Geçtiğimiz hafta, kentimizdeki iki sağlık sendika başkanının karşılıklı söz düellosu vardı. Sağlık-Sen Eskişehir Şube Başkanı Hasan Hüseyin Köksal tahminimizce İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Uğur Bilge'ye seslenerek, ilde
'Babayiğit bir idareci varsa anket yaptırsın' diye başladı yazısına. Eskişehir'de
'hükümetin yaptığı milyarlık yatırımları yönetecek liyakatli idarecilerin olmadığını', bu durumun Eskişehir'e yakışmadığını iddia etti. Bunun bir an önce düzeltilmesi gerektiğini yazdı. Peki Köksal kim?
'AK Parti'ye yakın sendikanın' Başkanı. Türk Sağlık-Sen Şube Başkanı Hüseyin Kararman'da bununla ilgili daha sert bir açıklama yaparak, gündeme oturdu.
'Kim bu liyakatsiz idareciler' sorusunu sorarken,
'öyle ipuçları verdi ki', bu tespitler şu anda sağlık çalışanlarının dilinde. Sayın Kararman'ın soruları hafife alınır cinsten değil.
'Masaj yaptıran idareci, özel mağazada çalışan yönetici, Canı istediğinde işe giden, isterse gitmeyen başhekim, gassallıktan müdürlüğe terfi, nöbetçi şahit, karı-koca idareciler' bu iddialar basite alınacak gibi gözükmüyor. Peki Kararman kim?
'AK Parti ile Cumhur İttifakı yapan MHP'ye yakın' sendikanın Başkanı. Yani her iki sendika başkanının CHP'yle uzaktan yakından ilgisi yok. Eskişehir
'Sağlıkta liyakatli idarecilerin çalışmadığını iktidar ve onun destekçisi partiye yakın sendika başkanları' söylüyor. Eskişehir halkı ve özellikle AK Parti'ye oy verenler bunların kim olduğunu merak ediyor? İki sendika başkanının açıklanmalarına rağmen İl Sağlık Müdürlüğü neden susuyor?
'Suskunluk, kabullenmektir' sözü mü burada geçerli oluyor? İyi de İl Sağlık Müdürü
'hangi başkanın dediğini kabulleniyor?' bu net değil. Yoksa her ikisini de mi kabulleniyor? Sağlık alanında faaliyet gösteren iki büyük sendikanın başkanlarının
'yaptığı açıklamalar yenilir, yutulur' değil. İl Sağlık Müdürü iddiaları
'aydınlatması ve kamuoyunu bilgilendirmesi' gerekiyor.
-----------------------------------------------------------------
MAİL BÜYÜKERMAN AİLE SAĞLIĞI MERKEZİ NASIL VERİLDİ?
1920 yılında
'Hilal-i Ahdar' ismi ile kurulan ve 1934 yılında Mustafa Kemal Atatürk Cumhurbaşkanlığı, İsmet İnönü'nün de Başbakan olduğu dönemde Bakanlar Kurulu Kararı ile
'Türk Toplumunu içki ve benzeri zararlı alışkanlıklardan' korumak için
'Yeşil Hilal' isminde Kamuya yararlı dernekler statüsünde bir dernek kuruluyor. Bu dernek halen
'Yeşilay adında' hizmet veriyor. Her yıl
'Mart ayının ilk haftası Yeşilay Haftası' olarak kutlanıyor. Muhafazakar yapısıyla övünen iktidarın olduğu bir dönemde Yeşilay onlarında hoşnut olacağı bir dernek. Şimdi konuyu nereye getireceğimi merak ediyorsunuz. Kısaltılmış adı
'TÜGVA' olan
'Türkiye Gençlik Vakfı' adında bir vakıf kuruldu. Vakıf tanım itibariyle çok güzel tanımlanmış ve buna da bir itirazımız yok. Kültürel, sportif, sanatsal ve manevi yönden donanımlı gençler yetiştirmeyi amaçlıyor. Buraya kadar güzel. Benim sorum Sayın İl Sağlık Müdürü ve orada bulunan başkan ve başkan yardımcılarına. Bu ülke hukuk devleti ve kurallar ülkesi. Bildiğim kadarıyla
, 'Kamu idareleri bünyesindeki dernek ve vakıflar bedelini ödemeden kamu idaresinin binasını, araç gerecini veya personelini kullanamaz.' Dikkat edin Kamu İdaresi bünyesinde olsa dahi.
Şimdi ben konuyla ilgili İl Sağlık Müdürüne su soruları yöneltiyorum;
-Eskişehir'in en yüksek kiralarının ödendiği, bir yerde bulunan (KANATLI AVM'nin karşısında) Mail Büyükerman Aile Sağlığı Merkezi TÜGVA'ya nasıl verildi? TÜGVA bu yer için kira ödüyor mu? Ödüyorsa kaç lira ödüyor?
-Burada tahakkuk eden elektrik, su, doğalgaz bedelini TÜGVA mı veriyor?
-Hayırsever işadamı Avukat Mail Büyükerman'dan bu yerin verilmesi konusunda kendisinden izin alma nezaketinde bulunuldu mu?
-Bunca bürokratın olduğu bir kurumda 5072 sayılı kanun incelenmek suretiyle mi verildi?
-Madem bu kadar yeriniz çok. O zaman neden Emek Semt polikliniği adı altında kiraladığınız binaya yüksek kira (KDV hariç 25 bin lira ) ödüyorsunuz? (Kaldı ki yüzbinlerce metrekare büyüklüğünde Şehir Hastanesi'nin yapıldığı yerin dibinde bu kirayı kime ve neden ödeme gereği duydunuz?)
-Daha önce bir müteahhitin yatında resimleri sosyal medyada yayınlanan bir sağlık yöneticisinin bu vakıfla bağı sebebiyle hangi yanlışlarının üzeri kapatıldı?
-İl Sağlık Müdürlüğü kamu yararı bir dernek olan Yeşilay'a da bir yer vermeyi düşünmüyor mu?
--------------------------------------------------------------------
'ÜLKÜCÜLER PİSLİKLERİNİZİ TEMİZLEYİP
SONRA ÇÖPE ATILACAK KİŞİLER DEĞİLDİR'
'Suriyelilere destek vermek adı altında asıl niyetleri belli olan bu müptezeller, maalesef bu iktidarın koruması altındadır. Son dönemde ülkücü düşmanlığı yine hortlamıştır. Üniversitelere ve diğer devlet kurumlarında milliyetçi kişilerin üstü çizilerek, fetöcülerin yeni barınağı olan okuyucu, yazıcı, meşveret isimli nur cemaatlerinin mensupları hızla yerleştirilmektedir. Kandırılmaya doymayan arkadaşların,Türkiye'nin başına nasıl bir belayı musallat ettikleri ortadadır. Ülkücüler sizin pisliklerinizi temizleyip, sonra çöpe atılacak kişiler değildir. Zaten bu fedakarlıklar sizin için değil, devlet için yapılmaktadır.İş işten geçmeden, yeni bir felaket yaşanmadan,herkes aklını başına almalıdır.' Yukarıdaki bu sözler Eskişehir Ülkücü camiasının önemli isimlerinden Murat Koyuncu'ya ait. Suriyelilere destek eyleminde; Özgür-Der tarafından açılan
'Milliyetçilik Cahiliyesine Karşı Tek Bir Ümmetiz' pankartına Koyuncu kendi sosyal paylaşım sitesinde bu sözlerle tepki gösterdi. 15 Temmuz hain darbe girişiminde
'ülkücü polislerin etkin olduğu PÖH (Polis Özel Hareket) büyük bir destan' yazdı. Hain darbecilere karşı
'göğüse çarpışıp, general elbisesi giymiş terörist generalleri etkisiz hale' getirdi. Atatürk
'Hava Limanını da hainlerden temizleyenlerde' onlardı. 15 Temmuz sonrasında da ülkücüler
'devlet dairelerinde FETÖ yapılanmasına karşı mücadelede en ön saflarda' yer aldı. Suriyelilere destek olan ve iktidar tarafından hep kollanan gerici vakıf ve derneklerin amacı ne? Bu gruplar neden hep Araplara verdiği desteğin yüzde birini Türk'e vermez? Niye Türk'e değil de hep Arap'a ağlarlar? Geleneklerine ve törelerine bağlı olan
'Türk Milleti asırlardır asla ümmet devleti' olmadı. Hep ulus devleti oldu. Türkiye Cumhuriyeti ve
'Mustafa Kemal Atatürk düşmanı olan gerici vakıflar' Suriyelileri ülkemize doldurarak mı bizi ümmet devleti haline getirmeye çalışıyor? Türk Milleti
'Cumhuriyet, Atatürk düşmanlarına ve kendi vatanına bile hayrı olmayan güruha' asla izin vermez. Ülkeyi yönetenleri kandırdığınız gibi, asil Türk milletini asla kandıramayacaksınız.
---------------------------------------------
FOTO ŞAKA
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: Kemal Bey, benim kuşak bilir, Polatlı'da traktör var mıydı?
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu: Daha önce bizden önce evlerde buzdolabı ve fırın var mıydı da demiştin? Demek ki sizden önce Türkiye'nin başkentinde bile kara sabanla tarla sürüp; yemeklerimizi ağaç kavuğunda saklıyorduk(!)
------------------------------------------------------------
FIKRA
DİLENCİ
Erzurumda bir adam dilenciye 5 Lira verir.
Dilenci sorar;
-2 Sene önce 20 Lira verirdin. Geçen sene 10 Lira verdin, şimdi ise 5 verirsen.
Adam;
-2 sene önce evlendim. Geçen sene de çocuğum oldu. Bu yüzden böyle.
Dilenci cevabı yapıştırır;
Bahiremde benim paramınan ailenin geçindirirsen!