Kesit köşemizdeki 31 Ocak 2023 tarihli önceki yazımın son paragrafı şöyle bitiyordu:
'Eşimin tedavi sürecinde gerekli görülen yeni bir operasyon için yine bir süre Ankara'da olacağız. Bu nedenle Kesit köşesi yazılarıma üç hafta ara vereceğim. Sağlıklı günlerde köşemizde tekrar buluşmak dileklerimizle…'
7 Şubat 2023 tarihinde ise sosyal medyada çocuklarımızla birlikte şöyle bir paylaşım yapmıştık:
'Sevgili eşim/ annemiz Emine Güler Gerede, dokuz yıldan beri sürdürmekte olduğu sağlıklı yaşam mücadelesinde 'on birinci ameliyatını'da oldu...6 Şubat 2023 Pazartesi günü sabah saatlerinde, deprem acılarıyla yoğrulan ameliyatımız iyi geçti. Ameliyat sonrası tedavimiz sürüyor. Hastamızın genel durumu iyi…'
*****
Aradan geçen üç haftada 'Ülkemizde depremin ortaya koyduğu acı gerçekler' doğal olarak tüm bireysel ve toplumsal sorunların önüne geçti.
Toplumumuzda çok güçlü bir 'duygusal fırtına' esiyor. Ne yazık ki toplumca günlerimiz, 'Birlikte izlediğimiz bir korku filmini birbirimize anlatmakla geçiyor…' Geleceğe yönelik somut önermeler yetersiz kalıyor… Üstelik ortalıkta çok yoğun 'bilgi kirliliği' dolaşıyor…
Oysa deprem sorununun olabildiğince sadeleştirilmesi ve 'Endişelenmeyen çözüm bulamaz, panikleyen çözüme ulaşamaz…' gerçekliği içinde irdelenmesi gerekiyor.
*****
Bu yazının başlığında kullandığım'saptırmalar' sözcüğü: 'Evrensel bilim, demokrasi, hukuk ve etik kurallarına aykırı olan tutumlar ve eylemler…' anlamında kullanılmaktadır. Sözcük bu anlamda 'sapkınlık/ sapkın' sözcükleriyle de yakından ilişkilidir.
Konunun diğer anahtar sözcükleri ise 'siyaset, organizasyon (düzenleme), eşgüdüm' sözcükleridir…
Ülkemizde uzun süredir sorun olan 'saptırmalar', asrın depreminden sonra öylesine azgınlaştırıldı ki… Bu bağlamda, 'Deprem yıkımını fırsata çevirme…' ya da 'Depremden mal kaçırma…' anlayışı içindeki sapkınların kışkırttığı sapmaları birlikte irdeleyelim.
Aşağıda özet cümlelerle sunduğumuz sapmaların/ saptırmaların ayrıntılarına güvenilir kaynaklardan ulaşabilirsiniz.
BİLİMDEN, DEMOKRASİDEN, HUKUKTAN, ETİKTEN SAPTIRMALAR

*Depremi kadere bağlayan devlet anlayışı…
* Eğitime ara verme, Üniversiteleri uzaktan eğitime dönüştürme, KYK Yurtlarını kapatma kararları…
* Yıkıntıların apar topar kaldırılması…
* Deprem sonrası kurtarma çalışmalarında 'acele etmeyen; yeni konutlar yapılması konusunda çok acele eden' iktidar anlayışı…
* Bilime aykırı biçimde 'imar affı' yapan devlet ve bu affı alkışlayan halk çoğunluğu…
* Seçimleri YSK'ya erteletmeniyetleri/ taktikleri…
* Seçim güvenliğinden muhalefet partilerini uzaklaştırma taktikleri…
* Yargı sistemini 'daha dabağımlı' hale getirme girişimleri…
* Muhalif medyanın ve sosyal medyanın karartılması...
* İstifa etmeyen/ ettirmeyen, hesap vermeyen, özeleştiri yapmayan'tek kişi sistemi…'
DURUM SAPTAMALARI VE ÖNERMELER
  • Tüm sorunlar 'Tek adam sistemine dayanmaktadır…'
  • Devlet (Hükümet) kurumları ile belediyeler ve demokratik örgütler arasında çok ciddi 'eşgüdüm' sorunu vardır.
  • Bilgi kirliliğine karşı depremle ilgili sağlıklı değerlendirmeler için: 'İlgili meslek ve akademik kuruluşlarla demokratik kitle örgütlerinin tespit ve önermelerine başvurulmalıdır.'
  • Basın ve demokratik örgütler özgür ve bağımsız olmazsa deprem karanlığı aydınlatılamaz…
  • Gerçek ve kalıcı çözümler 'Demokratik Cumhuriyet sistemindedir…'
  • 2023 Seçimleri, sorunların çözümü için çok önemli bir fırsattır…
*****
SÖZÜN ÖZÜ
Ülkemizde bir yanda deprem yıkımının oluşturduğu derin acılar karşısında sözün bittiği anlar yaşanırken…
Bir yanda evrensel bilime, demokrasiye, hukuka ve etik değerlere aykırı bir biçimde sapmalar/ saptırmalar/ sapkınlıklar yaşanıyor…
İzninizle bugünkü yazımı, 7 Şubat 2023 tarihinde çocuklarımızla birlikte yaptığımız sosyal medya paylaşımımızın son paragrafıyla bitirmek istiyorum:
'Bizler, deprem ve kanser gibi temel sorunların ancak 'bilimin ışığında dostça paylaşarak' aşılabileceğinin bilincindeyiz...'
Sağlıkla, sevgiyle, dostlukla...