Son günlerde bazı çevrelerde bir “Atatürk sevgisi” aldı başını gidiyor. Atatürk sevgisi elbette hiç kimsenin tekelinde değildir.
Atatürk’ün ulusumuzu ayakta tutan en önemli ortak değerlerimizden biri olduğuna inanırım ve sevgisini içtenlikle dile getiren herkese saygı duyarım.
Ancak, çok uzun zamandır “tavırlı” olduğunuzu açıkça belli ettiğiniz bir kişiye karşı olan duygularınız “bir gece ansızın” değişebilir mi?
“YILDIRIM AŞKI MI?..”
Yıllardır, Atatürk’e ve Cumhuriyetin kurucu kadrolarına demediklerini bırakmayan “Çiçeği Burnunda Atatürkçülerin” geçmiş söylemleri ile son günlerdeki açıklamalarına baktığımızda siyaset bilimcilerin bile kafası karıştı(!).
Nasıl karışmasın?
Ancak, bu milletin unutamadıkları var…
Zübeyde Hanım’a hakaretler edilirken nerelerdeydiniz?
Fesli püsküllü çakma tarihçilerin Atatürk’e yalan yanlış saldırılarına neden göz yumdunuz?
Futbol stadyumlarından bile adını neden sildiniz?
“Olmasaydın da olurduk” ilanları Patagonya’da mı yayımlandı?
“Fırdöndü solcular”, “yetmez ama evetçiler”, “numaracı cumhuriyetçiler” artık bir işe yaramıyorlar mı?
ÇEDES gibi projeler, sadeleştirilmiş(!) “maarif modelleri” yeterli gelmedi mi?
“AH BU ANKETLERİN GÖZÜ KÖR OLSUN(!)…”
Yerel seçimleri kaybettikten sonra oy oranlarının hızla düştüğünü görenler; yeni seçimlere kadar “geçici” Atatürk “dövmesi” ile oy devşirmeyi düşünüyor olabilirler mi?
Yoksa kafalarındaki anayasa değişikliklerini gerçekleştirebilmek düşündükleri “somut gerçekliğine inanılmayan” açılım projelerinin bir işe yaramadığını gördükleri için sıra Atatürkçülere “şirin gözükmeye mi” geldi?
Acaba 10 Kasım’da Anıtkabir’e aileleri ile gönülden koşarak giden 1 milyondan fazla yurttaşımızı mı yeni mi gördüler?
Yoksa, Türkiye genelinde Cumhuriyetimizin 101. Yılı kutlamalarında ve 10 Kasım Atatürk’ü anma etkinliklerinde halkımızın giderek yükselen azimli coşkusunu mu izlediler?
Çok uzağa gitmeye gerek kalmamış bile olabilir(!)…
Eskişehir’de Atatürkçü Düşünce Derneği’nin öncülüğünde gerçekleştirilen Cumhuriyet yürüyüşünün son yıllarda Eskişehir’de yapılan en çok katılımlı ve en coşkulu yürüyüş olduğunu görmüş olabilirler mi?
Yine Eskişehir’de Yenikent Mahallesi halkının “resmi törenlerin dışında” tamamen gönüllü olarak yaptığı Ata’ya Saygı yürüyüşünü ve anma etkinliğindeki coşkulu katılımı duymuş olabilirler mi?
“HİÇ YOKTAN İYİ MİDİR?..”
Sözü “İşte, Atatürk’ü sevmeye başladılar (!..) Hiç yoktan iyidir, artık hatalarını anladılar, bizi kucaklıyorlar, çok samimiler, bölücülük yapmayalım(!), sığ düşünmeyelim” diyerek sevinenlere “teşbihte hata olmaz” diyerek bir fıkra ile bağlayalım;
“Hani gümrükte bir bavul dolusu saatle yakalanan adama gümrük memuru sormuş:
- Bunlar nedir?
Adam cevap vermiş;
- Kuş yemi.
- Saatten kuş yemi olur mu?
- Valla ben kuşların önüne koyuyorum. İsteyen yer, istemeyen yemez...”
Bilmem anlatabildim mi?..