Fotoğraf...
Zamanın ve mekanın iç içe geçmiş hali...
Sonsuza dek kalakalmışlar...
Öncesi, sonrası yok,
Yalnızca o an var...
Dijital dünya hayatımızın en önemli parçası olduğundan bu tarafa, yeni yeni alışkanlıklarımız ortaya çıkıyor...
Ya da biz onları yeni yeni keşfediyoruz...
Eskişehir'in eski fotoğraflarından söz ediyorum...
Özellikle Facebook'ta şehrin yıllar öncesi fotoğraflarının yer aldığı sayfalar var...
O sayfaları ziyaret etmeyi, bazen saatlerce o fotoğrafları incelemeyi seviyorum...
Odunpazarı,
Reşadiye,
Hoşnudiye,
Akarbaşı,
Sıcak Sular...
60 yıl, 70 yıl, hatta 100 yıl öncesinin fotoğrafları...
Şehrin o zamanki hallerini görünce, üzülmüyorum desem yalan olur...
Odunpazarı'ndaki o güzelim ahşap evler,
Doktorlar Caddesi'nde bugün hiç birinden eser kalmayan taş binalar,
Kravatlı beyler,
Modern kıyafetli bayanlar...
Çocuklar yine her zamanki gibi, gülerek bakıyorlar objektife...
Porsuk üzerindeki tahta köprüler...
Ordu Evi'nin tam karşısındaki (şu anda tramvayın geçtiği) köprünün olmadığı yıllar...
**************************
Fotoğrafların çoğu aile arşivlerinden derlenmiş...
Artık neredeyse vazgeçmek üzere olduğumuz 'bastırılmış fotoğraflar...'
Fotoğraf albümlerinin sayfalarına dört ucu ince kesiklerden geçirilerek tutturulmuş fotoğraflar...
Artık rahatça paylaşılıyor...
Ödünç vermek zorunda kalmıyorsunuz...
Gidip gelmeyecek endişeniz de yok...
İsteyen herkes görebilir...
Yaşadığı şehrin sokaklarını, caddelerini...
Sessiz sedasız bir tanık gibidir o fotoğraflar...
Ha unutmadan bir de 'bayram kartları' var...
Dörde bölünmüş karta, şehrin dört farklı yerinin görüntüleri yerleştirilir, bazen tam merkezde bir daire daha...
Oraya da kondurulmuş bir manzara...
Kartın bir kenarına da iri puntolarla yazılır; 'ESKİŞEHİR'
**************************
Eminim, Eskişehirliler biraz üzerine düşseler, daha nice eski fotoğraf çıkar ortaya...
Bir çoğumuzun görmediği, bilmediği anlar, mekanlar...
Sizce de çok hoş olmaz mı?