20 Kasım 2022'de başlayan Dünya Kupası'ndaki görüntüleri görünce, ülkemizin neden 20 yıldır dünya kupalarında olmadığını çok net anladım.
Bir tarafta Fair-Play içerisinde, futbolu eğlence gibi gören, kızlı erkekli aile ortamında, farklı ülkelerden, farklı milletten insanların yan yana maç izlediği bir turnuva, bir tarafta ekonomik sorunları en iyi bilen bir taraftar kitlesinin 'kümeye' diyen tezahüratlarını duyuyoruz. Bitmiyor akşamı rakip takıma işaret fişeği sallayan, sahaya atlayan kendini bilmezlerin, futbolcuya saldırmasına tanık oluyoruz.
İnanın insan sağlığının yanında bazı şeylerin hiç bir önemi kalmıyor. Neden bu kadar kutuplaştık, neden bu kadar geriye gidiyoruz hiç sorgulamadık. Aslında bu tür insanlar hep içimizde vardı. Ama futbolu yönetenler kolay yolu bularak, bunları temizlemeyip, kulüplere para cezası verip, tribünleri kapatarak çözüm bulmaya çalıştılar. Yanlışlığını defalarca yazdık.
40 yılı aşkın tribünlerdeyim.Değil sahaya bir şey atmak, tribünde oturduğum yere dahi bir kağıt parçasını bile atmadım. Ama atanlar yüzünden kaç defa tribün kapama cezası aldık hatırlamıyorum. Bazı kendini bilmezlerin yaptıklarını hep bizler çektik. Oysa statlarda yayıncı kuruluşun çekim yaptıkları, emniyetin kendi video kameraları hariç, yüzlerce güvenlik kamerası var. Tabiri caizse sizi gözünüzün retinasından dahi tanıyacak teknolojik sisteme sahipler. Faillerini tespit etmek inanın en fazla 15 dakikanızı alır. Bunları kim yapıyorsa, ilk önce onları temizleyin. Artık kulüp yöneticileri de araya girerek böyle taraftarlara sahip çıkmaktan vazgeçsinler. Kanun karşısında ellerinden bir şey gelmeyen, kulüplere para cezası vererek sonuca ulaşılmıyor.
37 yıl önce 29 Mayıs 1985'te yaşanan 'İngiliz Holiganizm'inin kasıp kavurduğu o yıllarda 39 kişinin ölümü ile sonuçlanan 'HeyselFaica'sını,İngiliz hükümeti aldığı sert tedbirler ile bir anda kesti. O maça giden bütün İngiliz taraftarlarına ömür boyu maç yasağı getirdi. İngiliz takımlarının oynadığı uluslararası Milli ve Kulüp maçlarında ülke dışına çıkarmadı. Pasaportlarını iptal etti. Kırmızı bülten koydu. Stadyum dasahaya atlayanlara yaptığı eylemler hariç, sadece sahaya ayak bastığı için indirimsiz 2 yıl hapis cezası getirdi. Şimdi İngiliz taraftarları yine tribünlerde ateşliler ve hala alkol alıyorlar, ama tek bir olay çıkaramıyorlar.Çünkü yasalar çok ağır.İnsanların özgürlüklerini ve zevklerini kısıtlayarak bir sonuca varamazsınız.
Oysa tribün liderimiz Murat Diribir basın açıklaması yaptı diye;6222 sayılı yasadan dolayı 1 yıl tribün yasağı cezası alıyor. Şimdi suçun karşılığısizler kefeye koyun. Altay ve Göztepe taraftarlarının yaptıkları ile bunu kıyaslayabilir miyiz? İşte futbolu yönetenlerin önce bunları ayırması gerekir. Futbol sadece sahada oynanmıyor. Önce beyinlerde saygı duyarak oynayacaksınız. Stadınızdan, tesisinize kadar, oyuncu grubundan, sizi destekleyen taraftara kadar arınmak gerekir.Futbolaolan sevgi bakımından dünya sıralamasında en üstlerde yer alan ülkemiz, maalesef uygarlaşmadığı ve medenileşmediği için bu tür turnuvalardan uzak kalıyor. İlk olarak 1954'te İtalyan çocuk Franco'nun çektiği kura ile gidebilen milli takımımız, 48 yıl sonra baraj maçı sonucu ikinci kez katılıyorsa bana ülkedeki futboldan falan bahsetmeyin.
Kısacası işin özü, ülke futbolumuzun bütün birimlerini,kireç döküp yakılmadığı ve yeniden yapılaşmadığımız sürece biz bu tür olayları çok görürüz.
Bu haftaki maçımı soruyorsanız;iki takımda en son 2014 yılında Süper ligde karşı karşıya gelmişler. Çok değil 8 yıl sonra tekrar yolları kesişti ve bu sefer 3.ligde tekrar karşı karşıya geldiler. Ne kadar acı değil mi? Artık Türk futbolunu YENİ'ler ile FK'lar oynuyor. Ülkede futbol bitmiş, biz hala neyi tartışıyoruz. Sonuçta amatöre düşüp YENİ ESKİŞEHİRSPOR olarak gelelim diyenlere gün doğuyor. Futbolunuzda, siz de yerin dibine batın.