Bir insanın en derin yönleri sevdikleriyle olan ilişkilerinde ortaya çıkar. Sevgi, sadece çevremizle değil, aynı zamanda kendimizle barışmamıza da olanak tanır.

Bir insan sevdiğinde, karşısındakinin gözünden dünyaya bakabilme yeteneğini kazanır.

 Sevgi, adeta bir ayna gibi işlev görür; kişi ne kadar sevgiyle dolarsa, o kadar içsel bir farkındalık ve değişim yaşar.

‘’sevgi bir başkasının içinde kendini bulmaktır.’’

İsmine Aşk dediğimiz büyülü kelime, Her şeyin temelinde yatar ve bu da zamanla sevgiye dönüşür. Aşkın kalıcı olması için, sevgiye dönüşmesi gerekir.

Aşk İnsanın en güçlü yanlarını ortaya çıkarır. Kişiyi zaaflarıyla yüzleştirir, ancak aynı zamanda bu zaafları aşma gücü de verir.

 Özellikle güçlü bağlar kurduğumuzda, sevginin bize sağladığı içsel güç daha belirgin hale gelir. Bir insan sevildiğini hissettiğinde, zor zamanlarda yalnız olmadığını bilir ve bu, hayatta kalma ve daha iyi bir insan olma konusunda moral kaynağı olur.

Her insan, sevginin etkisiyle değişim geçirir. Bu değişim, bazen minör, bazen ise devrimsel olabilir.

Sevgi her şeyin ötesindedir.

Sevgi bizi dönüştürür, Her insan yaşam tarzından, düşünce yapısından, tecrübelerinden, bulunduğu ortamdan kendine has dönüşür.

 Peki sevmek bize ne yapar? Nasıl dönüşüyorum?

 Daha merhametli bir insan oluyorum. Cemal Süreya’nın dediği gibi ben aşkı evvela derin bir merhamet zannettim.

İnsan aşkla daha yüksek bir varlık haline gelir.

“Duyduğum sevgiyle daha iyi bir insan oluyorum.
Sadece sevmenin gücüyle bir insanın nasıl değişebileceğini öğrendim.’’

Daha iyi bir insana dönüşüyorum,

Sevgi empatidir, derin hissediyorum,

Rumi’nin ifadesiyle

“Aşk, iki kalbin aynı dili konuşmasıdır, Gözler susar, ama kalp birbirini anlar.
Ne söylemen gerektiğini değil, ne hissettiğini duyduğunda, Gerçek anlam başlar.”

 Kendimi buldum, bazı ruhlar evvelde aşinadır birbirine, o yüzden ilk görüşte kalbim ısındı sana. Derin bağın ne demek olduğunu hissediyorum.

“Aşk seni kendi derinliklerine çeker, der Mevlana
Kendisini tanıyan, her şeyin gerisinde sevgiyi bulur. Diye ekler
Aşk, kendinle barışmak için bir yoldur.” Kendimle barıştım. Daha güçlü hissediyorum.

 Sevginin en güzel yanı, sadece bireysel bir dönüşüm yaratmakla kalmayıp, aynı zamanda toplumsal düzeyde de bir iyileşmeye ve anlayışa katkıda bulunmasıdır. Bir toplumda bireyler birbirlerini sevdiğinde, bu sevgi toplumu daha huzurlu, daha barışçıl ve daha hoşgörülü kılar ve bu enerji muhakkak her yere yayılır.

Sevgi aynı zamanda yaratıcı süreçleri de tetikler. Birçok sanatçı, yazılarını, tablolarını veya müziklerini sevgiye olan derin bağlılıklarıyla oluşturmuşlardır. Onlar, Müziğe aşıklardı , resimlere, tablolara sözcüklerin büyüsüne aşıklardı.

 Sevgi, insanın ruhunu besler ve onun içindeki sanatsal potansiyeli açığa çıkartır. Bir insan sevdiği zaman, dünyayı daha farklı, daha renkli bir şekilde görmeye başlar.

Bu sadece duygusal bir durum değildir, aynı zamanda insanları köklü bir şekilde dönüştüren, şekillendiren ve bazen yeniden inşa eden bir güçtür.

İnsanlık tarihi boyunca birçok düşünür, sanatçı ve yazar sevginin insanları nasıl değiştirdiğini sorgulamıştır ve farklı boyutlarını keşfetmeye çalışmıştır.

Sevgi ve aşk, insanın doğasında, ilişkilerinde, toplumsal yapılarında ve evrensel düzende öyle güçlü bir yer tutar ki, ona dikkatli bakıldığında aslında her şeyin kaynağı olduğu anlaşılır.

Ve üç çeşit sevgi vardır,

Çünkü, eğer ve rağmen sevgisi. Bu sevgi türlerini  şu şekilde örneklendirelim;

İlk olarak çünkü sevgisi şöyledir,

Seni seviyorum çünkü sana ihtiyacım var. Bu sevgi karşımızdakini bir özelliğinden dolayı sevmektir.

Eğer sevgisi ise şöyledir,

Eğer istediğim gibi kalırsan seni severim. Burada karşımızdaki insanı istediğimiz bir kalıp içerisinde kabulleniriz ve karşımızdakini şartlarız.

Bir de rağmen sevgisi vardır. işte bu sevgi türünde  bir sebep bir şart aramadan her şeye rağmen severiz. Burada sevgi her şeye rağmendir.

Her şeye rağmen sevebilmek ne büyük nimettir. Sevginin en güzel halidir.

Sevgi insanlık tarihinin başlangıcından beri var olmuştur ve insanlık tarihi kadar eski olan bir duygudur.

İnsanlık tarihinin en eski sorularından birisi Hayatın anlamı nedir ve  insan ne için yaşar? Sorusudur.

Elbette cevaplar çok farklıdır çünkü her filozof, her birey ve her kültür farklı bir bakış açısına sahiptir. Her cevap bir kesim için doğrudur. Ancak bir gerçek vardır ki, ne olursa olsun, bu dünyada her şey sevgiden, aşktan doğar ve her şey aşktan beslenir. 

Bu dünyada her şey sevmekten geçer. Her şeyin temelinde sevgi yatar.

İnsan ne için yaşar bilmiyorum, yüzlerce farklı cevap verebilirim. Fakat insan ne ile yaşar derseniz, muhakkak ki sevgi ile yaşar.