Sevgili okurlar, İslam dininde en büyük konuların başında yetim hakkı gelir.

İsterseniz burada hemen bir ayet ile başlayalım; Nisa suresi 10’uncu ayet; Şüphe yok ki zulümle yetimin malını yiyenler karınlarına ancak bir ateş yemiş olurlar, onlar yakında alevli bir ateşe girmiş olacaklardır.”

Bunun gibi birçok ayette yetim hakkını yüce Allah o kadar Kur’an’da zikretmiş ki bunu yazmak sayfalar dolusu gerektirir. Nereden bakılırsa bakılsın Gazze’deki korkunç dramdan bir de işin bu yönü var. Binlerce çocuk ölmüş yüz binlercesi de yetim kalmıştır. Yüce peygamberimiz AS bir hadisinde, “Müslümanlar için en hayırlı ev, içinde yetime iyi davranılan evdir” buyurmuşlardır.

Yine Nisa suresinin 2’nci ayetinde “Yetimlere mallarını verin, temizi pis olanla (helali haramla) değişmeyin. Onların mallarını kendi mallarınıza katıp yemeyin çünkü bu büyük bir günahtır.” İşte günümüzde yetim kalıp da bir akrabasına sığınmak zorunda kalan bu yetimlere amelimiz ne kadar çok olursa olsun eğer adil davranmamışsak yaptığımız nice amellerin Allah katında hiçbir değerinin olmayacağını yüce Rabbim bize Kur’an’da ve peygamberimiz efendimize hadisinde bize defalarca bildirmiş.

Yetim evlenme çağına geldiğinde mallarını kendilerine verin emri de yine Kur’an’da bizlere Allah’ın emri olarak geçmektedir. Maalesef bugün Müslümanım diye geçinen nice kimseler bu hakka ve Allah’ın emrine uymaktan uzak kalmaktadır. Halbuki vebali çok büyük ve yüce yaratanın üzerinde çokça durduğu bir ameldir. Elinde böyle imkanı olan kişiler bu emre mutlaka uymak zorunda olmalıdır.