Geçmişe yönelik yapılacak çok fazla yorum ve değerlendirme olsa da, bunların artık bu şehre bir faydası yok.
İktidar partisi, büyükşehir belediyesi, diğer belediyeler ve belediye meclislerinin aralarındaki ilişkiden söz ediyorum.
1999-2002 döneminde iktidarda olan DSP sayesinde belki de, Eskişehir bugün sahip olduğu değişim ve dönüşüm ivmesini kazanmıştı.
Tramvay, Porsuk Islah Projesi gibi önemli ve büyük projeler için gerekli olan dış kaynaklı kredi, hükümetin de kefil olması nedeniyle nispeten daha kolay bulundu.
Akılcı, sağlıklı ve gerçek ihtiyaçlar üzerine hazırlanan ve uygulanan projeler nedeniyle kurulan sağlıklı ilişkiler, hala devam ediyor.
Bu da Eskişehir'i uluslararası alanda tanınan, bilinen ve referans gösterilen bir şehir haline getirdi…
***
2002 yılı sonunda iktidarın değişmesi, her ne kadar yerel seçim döneminin bitimine kadar belediye meclislerini çok etkilemese de, 2004 yerel seçimlerinde merkez ilçe belediyeleri ile büyükşehir belediye meclisinde değişen çoğunluk dengesi şehre pahalıya mal oldu.
O dönemleri ayrıntılarıyla anlatmaya gerek yok…
2009-2014 dönemi ise,
CHP'nin çoğunlukta olduğu belediye meclisleri, yine de iktidarın ciddi engellemeleriyle karşılaştı.
2014 yerel seçimi ardından 2015 genel seçimiyle şehrin siyasi yapısında söz sahibi olan isimlerde ciddi değişiklikler yaşandı.
İktidar partisinin il ve ilçe örgütlerindeki değişiklikler de siyasi yapıya olumlu yaklaşınca tablo yavaş yavaş değişmeye başladı.
Karşılıklı iyi niyet açıklamaları, polemik yaratmaktan uzak, şehrin temel sorunları üzerine eğilen açıklamalar daha sık karşımıza çıkmaya başladı.
Bunun son ve en belirgin örneklerinden ikisi de, birbirlerine bağlı olmakla birlikte, Pazartesi günü AKP milletvekili Harun Karacan'ın ve dün de Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen'in düzenlediği basın toplantılarında yaşandı…
Kolaylıkla manipüle edilmeye açık bir konu, her iki tarafın da dikkatli ve özenli yaklaşımları nedeniyle, şehrin yararına bir konu haline geliverdi…
***
Harun Karacan, Eskişehir kamuoyu tarafından yüksek dozda eleştirilen Yer Altı Geçişi Üzeri Peyzaj düzenleme Projesi ile ilgili açıklamalarda bulunurken, projenin altında Yılmaz Büyükerşen'in imzası olduğunu ve bu nedenle de yaptığı eleştirileri pek haklı bulmadığını belirtti…
Arkasında art niyet olmadığını ve iyi niyetli bir yaklaşım olarak gördüğünü de ekledi sözlerine…
Ertesi gün de Yılmaz Büyükerşen, ortaya atılan bu iddia ve görüş nedeniyle açıklamalarda bulunurken, kullandığı dil ve üslup da son derece yapıcı ve polemik yaratmaktan uzaktı…
Hatta,
AKP il yönetiminin ve milletvekillerinin yaklaşımlarını ve Eskişehir için çalışıyor olduklarını görmekten son derece memnuniyet duyduğunu söyledi…
***
Bunlar, geçmişte pek karşılaşmadığımız türden ilişkiler…
Muhalefet, karşı çıkış, eleştiri elbette olacak…
Hatta bunlar şehrin lehine olacak şeyler…
Ancak karşılıklı saygı çerçevesinde kalması, hiç kimseye hiçbir şey kaybettirmeyecek…
Aksine kazandıracak…
En başta da Eskişehir'e.