Martin Luther King'in 29 Ağustos 1963'te yaptığı Lincoln Anıtı'nın önünde toplanan 200.000'i aşkın insanın katıldığı mitingde yaptığı konuşmada kullandığı efsane sözdür…
I have a dream…
Benim bir hayalim var…
Martin Luther King ABD'deki ırkçılığa karşı verdiği mücadele nedeniyle 1964 yılında Nobel Barış Ödülü'ne layık görüldü…
4 Nisan 1968'de uğradığı bir suikast sonucu yaşamını yitirdi…
Ardından çok şey yazıldı söylendi…
Makaleler, şiirler, kitaplar, şarkılar…
Ama kimselerin unutmadığı bir sözü vardı;
'I have a dream…'
Benim bir hayalim var…
Aynı Frank Sinatra'nın unutulmaz şarkısı 'My Way' gibi (Benim Yolum…) insanların dilinde ve aklında yer etti…
***
Martin Luther King'in mücadelesi ölümünün ardından da devam etti…
Çünkü haklı bir mücadeleydi…
Milyonlarca siyah derili ABD'liyi ilgilendiriyordu…
Karşılık bulmaması imkansızdı…
Sonunda siyah derili bir ABD'li başkan oldu…
8 yıl ülkeyi yönetti…
Martin Luther King,
Bir hayali olduğunu söylerken,
Bunu siyaset yapmak için, seçim kazanmak için ya da belli bir mevkie gelmek için söylemiyordu…
Ayakları yere basan bir hayalden söz ediyordu…
Siyah derili insanların beyaz derili insanlarla aynı hak ve özgürlüklere sahip olması için…
İstediği bir şeyi söylüyor ve insanlara bunu sağlamanın reel yani gerçek yollarını, yöntemlerini de anlatıyordu…
'Benim bir rüyam var…
Siyahların da beyazlarla eşit olmalarını hayal ediyorum' deyip, sahneden inmiyordu…
Söylediği hayallerini nasıl gerçekleştireceğini insanlara anlatıyor, onları ikna ediyordu…
Onlara somut şeyler sunuyordu…
Somut çözümler…
***
Herkesin hayalleri vardır…
Önemli olan,
O hayallerin gerçekleşmesi için ne yaptığıdır…
Önemli olan,
O hayalleri, günün koşullarına uygun, çözümlenebilir, gerçekleştirilebilir şekilde formüle etmesidir…
Yolu ve yöntemi, adım adım anlatması ve insanları ikna etmesi gereklidir…
Yoksa,
I have a dream too…
Yani, benim de hayallerim var…
Herkesin olduğu gibi…
20 yaşımdayken de vardı, şimdi de var…
***
Bir başka açıdan bakarsak,
Hayal kurmak ve o hayallerin peşinden koşmak, iktidar olmayı değil muhalefet olmayı gerektirir…
Hayallerin peşinden koşmak,
Onları gerçekleştirecek şansı, imkanları bulamamaktan kaynaklanır…
Siz,
Hem bu ülkeyi 18 yıldır yöneten iktidarın mensubu olacaksınız,
Hem de hayallerden söz edeceksiniz…
Öyle olmaz…
O zaman derler ki,
Neden bunların hayalini kuruyorsun, hayal kurmak yerine yapabilirsin…
Neden yapmıyorsun?
İşte o zaman hayalinin bu şehir değil, kendinle ilgili olduğu ortaya çıkmaz mı?
Lafı dönüp dolaştırıp nereye getirdiğimi sanırım anladınız…
AKP Adayı Burhan Sakallı…
Onun geçtiğimiz günlerde söylediği,
'Benim Eskişehir'le ilgili hayallerim var' dediği toplantıya…
Bir kişinin Eskişehir'le ilgili hayallerinin olması, Eskişehir için gerçekleşmemiş-gerçekleştirilmemiş şeyleri kapsar…
Yılmaz Büyükerşen hayallerinden söz ederken ne diyor?
'Küçüklüğümde Bağlar Geçidinden ya da Sakarya Geçidinden trenlerin geçmesini beklerken ya da gideceğim yere geç kalmamak için geçitte bekleyen trenin vagonlarının arasından geçmek için hoplayıp zıplarken, bu tren yolu geçişinin şehrin ortasından geçmemesini hayal ederdim…'
Ya da,
'Akademi Başkanlığım ve Anadolu Üniversitesi rektörlüğüm döneminde yurt dışına gittiğimde, başka ülkelerin şehirlerini gördüğümde, orada olan şeylerin neden Eskişehir'de olmadığını kendime sorar ve bir gün aynılarını Eskişehir'e yapmayı hayal ederdim…'
Yılmaz Büyükerşen,
1999 yılında yerel seçimlere Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olarak girdiğinde, hayallerinden mi bahsetti yoksa o hayallerini gerçek kılacak projelerden mi?
Hani şu ünlü 'Eskişehir için 26 proje…'
***
Dedim ya,
Herkesin hayalleri vardır…
Kimi kendisi için, kimi ailesi için, kimi şehri için, kimi ülkesi için…
Ancak bunları gerçekleştirme şansını,
Anlatarak değil, onları nasıl gerçekleştireceğinin formülünü bularak elde edebilir…
Porsuk'u ıslah ederek,
Şehir içi toplu taşımaya tramvayı entegre ederek,
Kalabak Su'yu sağlıklı hale getirerek,
Müzeler kurarak,
Senfoni Orkestrası'nı, Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrolarını kurarak,
Eskişehir'e büyük, tematik parklar yaparak,
İçlerine birçok işlev katarak…
Bunları yaparsınız ve sonrasında;
'Bunlar benim Eskişehir için yapmayı hayal ettiğim şeylerdi, yaptım' dersiniz…
***
Burhan Sakallı,
Yılmaz Büyükerşen'in Eskişehir'le ilgili hayallerinin bir hayli prim yaptığını görmüş olsa gerek ki,
Seçim kampanyasını 'Benim Eskişehir için hayallerim var' mottosu üzerine kurgulamış…
Ama bir yerde bence yanılıyor;
Önce hayaller değil, o hayalleri gerçeğe dönüştürecek projeleri açıklamalıydı…
Zira,
İnsanların karşısına 'hayallerle' değil, projelerle çıkmak önemlidir…
O projeler sizin bu şehirle ilgili hayallerinizdir orası ayrı…
Yoksa kafadan,
'Burhan Sakallı projelerini değil hayallerini anlattı' yaftasını yapıştırırlar ve o yafta, üzerinize yapışır kalır…
Dünyada değişmesi imkansız olan şeylerden biri, 'ilk izlenimdir…'
Diye düşünüyorum…
Bilmem siz ne dersiniz?