Çok hareketli bir hafta sonu yaşadık. Maç ile ilgili izlenimlere geçmeden önce,maça gidişte taraftarımızın saldırıya uğradığını duyunca, bir an da neşe ile çıkılan deplasman yolculuğumuz yerini hüzne bıraktı. Fakat şunu belirtmeden geçmek istemiyorum. Kim haklı ve kim haksız konularına da girmek istemiyorum. Bildiğim tek bir şey varsa o da, şiddet her zaman şiddeti doğurur. Umarım bundan sonra sağduyu hakim olur ve üzüleceğimiz olayları bir daha yaşamayız. Yaralı taraftarlarımıza geçmiş olsun der, acil şifalar dilerim.
Maça gelince;
Sezon başından beri ilk defa takımımızı çıplak gözle izleme fırsatı bulduk. Zaten alınan skorlara göre yaptığımız tahminlerin ne kadar doğru olduğunu da bizzat görmüş olduk. Öncelikle defansımızın göbeğinde oynayan iki stoperimizin çok formsuzlar. Ligin başından beri sabit oyuncu monte edemediğimizi az çok biliyoruz. Fakat ben aralarındaki uyum sorunundan bahsetmiyorum. Bu arkadaşlarımızın maalesef pozisyon almakta ve kademe anlayışlarında bir takım sıkıntıları var. Topu oyuna sokmalarında inanılmaz yanlışlar yapıyorlar. Bunları uyum sorunu ile anlatamazsınız. Tamamen futbol karakterleri ile ilgilidir. Bu arkadaşlarımızın daha çok çalışması gerekiyor. Bu maçta iki kanat defans oyuncularımızın geçmiş performanslarını çok aradık.
Orta sahamızda ise, Kamil Ahmet Çörekçi'den ön libero yaratmakta fazla ısrarcı olmamak gerekiyor diye düşünüyorum. Geriden akıllı paslarla çıkmakta zorlanan takımımız, ön libero da kesici ve orta sahada oyun kurucu olan Uğur İnceman ile top dağıtmakta sıkıntı yaşayınca, her şey ileride golcülerimizin kişisel becerisine kalıyor. Evet yeni kurulan takım olmamıza rağmen, tecrübeleri ve kaliteleri açık ara bu ligin önünde olan futbolcularımızın tek sorunu bu değil. Bana göre bu takımın tek sorunu ciddiyetsizlik ve laubali oyun oynamaktan geçiyor. Oyuncularımızın maalesef maçları pek ciddiye aldıklarını sanmıyorum. Maç içerisinde 5-10 dakikalık periyotlar halinde oynayan ve oynadıklarında rakibi dağıtan oyuncu kadromuz koşmayı bırakıp, sorumsuzca oynamaya başlayınca peş peşe goller yemeye başlıyoruz. Beraberlikle sonuçlanan 3 maçımızda birbirinin kopyası gibi skoru tutamadık ve toplam 6 puan kaybı yaşadık. Biraz gerçekçi olmak gerekirse, burada tek suçlu sadece hocamız değil. Sorumluluk birazda usta ayaklarımızda bitiyor. Kalecimizin bile gol atabildiği Ümraniyespor gibi mütevazi bir takıma karşı puan kaybetmenin dersini çok ama çok iyi çıkarmak gerekir.
Unuttuğumu sanmayın geçen senenin virüsü diye gönderilmek istenen kalecimiz Ruud Boffin, spor tarihine geçecek bir gole imza attı. Böyle bir golü bizlere canlı izlettirdiği için ona ne kadar teşekkür etsek azdır. Fakat bu golü naklen yayın hakkı olmadığı için Türkiye ve Dünya spor kamuoyundan mahrum edenler bilin ki, tarihte sizi affetmeyecektir.