Eskişehir'de diğer şehirlerde olduğu gibi eğitimin belli kesimlerinde hararetli anlar yaşanıyor. Özellikle ilköğretim sisteminin değişen yüzü panik ve şaşkınlık yaratmış durumda. Haklılık payı yok değil elbette; ancak bu camia içindeki yetersizlikler, sistemi bozanlar, ezberciliğe neredeyse çanak tutanlar, parayla eğitimin kurnaz fırsatçıları bir şekilde ayıklanmalı. Geçen haftaki yazımdan sonra gelen birkaç soruda 'dönüşüme uğramış etüt merkezleri kapanmayacak' ibaresi nedir diye soranlar vardı ki sonunda yeni bir açıklama geldi ve tüm etüt merkezleri kapanıyor gerçeği tekrar deklare edildi. Parası kıymetli görgüsüz bazı fırsatçılar da milli eğitimden tanıdıklara sorarak acaba biz nasıl yırtar mıyız ya da bu pastayı nasıl emekli vermeden yemeye devam ederiz diye düşünebilir; ancak bütün sistemin mağdurları yani başta öğretmenler ve öğrenciler olmak üzere herkes yeni bir sayfanın nasıl olacağını bekliyor.
Şu anda belediyeler ilçe milli eğitim müdürlükleriyle protokol yaparak, yeni standartlarla 'sosyal etkinlik merkezi' açmaya hazırlanıyor. 6-12 yaş grubu öğrenciler akademik, sosyal, psikolojik ve sanatsal destek almaya bu şekilde devam edecekler. Ben bazı farklı tedirginliklere rağmen yerel bazda profesyonellik anlamında yeni oluşumun daha sağlıklı olma olasılığını da savunuyorum. Elbette hangi şehirde ve hangi belediyenin hangi amaçlarla çocuklara ideolojik yaklaşacağı bilinmez; bunun getirdiği yıkım nasıl düzelir bilinmez ve köy enstitülerinin bile tartışılır olduğu şu günlerde neler görürüz tahmin edemiyorum. Yine de oturarak fotokopileri test vererek trilyonlarca kazanan, vasıfsız insanların da ezilen öğretmenlerin olduğu bu sistemde kafalarına göre parayla kayıt ederek aldığı öğrencilere neredeyse zarar vererek zamanlarını çaldığı bu eski oluşum değişmeliydi zaten.
Kapanan etüt merkezleri neydi ne yapıyordu, hepsi aynı kefeye miydi, sistem değişiklikleri işe yarar mı ve özeleştiri yapan var mı ? Etüt merkezi nedir ne olacak, ne olmalı?
1. Çocuklarınız öğrenme sürecinde bilgisayarlardan, sanattan, dramadan yararlanıyor mu?
2. Çocuklarınız ne yapmak istedikleriyle ilgili, nasıl yapacakları ve kimle yapacaklarıyla ilgili seçme şansları var mı?
3. Çocuklarınızın devam ettiği program, onlara hem mekan içi hem de açık hava aktiviteleri sunuyor mu?
4. Ev ödevlerinden, fiziksel aktivitelere, spordan, yaratıcı sanatsal faaliyetlere, sosyalleşmeleri önemseniyor mu?
Bunları yaparak kapanmak üzere olan mağdur eğitimci dostlara eyvallah; ancak kendi işini aksatarak başka etüt merkezi sahibi olmakta olanlar varsa bu hiç sağlıklı bir durum değil. Çünkü 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'na göre, memurların ticaret ve diğer kazanç getirici faaliyetlerde bulunmaları yasaklanmıştır. Kanunun 28. Madde'si şöyledir. '(Değişik madde: 30/05/1974 - KHK-12; Değiştirilerek kabul: 15/05/1975-1897/1 md.) Memurlar Türk Ticaret Kanununa göre (Tacir) veya (Esnaf) sayılmalarını gerektirecek bir faaliyette bulunamaz, ticaret ve sanayi müesseselerinde görev alamaz, ticari mümessil veya ticari vekil veya kollektif şirketlerde ortak veya komandit şirkette komandite ortak olamazlar. Para sayma makineleriyle eğitimde açık arayan tüccar zihniyetle trilyonlar peşinde koşanlara duyrulur. Samimi, öğrenciye sevgiyle yaklaşan, aydınlık yüzlü idealist eğitimciler ile değerli veli ve öğrencilere sevgilerimle... Eğitimle ilgili yetkililerin gelişmelerle ilgili görüşleriyle yazılarım devam edecek.