Ülkemizde ard arda yaşanan hukuksuzları, iktidarla aynı düşünmeyen insanlara yapılan haksızlıkları, ülkenin madenlerinin yabancı şirketler tarafından talan edilmesini, akarsularının kirletilmesini, ormanların yok edilmesini, bilinci olarak yurdumuzun Avrupa’nın sığınmacı çöplüğüne çevrilmesini görünce merhum Süleyman Demirel’in ‘Karakuşi Kadısı’ fıkrası aklıma geldi.
Osmanlı döneminde, yolsuzlukları ile ünlü Karakuşi adında bir kadı varmış. Bir gün Karakuşi Kadı, bir fırının önünden geçerken, burnuna güzel bir koku gelmiş. Vitrinde güveç içinde nar gibi kızarmış, sahibini bekleyen nefis bir ördek duruyor. Karakuşi Kadı, fırıncıya ‘Ben bunu aldım’ demiş. Kadıya itiraz edilir mi? Fırıncı hemen ördeği paket yapıp vermiş. Az sonra ördeğin sahibi gelmiş: ‘Hani bizim ördek?’ diye sormuş. Fırıncı boynunu büküp ‘Uçtu’ deyince, iş kavgaya dönüşmüş. Kavga sırasında fırıncı, araya giren bir gayrimüslim müşterinin gözünü çıkarmış; korkusundan kaçmaya başlamış. Gayrimüslim vatandaş da peşinde koşuyor. Duvardan atlarken, öteki taraftaki hamile bir kadının üstüne düşmez mi! Kadın oracıkta düşük yapmış; kocası da fırıncının peşine düşmüş. Fırıncının çarpıp devirdiği Yahudi bir vatandaş da kızıp peşlerine takılmış... Sonunda duruma müdahale eden zaptiyeler, hepsini yakalayarak Karakuşi Kadı’nın karşısına çıkarmışlar. Ördeğin sahibi, ‘Bu adam ördeğimi hiç etti’ diye şikâyet etmiş. Kadı, fırıncıya sormuş: ‘Ne yaptın bu adamın ördeğini?’ Fırıncı ‘Uçtu’ demiş. Kadı, kara kaplı defterini açmış: Ördeğin karşısında ‘Tayyar’ yazılı. “Tayyar ‘Uçar’ anlamına gelir. O halde ördeğin uçması suç değil” diyerek fırıncının beraatına karar vermiş. Gözü çıkan gayrimüslim vatandaşın şikâyetine de kara kaplı defterden bir madde bulmuş: ‘Her kim, gayrimüslimin iki gözünü çıkara, o Müslüman’ın tek gözü çıkarıla...’ Karakuşi Kadı, ‘Şimdi’ demiş, ‘Fırıncı senin öbür gözünü de çıkaracak, biz de onun tek gözünü çıkaracağız.’ Tabii gayrimüslim şikâyetinden hemen vazgeçmiş. Çocuğunu kaybeden kadının kocasına da, Karakuşi Kadı, ‘Karını vereceksin, bu adam yerine yeni çocuk koyacak’ diye hüküm kesmiş. Böyle olunca adam da, şikâyetini anında geri almış. Kadı Yahudi’ye sormuş: ‘Senin şikâyetin ne?' Yahudi ellerini açmış, ‘Ne diyeyim kadı efendi’ demiş, ‘Adaletinle bin yaşa sen e mi!’ Merhum Süleyman Demirel fıkrayı anlattıktan sonra kendisini dinleyen topluluğa dönerek; “Ananı öpen kadı ise, kime şikâyet edeceksin? Bugün ülkedeki durum bu! Anladınız mı?” demişti.
***
NOSTALJİ
ESKİŞEHİR’DE ÇAĞLAR’A PLAKET
Yıl: 1993. 31 yıl önce DYP’li Devlet Bakanı Cavit Çağlar Eskişehir Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (ESİAD) düzenlediği etkinliğe katılıyor. Tarihi fotoğrafta dönemin ‘Eskişehir Valisi Ali Fuat Güven, ESİAD Başkanı Orhan Kesikoğlu ve ESİAD Yönetim Kurulu Üyeleri merhum Ali Çetinkaya, Selim Çolpan, Ömer Bilgin’ yer alıyor. 1944 Gümülcine doğumlu olan Cavit Çağlar 1982 yılında merhum Süleyman Demirel’in teklifini kabul ederek, siyasete girdi. 1987, 1991 ve 1995 seçimlerinde DYP’den Bursa Milletvekili seçildi. İlki ‘20 Kasım 1991- 25 Haziran 1993 tarihleri arasında, ikincisi 5 Ekim 1995- 6 Mart 1996 tarihleri arasında’ Türkiye Cumhuriyeti Devlet Bakanlığı yaptı. Demirel’e yakınlığıyla öne çıktı. Hatta onun için “Demirel’in manevi evladı” deniliyordu. 1954 Erzincan Kemaliye doğumlu olan Ali Fuat Güven 38 yaşında Eskişehir Valisi oldu. DYP-SHP Koalisyon Hükümeti döneminde 21 Şubat 1992- 4 Ekim 1999 tarihleri arasında (7,5 yıl) Eskişehir Valiliği yaptı. İlk Valilik görevini Eskişehir’de yapan Güven, daha sonra Bursa Valiliği’ne atandı. 2003 yılında Uşak Valiliğine atanan Güven 2005 yılında emekli oldu. Güven, ‘çok sert ve disiplinli’ bir Vali’ydi. Tam bir devlet adamıydı. İktidarın değil, devletin valisiydi. Yapılan ‘ihaleleri titizlikle inceler, yanlış yapan’ bürokratlara acımazdı. Devletin ‘tek kuruşunu zarara uğratan müdürleri’ cezalandırırdı. Hemen soruşturma açar, onları açığa alırdı. Eskişehir’de başarılı hizmetlerde bulundu. İz bırakan ve unutulmayan Valiler arasında yer aldı. O yıllardaki Orhan Kesikoğlu’nun başkanlığını yaptığı ESİAD ‘imza attığı işlerle hep kent gündeminde’ yer alıyordu. Kentimizin önemli sorunlarının çözümünde etkin oluyordu. Siyasi partilerin ‘yerel birleşenlerini ve Eskişehir’in tüm milletvekillerini Eskişehir paydasında bir araya’ getiriyordu. 1990’lı yıllarda ESİAD’ın yarattığı etkiyi daha sonraki yıllarda hiçbir demokratik kitle örgütü yapamadı. Kesikoğlu’ndan sonra ESİAD Başkanı olan Ali Çetinkaya 28 yıl önce 15 Aralık 1996’da Eskişehir’den Ankara’ya giderken, 18. kilometrede yolun kaygan olması nedeniyle aracın şarampole uçması nedeniyle yaşamını yitirdi. Çetinkaya hayatını yitirdiğinde 36 yaşındaydı. Çetinkaya’ya Allah’tan rahmet diliyorum. Mekanı Cennet olsun.
***
FOTO ŞAKA
AK Parti Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Nebi Hatipoğlu: Kazım abi dün rüyamda seni gördüm. Ben Büyükşehir Belediye Başkanı seçilmişim. Sen de beni kutlamaya gelmişsin.
Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt: Beni Hastanede de görmüşsün ya! Onu da rüyanda görmüş olmayasın. Zaten Başkan seçilmeni ve benim de seni kutlamaya gelmemi ancak rüyanda görürsün. En iyisi sana Odunpazarı Belediyesi kitabı vereyim. 5 yıl sonra arabadan inip, başka partiye geçtiğinde bundan çok faydalanırsın.
***
DÜNYA TARİHİ
OSMANLI’DA İLK DALGIÇ EKİBİ
Yıl: 1893. 131 yıl öncesine ait tarihi fotoğrafta Osmanlı Donanması’nda ilk dalgıç ekibi görülüyor.
***
REPLİK
“Suç hastalık izni almış bugün geç başlayacakmış.” Starsky and Hutch / Afili Aynasızlar