Geçen hafta bu köşede yayımlanan 'Bu Daha Başlangıç..!' başlıklı birinci yazımda, seçim sonrasında ülkemizi bekleyen gerçekleri; 'Cumhuriyet Değerlerimiz Korunmalı ve Geliştirilmeli, Demokrasi İttifakı Geliştirilmeli' ara başlıkları altında özetlemeye çalıştım.
Ayrıca, ülkemizde güçlü ve sürdürülebilirliği olan bir Demokrasi Birliği'nin oluşabilmesi için güncel ve somut öncelikli gelecek öngörülerimi de sizlerle paylaştım...
Bugün geldiğimiz aşamada daha da önem kazanan durum karşısında, bu ülkenin duyarlı yurttaşlarının ve örgütlerinin, bilgilerini, bilinçlerini, görev ve sorumluluklarının ciddi bir biçimde tekrar gözden geçirmeleri gerekiyor.
*****
14 MAYIS'TAN ÇIKAN SONUÇLAR
Seçimlerin kesin olmayan sonuçlarından aşağıdaki sonuçlar çıkarılabilir:* Cumhur Başkanlığı Seçimi ikinci tura kaldı...
* RTE, 21 yıldan beri ilk kez 'kazanamadı...' Ama Türkiye'nin başına çöken diktatörlüğün temel çivisi gevşedi. Artık bundan sonra uzun süre ayakta kalması çok zor...
* Seçim sürecinde iki önemli sorun adeta sırıttı. Birincisi 'Ucube Seçim Sistemi...', ikincisi 'Seçim Güvenliği...'
* 'Türkiye, Eskişehir Olamadı...' Eskişehir'deKemal Kılıçdaroğluyüzde 50,39 oyaldı. CHP ise birinci parti olarak yüzde 34,41 oy aldı ve milletvekili sayısını üçe çıkardı.
* 'Eskişehir, Kayı Köyü (bizim köy) Olamadı...' (Kayı'da Kemal Kılıçdaroğlu yüzde 74, CHP yüzde 52,6 oy aldı.)
* Seçim sonuçları, 'Ülkemizde demokrasi kültürümüzün eksikliğini...' bir kez daha ortaya döktü. Hani Nazım Ustanın dediğince: '— demeğe de dilim varmıyor ama —
kabahatin çoğu senin, canım kardeşim...!'
'DEMOKRATİK CUMHURİYET' OLMAZSA OLMAZ...
Çağdaş toplumbiliminde 'Demokratik Cumhuriyet, insanlığın bulduğu en iyi, en güzel ve en doğru yönetim sistemi' olarak kabul ediliyor.
Günümüz insanlığının sorunu'basit seçim taktikleriyle yönetici seçmek…' ya da'hangi diktatörlüğün daha iyi olduğunu tartışmak…' değil;'Cumhuriyet sistemini demokrasi ilkeleriyle daha iyi kaynaştırmaktır.'
Özcesi,Demokratik Cumhuriyet: 'Bilimin yol göstericiliğinde, demokrasinin güvenilirliğinde ve sanatın güzelliğinde sürdürülen bir toplumsal yaşam biçimidir…'
Bir başka deyişle, 'Demokratik Cumhuriyet, Cumhuriyetin demokrasi ile taçlandırılmasıdır...' Ya da son yıllardaki yaygın kullanımıyla 'Güçler ayrılığına dayalı demokratik parlamenter sistemdir.'
Yukarıda özetlemeye çalıştığımız temel ilkelerin 'kuru hayal olmadığının yaşanmış örnekleri' yakın tarihimizde vardır. Kurtuluş sürecimizin emperyalizme ve gericiliğe karşı 'Ya bağımsızlık ya ölüm' ilkesinde özetlenen 'azim ve kararlılığı' ile Kuruluş sürecimizde rehber edinilen 'Laik ve demokratik sosyal hukuk devleti…' ilkeleri yolumuzu aydınlatmaktadır.
Bu yol gösterici örnekler, 'Bugün ülkemizde demokrasiden yana olan örgütlerimizin ve duyarlı yurttaşlarımızın 'daha güçlü birliktelikler oluşturmasını' gerektiriyor…'
GÜNCEL SORUNUMUZ:'DEMOKRATİKLEŞME'
Toplumsal yaşamın dün, bugün, yarın zinciri doğrultusunda, Türkiye İşçi Partisi (TİP)'nin 1975 Programı'ndan bir bölümü sizlerle paylaşmak istiyorum. Bence günümüze ışık tutuyor:
'Bugün ve önümüzdeki sürede Türkiye'nin güncel ve ivedi sorunu politik alanda ülkenin demokratikleşmesidir. ...
Türkiye'nin demokratikleşmesi öncelikle politik alanda ivedidir. Demokrasinin geliştirilmesi, düşün, söz, basın, yayın ve örgütlenme özgürlüklerinin engelsiz sağlanması geciktirilemeyecek kadar ivedidir. ... Bununla birlikte, uzun süreli açıdan, demokratikleşme yalnız politik alanda değil, tüm toplum yapısında gerçekleşmesi gereken bir süreçtir. ...
Demokratik hak ve özgürlüklerin geliştirilmesi ve yaşamda belirmesi, halkın ülke işlerinin yönetim ve yürütümüne etkin biçimde katılmasının sağlanmaya çalışılması, egemen sınıfların ve emperyalizmin baskı ve sömürüsünü dizginleyebileceği gibi, aynı zamanda sosyalizmin de yolunu açacaktır...'
SÖZÜN ÖZÜ
Siyaset kurumu yaşamın her alanında öncelikli olarak gelecek öngörüsü üretmek zorundadır. Gelecek öngörüsünün duygusal dünyamızdaki adıdır; umut…
'Umut, hiç bitmeyen bir bahar mevsimidir. İçinde kar da yağar fırtına da kopar. Ama çiçekler açmaya devam eder…'
Evet, Cumhur Başkanı Seçiminin İkinci Turu nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın, Türkiye'yi zorlu günler bekliyor… Öyleyse başlıktaki savsözü tamamlayarak tekrar birlikte haykıralım:
'Bu Daha Başlangıç, Mücadeleye Devam… !'
Son olarak, yaşamın ölçülemeyen zaman kavramı içindeki 'önlenemeyen gerçeği' anımsatmak istiyorum: 'Her şey sürekli iyiye, güzele, doğruya yönelik olarak gelişir…'
Yeter ki, 'Bilimin rehberliğinden, demokrasinin güvenilirliğinden ve sanatın güzelliğinden beslenen umutlarımıza daha sıkı sarılalım…'
*****
İZNİNİZLE...
Eşimin sağlık kontrolleri için bir süre Ankara'da olacağız. Bu nedenle 22 Mayıs Salı günü KESİT köşesinde yazım çıkmayacak.
Her durumda ve koşulda, azim ve kararlılıkla…
Sağlıkla, sevgiyle, dostlukla, birlikte…