İletişim çağında iletişimsizlik söz konusu olduğundan 'iletişim' kavramı ön plana çıkıyor. Neden bu denli önemli bir konu insan olmanın en net özelliği olmasına rağmen boş veriliyor. Aslında bu düşünce de yanlış olabilir. İnsana ait olan düşünme stratejileri ve yaratıcılık doğanın da iletişim içinde olmadığını göstermez. Diyebilir miyiz ki hayvanlar ve bitkiler iletişimde değil? Japon literatüründe suyla konuşma, çiçekle konuşma mevzuları masaya yatarken sadece insanı cımbızlamak çok yanlış olur.

***

Teknolojinin gelişmesi sebebi olan hayatı kolaylaştırma çıkış noktasında insanın hayatı kolaylaştırmak için tercih ettiği hızlı iletişim, iletişime zarar veriyor ve empatiyi azaltıp mekanik bir zemin oluşturuyor. İnsanı dediğimiz nitelikler ortadan kalkınca zamandan kazanan ama duyguların eksikliği bir süreç başlamış oluyor.

Zaman ne kadar önemli?

Tamamen farkında olmak istenen iş hızına ne katar ya da ondan ne azaltır?

Dil, insanı belki de diğer canlılardan ayıran tek iletişim şekli ve bu yıprandıkça ortaya çıkan uzaklığa sadece iletişimsizlik mi denir?

...gibi sorular can yakıcı olabiliyor.

***

Bunu sadece iş dünyası için değil, günlük hayatta bir ailenin sabah evden çıkmadan önceki sahnesine taşırsak; yine motivasyon, özgüven ve hedefli yaşam konuları karşımıza çıkar ve atılan adımlardan eksiklik bizi güne başka bir renkte taşır.

Gün gün bakmamız gereken hayata aylar, yıllar şemasıyla bakarak yeni bir hata yapılıyor ve günlerin zenginliği boşverilmiş oluyor. Yarına atılan adım bugünü zengin yaşayarak daha sağlam olduğuna göre bir yıllık ertelenen planlar değil anlık iletişimin rengi hayata dahil edilebilmelidir.

***

Dil zenginliği iş hayatını olduğu gibi sadece bir günü de keyifle geçirmemize yardımcı olan en önemli araçtır. Klasik bir örnek olarak üniversitede önemli bir sınavda sınıfları temizleyen insanların isimlerini soran hoca kimseden doğru cevabı alamamıştı. Her gün gördüğümüz insanların isimlerine zihnimizde yer vermezken sadece belli renkte düşünme şekli o hiç bırakmadığımız uzun vadeli hedeflerde bize zarar olarak geri dönecektir.

İnsanları; etrafımızda olan,ekibimizde olan insanları, ailenize olan, mahallemizde olan, işyerimizde olan insanları önemsemedi ve en önemli maddenin insan olduğunu unutmamalı.

Empatiyle bakarsak:

Bizler önemsenmek istemez miyiz?

Bizler fikrinizi sorulmasını istemez miyiz?

Bizler hatırlanmak istemez miyiz?

***

Soru karın anahtarı bazen dilde bazen bir tebessümde saklı. Büyük diplomalara elde edilemeyen bir zenginlik bu. Farkındalıkların çağında kimseyi ön yargıyla ya da gereksiz yere boşvermemeli. Zaman biz hata yaptıkça aleyhimize işleyen, paradan kuvvetli önemli bir iletişim çağında geride kalmak büyük bir handikap olacaktır.