmen kıt kaynaklarla şampiyonluğa oynuyoruz.

Mevcut tabloyu göre göre kulübün ve taraftarın motivasyonunu yerle yeksan edenler var!

*

Bildiğiniz üzere, Odunpazarı Belediyesi, Eskişehirspor’a kaynak yaratmak amacıyla boş arazisini kiralıyor, o arazide de zaman zaman Eskişehirli esnafın istediği takdirde katılabildiği festivaller yapılıyor. Belediyenin araziyi kiralamada önemli bir koşulu var. Diyor ki: Arazi kirasını Eskişehirspor’a yatıracaksın! Yani, belediyenin bu işten hiçbir kazancı yok. Gelen para, direkt olarak kulübün hesabına yatıyor. Ve bakın bu para en çok ihtiyaç duyduğumuz sıcak ve toplu bir para. Bugüne kadar Eskişehirspor için düzenlenen festivaller sayesinde milyonlarca TL’lik sıcak para kulübün kasasına girdi. Bu para olmasaydı, bugün belki de şampiyon olma ihtimalinden dahi söz edemeyecektik.

Ancak gelin görün ki, biri çıkıyor, Eskişehirspor’un her kritik virajında açıklama yapıyor, Eskişehirspor’a kaynak yaratan festivallerin yapılmaması gerektiğini söylüyor, yaptığı çağrılarla festival alanına denetimcileri yığıyor.

Örnek mi? Anamur karşılaşması! Maç öncesinde, Eskişehirspor’un sıcak para kaynağı olan festivaller lanetleniyor. Bu lanetleme sonrasında kulübün milyonlarca lira sıcak paradan mahrum kalacağı düşüncesi doğuyor. Sonuçta ise hem Eskişehirspor yöneticileri hem teknik heyet hem de futbolcular yüksek dozajlı bir endişe yaşıyor. Motivasyonları yerle yeksan oluyor. Böyle bir psikoloji içerisinde kendi sahamızda ağırladığımız Anamur ile berabere kalarak iki puan kaybediyoruz!

Bakın bugün, Anamur karşısında kaybettiğimiz iki puanı arıyoruz! Altın değerinde iki puan!

*

Eskişehirspor’a verilen zararlardan biri de, daha yenice gerçekleşti. Kritik bir virajda olduğumuz bilinmesine rağmen, çıktı biri dedi ki: “TFF ile yapılan görüşmeler neticesinde 14 Mayıs 2025 tarihindeki Ziraat Türkiye Kupası final maçı Eskişehir’de oynanacak. Hayırlı olsun.”

Yani, Manavgat müsabakası öncesi yapılan bu girişim ve açıklama, çok mu gerekliydi? Küllerinden doğmaya çalışan bir Eskişehirspor ortadayken, Eskişehirspor dışında herhangi bir kulübün şehrimizde kupa kaldırması nasıl karşılanır? Hele ki Trabzonspor, hele ki Göztepe, hele ki Galatasaray… Türkiye Kupası final maçının Eskişehir’e getirilmesi için canhıraş çalışanlar her kimlerse, Trabzonspor şehrimizde kupa kaldırsa, çok mu hoşlarına gidecek? Veyahut Eskişehir’de oluşacak güvenlik problemini hiç mi düşünmediler?

Şükür ki duyarlı Eskişehirlilerin tepkisi ve Eskişehir Valiliği’mizin girişimleriyle Türkiye Kupası final maçının Eskişehir’de oynanması iptal edildi.

Final maçının Eskişehir’de oynanması için ölüp bitenler, iptal kararı sonrasında akıl almaz bir suçlama yaparak, final maçının Eskişehirspor ve güvenlik gerekçesi ile iptal edilmesini isteyenlere ‘Eskişehir’e ihanet eden’, ‘vandal’ ve ‘toksik tipler’ yakıştırmasını yapacak kadar cüretkar davrandılar.

Ve maalesef, Manavgat müsabakası öncesinde Eskişehirspor kamuoyu bu konularla meşgul edildi, tartıştırıldı. Taraftarlarımız deyim yerindeyse bir yay gibi gerildi, yöneticilerimiz ne diyeceklerini bilemedi, teknik heyetimiz ve futbolcularımız çıkarılan bu tartışma karşısında şaştı kaldı. Kenetleneceğimiz yerde, gayya kuyusuna atılan taşı çıkarmakla meşgul olduk. Ne moral kaldı ne motivasyon.

Bunun üzerine Manavgat’ın Eskişehirspor’a karşı gösterdiği kabul edilemez art niyetli tavır, sözlü ve fiziksel iğrenç saldırılar, ES TV’nin maddi manevi her türlü girişimine rağmen engelledikleri maç yayını ile birlikte istemediğimiz bir sonuçla evimize, Eskişehir’imize döndük.

Tüm bunların sonucunda üç puanı Manavgat’ta bırakarak şampiyonluğumuzu ilan edeceğimiz galibiyetten mahrum kaldık.

İyi mi oldu?

Eskişehir’e getirmeye çalıştıkları Trabzonspor, Göztepe, Galatasaray şimdi şıkıdım oynuyor!

Ne olurdu taraftarlarımızla ve Eskişehirspor camiasıyla birlik olmayı deneseydiniz?

*

Her neyse…

Geldi, geçti…

Artık önümüzü bakmamız lazım.

Şimdi hesap zamanı değil, günü geldiğinde kamuoyu zaten faturayı keseceği yeri biliyor.

Önümüzde iki maç var: Akşehir ile evimizde, Mezitli ile deplasmanda mücadele edeceğiz.

Hala avantajlı olan taraf biziz.

Öyle bile olsa işimizi şansa bırakmadan her iki müsabakadan da galibiyetle ayrılıp altı puanı hanemize yazdırmamız, şampiyonluğumuzu ilan etmemiz elzem.

Günün sonunda, Manavgat’a öyle güçlü bir tokat atalım ki bir daha unutamasınlar, o tokadın izini ömürleri boyunca suratlarından çıkaramasınlar.

Bunun için yapmamız gereken belli.

Önce birbirimize sıkı sıkı sarılacağız.

Sonra kenetleneceğiz.

Ve şampiyon biz olacağız!