IMDb sitesinde 1.462.670'dan fazla kişinin oylarıyla 10 üzerinden 9.3 puan alarak gelmiş geçmiş en iyi film seçilen Frank Darabont'un senaryosunu yazdığı ve yönettiği, başrollerinde Tim Robbins ve Morgan Freeman'ın yer aldığı 1994 yapımı Amerikan dram filmi Esaretin Bedelinin unutulmaz film repliklerinden birinde 'Umut iyi bir şeydir ve iyi bir şey asla ölmez' diyen Andy karakterine Red karakteri 'Umut tehlikelidir. Umut bir insanı deli edebilir. Bu iyi değildir.' diyerek cevap verir. Bu cevap yıllarca yaşamın her alanını umutla besleyen insanların kafasında önemli bir soru işareti yaratmış ve tartışma konusu olmuştu. Ülkemizde son günlerde yaşanan büyük olumsuzluklar bana yine bu tartışmayı hatırlattı. Gerçekten artık umut etmemek mi gerekir? Umut hepimizi delirtebilir mi? Ankara da 17 Şubatta yaşanan ve 28 insanımızı teröre kurban verdiğimiz patlamanın şokunu atlatmamışken yeni bir saldırı ve yine birçok kaybımız var. Maalesef 34 kardeşimizi daha kaybettik. Tam bir terör saldırısının ortasında kaldık. Terör örgütlerinin söylemlerine bakılırsa daha da süreceğe benziyor. Bu işin sonu nereye varacak belli değil. Ülkemiz nereye gidiyor? Bu keşmekeş ortamı bitirilebilecek mi? Yoksa bizi mi bitirecek belli değil. Ancak görünen o ki pek iyi bir yere gitmiyoruz. Ve acilen toparlanmak gerekiyor. Zaman ne sadece siyasi iktidarı eleştirmek ne de muhalefet partilerini küçümsemek zamanıdır. Zaman ortalara dökülüp sadece hamaset nutukları atma zamanı ya da sosyal medyadan kahramanlık yapma zamanı da değildir. Zaman hep birlikte oturup Ülkemizi düzlüğe çıkarabilmek için kafa yorma zamanıdır. Birlik olma zamanıdır. Evet, doğru defalarca yazıp konuştuk. Siyasi iktidarın ortadoğuda izlediği yanlış politikalar bizi bu noktalara sürükledi ve işin içinden çıkılmaz bir hale soktu. Ortadoğu'yu alacağız derken Ortadoğu bizi içine aldı. Öngörüsüz ve çapsız iç, dış politikalar terör örgütlerinin ellerinin güçlenmesine, palazlanmasına zemin hazırladı. Uyarılar dikkate alınmadı sadece oy odaklı siyaset yapıldı. Bu siyaset oy toplama anlamında başarılı oldu belki ama genel durum konusunda büyük bir başarısızlığın olduğu ortada. Elbette ki bu başarısızlığı da konuşalım iktidarı eleştirelim. Siyaseten bedelini ödesinler ödememeliler. Bunları mutlaka yapalım ama şu an oturup içinde bulunduğumuz keskin virajı nasıl aşarız onu konuşalım. Yoksa çok uzun sürmeyecek bir zaman zarfında belki bunları konuşacak imkanımız dahi olmayacak. Ne ırk, ne din, ne mezhep, ne inanç, ne dil, ne renk ayrımcılığı yapmadan gelin çocuklarımıza yaşanabilecek bir ülke bırakalım sorumluluk alalım. Yoksa 'Umut tehlikelidir. Umut bir insanı deli edebilir. Bu iyi değildir.' diyerek kenara çekilip bir ülkenin yangın yerine dönüşünü izleyelim.