10-14 tarihleri arasında Türkiye Tekvando Federasyonunun düzenlemiş olduğu Minikler Türkiye Şampiyonası'na katıldık. Şampiyona Ankara bölgesinde, Taha Akgül Spor Salonunda yapıldı.
Ankara'da Keçiören Taha Akgül Spor salonunda yapılması öncelikle kalma ve ulaşım sorunu ortaya çıkarıyor.
Gençler büyükler turnuvası olsa sorun teşkil etmez. Minik sporcularla bir yerden bir yere gitmek zor. Minicik canları aileleri size teslim etmiş, bu bölgede olması öncelikle sizi stres altına sokuyor. Kalabalıksanız yollarda çocuklara bir şey olmasın diye ulaşım sorununuzu taksi ile karşılıyorsunuz. Onunda maliyeti yüksek oluyor.
Başkanımızın futboldan sonra en çok lisanslı sporcuya sahibiz dediği taekwondo aynı zamanda olimpik bir branş.
Fakat bu kadar çok sporcusu olan bir branş olmasına rağmen, koskoca Türkiye Şampiyonasında, kasklar çalışmıyor. Sevkartlar kendi kendine puan çıkarıyor.
Hakkımızı aramaya çalışıyoruz. Hakkımızı arayacağımız bir merci yok. Ben istedim oldu mantığıyla hareket ediliyor.
İlimizden turnuvaya katılabilmek için ne zorluklarla geliyoruz. Maddi imkansızlıklar içinde kıvransanız da sporcunuzu o maça getiriyorsunuz.
Sporcu yetiştirmek ise hiç kolay değil. Emek istiyor, sevgi istiyor.
Gerektiğinde sporcunuzun Antrenörü, gerektiğinde annesi, gerektiğinde psikoloğu, beslenme uzmanı, doktoru her şeyi oluyorsunuz.
Sporcunuz bazen hasta oluyor, hastaneye götürüyorsunuz. Gece başında ateşini düşürmek için nöbet bekliyorsunuz. Sabah maça turp gibi kaldırıyorsunuz.
Sporcuda yıl boyu çalışmasının emeğinin karşılığını almak istiyor. Fakat sistem arızası nedeniyle alamıyor.
Minicik yüreğinde fırtınalar kopuyor. Size haklı olarak hesap soruyor.
'Hani hocam salonda bize fair play derdiniz, do felsefesi derdiniz nerde fair play, nerde do felsefesi' diyor.
Boğazınıza yumruk oturuyor cevap veremiyorsunuz.
***
Sporcum Serhat Eskişehir ilinde hem minikler kategorisinde, hem de yıldızlar kategorisinde il birincisi oldu. Onun hayatında spor olmazsa olmazdı. Ta ki koskoca Türkiye Şampiyonasında sistem arızası olup haksızlığa maruz kalana kadar.
Şu an sporu bırakmak istiyor.
Üzüntüden sesi kısıldı. Yüzünde sivilceler çıktı. Ben ve arkadaşlarıyla eskisi gibi iletişim kurmuyor.
İçine kapandı.
***
Ben geçmişte Türkiye Taekwondo Federasyonunda uzun yıllarca hakem olarak görev yaptım. Çok az hakem sayısıyla pür dikkat hata yapmadan, yolumuza devam ediyorduk. Şimdi ise yüzlerce hakem görevlendiriliyor.
Sistem arızalanıyor. Sporcum o kadar net vurmasına rağmen puan çıkmıyor, kimse görmüyor ya da görmemezlikten geliyor.
***
Sporcum Serhat'ın maç sırası geliyordu. Maç öncesi hazırlıklarımızı yapıp, maça çıktık.
Hem kasklar hem sevkartlar elektronik, yani puanları bazı kriterler dışında hakemler basmıyor.
Maçı takip etmek adına işleri daha kolay. Hakem sayısı da fazla.
Elektronik sistemde kafaya vuruşların puanını istemek için itiraz edemiyorsunuz.
Sporcum Serhat kafaya vuruyor puan çıkmıyor. Gövdeye vuruyor karşı tarafa puan çıkıyor.
Bu defa serhat kafaya daha güçlü vuruş yaparak karşı sporcuyu yere düşürüyor, halen puan çıkmıyor. Sistemlerde arıza var diyorum. Orta hakem üzerine düşen görevi yaparak, masaya arıza bilgisi veriyor.
Bilgisayarda görevli olan hakem maça devam etmesini istiyor. Kort sorumluları da maçı izliyor. Ağızlarını bıçak açmıyor.
Sporcum ile diğer hocanın sporcusu hiç teknik atmadan arada mesafe var duruyorlar. Ortada hiçbir temas yokken karşı tarafa puan çıkıyor. Yine görmüyorlar.
Orta hakem karşı sporcuya ceza veriyor.
Bilgisayar hakemi benim sporcumun hanesine cezayı işliyor.
Maç biter bitmez, Merkez Hakem Kuruluna koşuyorum. Görüntüleri izletiyorum. Mhk Başkanından sistem arızası olmayan bir kortta maçın tekrarlanmasını rica ediyorum.
'Olmaz örnek teşkil eder. Sonra herkes maç tekrarı ister.' Diyor.
Sonra federasyon yetkililerine gidiyorum. Maçı izletiyorum, hiçbir temas yokken karşı sporcuya kendiliğinden puan çıktığını görüyorlar. Federasyon yetkilisi, zatürreyim gözlemciye git diyor.
Gözlemciye gidiyorum. Gözlemci uzun yıllar Antrenörlük yapmış biri, görüntüyü izlettiriyorum. 'O kortta aynı sorun şikayeti ile birkaç kişi daha geldi. Alın terinin ne demek olduğunu bilirim. Maçın tekrarı için elimden geleni yapacağım 'diyor. Federasyon yetkililerinin yanına gidiyor.
O esnada federasyon Başkanımızı aradım. Yeğeni telefonu açtı. Durumu izah ettim. 'Orada yetkililer var. Onlara git' dedi.
Defalarca mhk'nin yanına gittim. Dışarıda yakaladım, içeride yakaladım. Aynı sorunu yüzlerce kez izah ettim.
'Mhk Başkanı burada kararı biz veririz gözlemci ne anlar' diyor.
Peki, o zaman maçın tekrarı için itiraz dilekçesi yazacağım. Ücret ne kadar ise gidip yatırayım diyorum.
Mhk Başkanı 'Hayır dilekçeni kabul etmiyoruz' diyor.
Federasyon Başkanı 'da dahil bir çok yetkili, bizim maçımızı izlemek üzere toplantıya giriyor. Uzunca bir süre çıkmıyorlar.
O esnada duygulandım, gözlerim dolu doluydu. Çırpınıyordum fakat hakkımı arayacağım kimse yoktu.
Sonrasında Başkan yetkililerle birlikte çıktı, Sana izah edecekler. Görüntüleri izletecekler, akıllı ol kapat konuyu dedi. Diğer sporcularında var, onlarla ilgilen, riske atma kendini dedi.
İçeri çağrıldım. Mhk yetkilileri vardı. Bana çay söylediler.
Bak Nurhan seninle ne güzel günler yaşadık. Birçok yerde bir arada görev yaptık.
Hatırlar mısın orduda maçta bize kahvaltı hazırlamıştın. Hep beraber kahvaltı yapmıştık. Hiç mi hatırımız yok. Dediler.
MHK Başkanı, 'Bir tek senin sporcunun mu hakkı yeniyor itiraz ediyorsun. Hem ilerde o sporcu seni satar. Bir sporcu için bu kadar uğraşmaya değer mi? Biz her zaman yüz yüze bakacağız' dedi.
Aynı konuşmaları dışarıda da yapmışlardı.
Görüntülerin medyada yayınlanmaması için tembihlediler. Ortada bir ihmal vardı ve üzerini kapatmaya çalışıyorlardı.
Bense abim olsa bu haksızlık karşısında susmam dedim.
Önünde sporcular var onlarla ilgilen antrenörlüğün gitmesin dediler.
Bense cezayla mı tehdit ediyorsunuz.
Bu konuşmaları bana dışarıda da yapmıştınız hakkımı arayacağımı söylemiştim.
İstediğinizi yapabilirsiniz dedim.
SESİMİZİ DUYUN!
Sayın çok değerli Gençlik ve Spor Bakanımız, bizler tekvando Antrenörleri olarak, binbir zahmetle maddi imkansızlıkla, sporcularımızı Türkiye Şampiyonasına getiriyoruz. Gerektiğinde çocuklarımızın masraflarını kendimiz karşılıyoruz. Ülkemize, vatanımıza, milletimize hayırlı evlat yetişmeleri adına mücadele ediyoruz.
Sporcularımızın hakkı yenilmemesi için küçük bir itiraz etsek ceza tehdidiyle karşı karşıya kalıyoruz. Geçmişte itiraz eden antrenörleri miz baskılanıp ceza almış onlara şahitlik yapanlarsa federasyonun baskısıyla ifade değiştirmiş. Şu an haksızlığa maruz kalan Antrenörlerimiz ümitsiz. Benim yaşadığım olumsuz durumu bütün camia duymuş, sakın itiraz etme federasyonun arkası güçlü. Sen zararlı çıkarsın diyorlar.
Kimi hakemde, 'Bütün federasyon senden bahsediyor. Helal olsun federasyona karşı sporcunun hakkını arama cüretini gösterdin. Dün hakemler toplantısının konusu sendin, senin sporcundu.' diyor.
'Maç tekrar edilirse örnek teşkil edecek herkes aynı hakkı isteyecek diye haksızlığın üstü kapatılıyor diyor.'
Peki diyorum. Bana bu konuşulanlarla ilgili şahitlik yapar mısın?
'Aman hocam gözünü seveyim beni bu olaya karıştırma. Bir daha maça hakem olarak yazmazlar 'diyor.
Üzüldüm. 'Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır ' sözü aklıma geldi, birkaç maça yazılmak adına gerçekleri görmemezlikten gelmek!
Her şeye rağmen ümitliyim. Federasyonumuz dışında birde Spor Bakanlığımız var.
Çok değerli Spor Bakanımızın bu baskıcı rejime dur diyeceğini, izin vermeyeceğine inancım sonsuz.
TERLİ AYAK KORUYUCULAR HASTALIK SAÇIYOR
Her kortta sporcumuza giydirmek üzere aldığımız maç bittiğinde geri iade ettiğimiz ayak koruyucular var. Gün boyu bu ayaklıkları her sporcu giyip çıkarıyor. Belli bir süre sonra ayak koruyucular terden, kirden kötü bir hal alıyor.
Siz o ayak koruyucuları sporcularınıza giydirmeye devam ediyorsunuz. Ayaktan ayağa dolaşan çoraplar etrafa hastalık saçıyor.
Kimi sporcunun ayağı kanıyor.
Kimi sporcunun ayağında mantar oluyor. Bu mantar sizin sporcunuza da bulaşabiliyor.
OLİMPİK BRANŞIMIZ MALZEME EKSİKLİĞİ SORUNU YAŞIYOR.
Birçok sporcusu olan Türkiye Taekwondo federasyonu malzeme eksikliği sorunu yaşıyor.
Sporcuma 5. Kortta (L) beden kask küçük geldi. (XL) kask istedim. Olmadığı söylendi. Yan kortlara baktık bulamadık.
İlk günü elektronik olan kasklar, benim sporcuma yapılan haksızlık sonucu manuel sisteme döndü. Yani elektronik olmayan kaskların maliyeti düşük fakat federasyonumuzda manuel kask bile eksik.
TAEKWONDODA OYNAT DONDUR DÖNEMİ BAŞLAYACAK
Bu hafta başlayacağımız spor programımızda, gerek ilde gerekse Türkiye Şampiyonalarında çekilmiş olan maç videoları oynat dondur yöntemiyle analiz edilecek. Her şey şeffaf olacak.
Futbol branşı birçok kanalda oynat dondur yöntemiyle analiz edilip yorumlanıyor. Tekvandoda bırakın tv programında yorumlamayı, yetkililere sporcunun iyileşmesi adına küçük bir yorum yapıldığında, federasyonu aşağılayıcı, küçük düşürücü davranış diye susturuluyorsunuz.
Bu sporu yapan yüzlerce sporcu varken, neden federasyon daha iyi olmak adına yapılan yorumları, eleştirileri kabul etmiyor?
Tüm maçlar canlı yayın ile halka açık ve eleştiriye açık olursa, sporun iyileşmesi adına güzel sonuçlar elde ederiz.