Uzun yıllardır tartışma konusu olan EYT mağdurlarının sorunlarına çözüm bulunması için çalışmalar sürüyor.Aralık ayının ilk haftası açıklama yapılacağını söylemişti Çalışma Bakanı Vedat Bilgin.
Ancak halen çalışmaların devam ettiği ve özellikle de bütçeye getireceği mali yük konusunda bazı çekinceler olduğu anlaşılıyor. Zira sadece erken yaşta emekli olacak milyonlarca insan değil bir de işveren kesiminin talepleri eklendi EYT konusuna. Öncelikle emekli olduktan sonra çalışmaya devam edecek olan emeklilerin primlerinde % 5'lik bir indirim bekliyorlar. İktidar bu konuya olumlu yanıt verdi. İşveren kesimi ayrıca çok sayıda çalışanın emekli olması nedeniyle kıdem tazminatı ödeme konusunda sektörün sıkıntıya gireceğini belirterek bu konudada destek istedi. Maliye Bakanı bu konuda da olumlu bir yaklaşım gösterileceğini ve çalışmaların yapıldığını açıkladı.
Emekli olacak milyonların SGK sistemine getireceği olağanüstü ekonomik yükün yanısıra bir de işveren kesimine sağlanacak mali destek ve prim ödeme oranında yapılacak indirim de dikkate alındığında tüm mali dengeler alt üst olacağa benziyor.
Çalışma Bakanı,'yaş sınırı yok, sadece prim gün sayısı ve sigortalılık süresi yönünden 1999 yılındaki şartları sağlayan herkes emekli olabilecek, sınırlayıcı bir düzenleme olmayacak' demişti
Ancak Beştepe'de yapılan son toplantıda yaş konusunun gündeme geldiği ve tartışıldığı haberleri çıktı şimdi de. Eğer doğruysa bugüne kadar yaş şartı olmayacak diye sevinen emekli adayları için kötü bir haber bu. İddiaya göre kadınlarda 48, erkeklerde 50 yaş şartı getirilmesi konusu tartışılmış Külliye'de yapılan son toplantıda.
Çalışma Bakanı'nın müspet açıklamalarından sonra son dakikada yaş şartı getirilmesinin güven kaybına yol açacağı ve emekli olmak için 48 ve 50 yaşını bekleyecek kişilerin hayal kırıklığına uğrayacağı muhakkak. Bu hayal kırıklığı ve öfke seçim sandığına da yansıyacaktır.Şahsen Cumhurbaşkanı'nın seçim öncesinde böyle bir risk almak isteyeceğini sanmıyorum.
EYT konusunda devletin tüm mali dengeleri alt üst olacak , hem milyonlarca emekliye maaş ödenmeye başlanacak hem de işveren kesiminin maddi yöndeki talepleri nedeniyle SGK gelirlerinde de ayrıca azalma olacak.
Pandemi ve hemen sonrasında yaşanan küresel kriz döneminde ve üstelik yüksek enflasyonist bir ekonomi de EYT konusunun çözülmesini bırakın gündeme dahi gelmemesi gerekiyordu. Yıllardır zaten gündeme de alınmadı. Ancak seçim dönemlerinde her iktidar kesenin ağzını açar. Kese de tek kuruş olmasa da, ciddi bir bütçe açığına yol açsa da gereken yapılır. Zira iktidar yapmazsa muhalefet seçim otobüsünün tepesine çıkıp biz geleceğiz ve yapacağız der. İktidar yapmazsa muhalefet yapar. EYT konusunda artık geri adım atılamaz.
Çıkacak yasaya kişisel olarak destek verip çok memnun da olabiliriz. Ancak ülke ekonomisi açısından bakıldığında durum pek de iç açıcı değil. Geçmişte yapılan hataların bedelini bugün biz ödüyoruz. Bizim yaptığımız hataların bedelini de gelecek nesiller ödeyecek…
SGK sistemi çökmek üzere olduğu için 1999 yılında Yaşar Okuyan Yasası diye bilinen yasa çıkartıldı. Bu yasa ile erken emekliliğinin yolu kapatıldı. Böylece sistem kendini telafi eder hale gelecekti. Aradan geçen süre zarfında yaş meselesi tekrar halk nezdinde tartışmaya açıldı.Milyonlarca emekli adayı milyonlarca oy demek. Hiçbir iktidar veya muhalefet bu büyüklükte bir halk kitlesini karşısına alamaz. Hele bir de seçimler yaklaşıyorsa…Popülist politikalar belli bir kesimi memnun ederken ülke ekonomisini de olumsuz etkiler. Demokrasiler demantıktan önce oy hesabı yapılır.Bu durum yüz yıl geçse de değişmez…