Vergi politikaları, bir ülkenin ekonomik yapısının temel taşlarından biridir. Ekonomik büyüme, adil gelir dağılımı ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmada kritik bir rol oynar.

Ancak, Eskişehir Ticaret Odası (ETO) Başkanı Metin Güler’in sosyal medya hesabından yaptığı açıklamalar, Türkiye’deki vergi sisteminin iş dünyası üzerindeki baskıcı etkilerini bir kez daha gözler önüne seriyor.

ETO Başkanı Güler, X hesabından yaptığı paylaşımda “Vergi dilimleri sebebiyle çalışanlarımızın maaşları eriyor ve yaptığımız zamlar da vergiye gidiyor. Öte yandan dolaylı vergide de dünyada en üst sıralardayız. Hem firmaların hem de çalışanların ekonomik olarak güçlenmesi için vergide reform yapılması büyük önem taşıyor.” Dedi.

Güler’in belirttiği gibi, yüksek vergi dilimleri nedeniyle çalışanların maaş artışlarının büyük bir kısmının vergiye gitmesi hem çalışanların alım gücünün azalmasına hem de firmaların motivasyonunun düşmesine yol açıyor. Çalışanların daha fazla kazanarak ekonomik refaha ulaşması, aslında piyasaların da canlanmasına ve ekonomik büyümenin hızlanmasına katkı sağlayacaktır. Ancak, mevcut vergi sistemi altında bu hedefe ulaşmak giderek zorlaşıyor.

Aynı zamanda dolaylı vergide dünya sıralamalarında üst sıralarda olmamız, gelir dağılımında adaletsizliğin pekişmesine neden oluyor. Dolaylı vergiler, genel olarak düşük gelirli bireylerin gelirinden daha büyük bir pay alır ve bu da toplumdaki ekonomik uçurumu derinleştirir. Dolayısıyla, reform gerekliliği yalnızca iş dünyasının değil, aynı zamanda toplumsal yapının da bir çağrısıdır.

Vergi reformu, ekonomik büyüme için hayati öneme sahiptir. Reformlar, firmaların rekabet gücünü artırmalı, inovasyon ve yatırımları teşvik etmeli ve istihdam yaratma kapasitesini yükseltmelidir. Ülkenin ekonomik potansiyelini tam anlamıyla ortaya koyabilmesi için vergi sisteminin daha adil, şeffaf ve teşvik edici bir yapıya kavuşturulması gerekmektedir. Ayrıca, dolaylı vergiler yerine gelir ve servet üzerinden alınan doğrudan vergilerin artırılması düşünülmelidir.

Başkan Metin Güler’in de vurguladığı gibi, bu yalnızca ekonomik bir gereklilik değil, aynı zamanda sosyal adaletin sağlanmasına yönelik bir adımdır. Vergi yükünün dengeli ve adil bir şekilde dağıtılması, toplumun her kesiminin refahını artıracak ve ülkenin kalkınmasına katkıda bulunacaktır. İş dünyası ve çalışanlar, sırtlarındaki vergi yükünün azalmasının etkilerini yalnızca kendi bütçelerinde değil, ülke ekonomisinin genel sağlığında da hissetmelidir.

Sonuç olarak, iş dünyasının vergi reformu çağrısına kulak verilmeli ve bu konuda adil ve sürdürülebilir çözümler geliştirilmelidir. Ekonomik büyümeye ve toplumsal refaha giden yol, vergi sistemimizin köklü ve yapıcı değişiminden geçiyor. Zira, güçlü bir ekonomi ve adil bir toplum için verginin herkes tarafından adil bir şekilde paylaşılması gereklidir.

***

((ikinci yazı))

ESKİŞEHİR'DE ÇOCUKLAR İÇİN UMUT IŞIĞI

Her yıl 20 Kasım’da kutlanan Dünya Çocuk Hakları Günü, çocukların haklarının korunması ve geliştirilmesi adına önemli bir dönüm noktasıdır. Çocukların güvenli, sağlıklı ve eğitimle donatılmış bir çevrede büyümesi hakkı, evrensel bir insan hakkı olarak tüm toplumların sorumluluğundadır. Bu bağlamda, Eskişehir Valiliği’nin 1 Kasım 2023 ile 6 Kasım 2024 tarihleri arasında gerçekleştirdiği çalışmalar, çocukların hayatlarını köklü bir şekilde iyileştirmeyi hedefleyen örnek bir girişim olarak öne çıkıyor.

Vali Hüseyin Aksoy'un talimatıyla yürütülen bu kapsamlı projelerde, sokakta çalışmak zorunda kalan veya dilendirilen 197 çocuğun tespiti ve onlara sunulan destek hizmetleri hem yerel yönetimlerin hem de toplumun nasıl ortak bir amaca yönelik çalışabileceğini gösteriyor. Tespit edilen çocukların yaş aralıkları dikkate alındığında, bu konuya erken müdahalenin önemi bir kez daha gözler önüne seriliyor.

Özellikle eğitim, çocukların hayata daha sağlam adımlar atabilmesi için vazgeçilmez bir araçtır. Bu anlayışla düzenlenen 20 kursa katılan 94 çocuk, gelecekte sağlam bir meslek sahibi olarak topluma faydalı bireyler olma yolunda ilk adımlarını atıyor. Eğitimle kazandırılan 123 çocuk ve koruyucu tedbir uygulanan 20 çocuk, daha güvenli ve umut dolu bir geleceğe doğru yol alıyor. İl Millî Eğitim Müdürlüğü'nün çabaları, bu çocukları tekrar eğitimle buluşturmakta ve onların geleceğini inşa etmelerinde kritik bir rol oynamaktadır.

Ayrıca, 42 haneye yapılan ekonomik destekler, çocukların aileleriyle birlikte sürdürülebilir bir yaşam kurmaları için gereken maddi güvenceyi sağlamaya yönelik önemli bir adımdır. Çocukların sağlık taramasından geçirilmesi de onların bedensel ve ruhsal sağlıklarının düzenli bir şekilde kontrol ediliyor olmasının önemini vurguluyor.

Söz konusu çalışmalar, yalnızca fiziksel ihtiyaçları karşılamakla kalmıyor, aynı zamanda toplumsal farkındalığı artırarak uzun vadeli çözümler üretmeyi hedefliyor. 126 hanenin ziyareti, bu ailelerle yakından ilgilenildiğini ve toplumun her kesiminin bu süreçte bilinçlendirilmesi gerektiğini gösteriyor.

Dünya Çocuk Hakları Günü’nün ruhuyla harmanlanan bu çalışmalar, çocukların hak ettikleri yaşam standartlarına kavuşmalarını destekleyen kutsal bir çabanın ürünü. Eskişehir Valiliği’nin girişimleri, diğer illere de örnek teşkil etmelidir. Çünkü her çocuğun güvenli bir ortamda büyümeye, eğitim almaya ve geleceğine umutla bakmaya hakkı vardır. Geleceğimizi aydınlatacak çocuklarımız için çabalarımızı artırmalı ve onlara hak ettikleri yarınları sunmak için yorulmadan çalışmaya devam etmeliyiz.

Çocuklar için daha parlak bir gelecek, bugünün en büyük sınavıdır. Eskişehir’de atılan bu adımlar, bu sınavın başarılı bir şekilde verilmesi adına atılmış dev bir adım ve umut ışığı olarak önümüzde durmaktadır.