Son zamanların modası, gündeme düşmek için kadın kullanılır oldu. Kirli ellerinizi çekin kadınlardan diyoruz ama dinletemiyoruz.
Hatırlarsanız geçmişte İsmail ağa Cemaati'nin ikinci ismi olarak bilinen ve aynı zamanda Sakarya Valisi'nin ağabeyi olan Metin Balkanlıoğlu, kadınları hedef almıştı. Kadınlar için skandal ifadeler kullanmıştı. 'Açıl kızım, gelen öpsün giden yalasın' demişti. Affınıza sığınıyorum yazarken çok utandım.
Ayrıca sosyal medyada dolaşan videosunda, kadınlar için 'çık kızım al diplomanı, düğününü yap, gelen öpsün giden y…' aynı kelimeleri yine kullanmıştı.
'El işi ev işi derken gitti bizim din işi. Günümüzün dindar hanımlarının modası bu. Süs bitkileri. Podyumda güzellik yarışmasındaki örtülü mankenler. Böyle mi olmalıydın ya? Tesettüründe bir namusu şerefi var. Adam gibi örtün. Benim dinimi mıncıklama.' Demişti.
Evet pat diye gündeme düşmüştü bu sözlerle Metin Balkanlıoğlu. Geçtiğimiz aylarda kalp krizinden vefat etmiş, fani dünyada hiç gerek var mıydı, medyatik olmak için kadınları kullanmaya?
Kadınlar sadece sevdiği adama ya da eşine bağlı kalabiliyorsa, dünyanın en yakışıklı erkeğini getirseniz de gözü görmüyorsa, sende bir erkek olarak gözüne perde çekeceksin, görmeyeceksin. İstisnalar illaki vardır.
Şimdi sorarım size;
Tarikatlarda tecavüz edilen erkek çocukları türbansız mı?
Kaçırıp tecavüz edilen 3 yaşındaki kız çocuğu türbansız olduğu için mi tahrik etti.
Sedat keser adındaki sapık, Davetli olmadığı halde düğüne gittiğini, odada uyuyan minik bebeğe tecavüzünü şu mide bulandırıcı sözlerle anlatmıştı.
'Odada bizden başka kimse yoktu. Olayı gerçekleştirdim. Kız olay sırasında ağlıyordu.' Şeref yoksununun biz diye bahsettiği, 3 yaşındaki bebek.
Bu ve buna benzer olaylardan size yüzlerce bahsedebilirim.
Her şeyde kadını suçlayacağınıza önce kendi zihniyetinizi değiştirin. Gözlerinize perde çekin.
***
Zorla baskıyla kapatılan kızlar, içlerindeki bastırılmış duyguyu aile olmadığında öyle bir dışa vuruyorlar ki şaşarsınız. Günlük hayatta bile abiye kıyafetlerle dolaşıyorlar. Nerden biliyorsun derseniz, öğrenim görmek için gelen, yurtta kalan kızlarla uzun süre sohbet etme fırsatım oldu, gözlemleme fırsatım oldu.
En büyük arzu yasaklanmış şeylere karşı olmaz mı? Tıpkı Adem ile Havva gibi.. Onlarda nefislerinin arzularının, isteklerinin dürtüklenmesi ile yasak meyveyi yiyerek dünyevi olmuşlardır. İşte insanoğlunun yasaklara karşı arzu duyması buradan itibaren süre gelmiştir.
Kendi isteği ile yapılan her şey samimidir. Bırakın kapanmak isteyen kapansın.