Bu köşede 8 Nisan 2015 Çarşamba günü yayımlanan yazımın son paragrafı şöyleydi:

'Emekli Beden Eğitimi Öğretmeni ve EĞİT-DER'imizin neşe kaynağı Kemal GÜLTEKİN arkadaşımız, 3 Nisan Cuma günü bel fıtığından ikinci ameliyatını olduktan bir gün sonra ciddi bir beyin kanaması oluştu ve 5 Nisan Pazar günü de ağır bir beyin ameliyatı geçirdi.

Bu yazının yazıldığı sıralarda derin bir komada yaşama tutunmaya çalışıyordu…

Diren be Kemal kardeşim!.. Seninle paylaşmamız gereken daha çok şeyler var.

Sana acil şifalar, eşin Zerrin kardeşimize, çocuklarına ve tüm sevenlerine de sabırlar diliyorum…'

Kemal'in sevenleri olarak o kara Pazar gününden sonra zamanı umutla ama diken üzerinde geçirdik… Hastane kapılarından ve susmayan telefonlarımızdan hep muştulu bir haber bekledik ama boşunaydı…

9 Nisan Perşembe günü saat 13.30 sularında o koca yürek durdu…

Acı haberi alanlar hemen toplandı hastane önünde… Yakınlarıyla yaptığımız kısa bir toplantıda uğurlama töreniyle ilgili ayrıntıları planladık ve EĞİT-DER iletişim sisteminden acı haberi şöyle paylaştık:

'Arkadaşımız Kemal GÜLTEKİN'i yitirdik. Cenazesi 10 Nisan 2015 Cuma günü öğle namazından sonra Ramazanoğlu Camii'nden kalkacak. Işıklar içinde yatsın…'

Daha sonra o acı haber dalga dalga yayıldı…

Kemal Kardeşime Son Mektup…

Sevgili Kardeşim,

Seninle yaşam çizgimiz Kasım 1981'de Kanatlı Lisesi'nde kesişmişti. Aynı günlerde göreve başladığımız o güzel okuldaki o sıcacık arkadaş grubumuzla çok tatlı anılar yaşadık…

Ben 1986 yılında Kanatlı'dan ayrıldım ama yaşam okulumuz olan eski TÖB-DER Lokali (Zühtü'nün Kahvesi) bizleri birbirimizden koparmadı...

1989 – 90'larda başlayan ve bugünlere uzanan EĞİT-DER'in örgütsel mücadelesi içinde sen hep vardın, hem de hiç görevden kaçmadan…

Emekliliğimizden sonra 1996 – 2000 yıllarında ÇYDD Eskişehir Şubesi yönetim kurulunda da seninle ortak sorumluluklar yüklendik…

2003 yılında açtığımız EĞİT- DER Lokali'nin bugünkü başarılı noktaya gelmesinde senin katkıların çok büyük oldu. O lokalde 12 yıldan beri yaptığımız tüm dost meclislerinde eşin Zerrin kardeşimizle birlikte sunduğunuz müziklerle 'eski dostların' dostlukları daha da perçinlendi…

Sen gerçekten EĞİT- DER'imizin neşe ve umut kaynağıydın… Söylediğin şarkılar, anlattığın fıkralar ve paylaştığımız sohbetler o lokalin duvarlarında ve bizim belleklerimizde çakılı olarak duruyor…

Sen arkadaş çevremizin 'Kemal Dayı' sıydın. Üstelik senin dayılığın yaşlılıktan ya da külhanbeylilikten değil, sevecenliğinden kaynaklanıyordu…

Şu son yıllarınızda Arya ve Turabi'nin meyveleri olan torunlarınız Ada ile Ege de yaşamınıza katıldıktan sonra sana 'dedelik' de çok yakışmıştı…

Ah keşke bir de şu 'bel fıtığı' belası yakana yapışmasaydı…

Kemal Kardeşim,

10 Nisan Cuma günü öğle saatlerinde senin için yapılan uğurlama töreninde, Ramazanoğlu Camii'nin önü senin sevenlerinle doldu taştı… EĞİT-DER'liler, Emekli Öğretmenler, BESYO'lular, Yenikentliler, Dikililer, ES- ES'liler, gazeteci dostların ve sizin İpsalalılar/Keşanlılar oradaydı…

Odunpazarı Belediye Başkanı bizim Kazım KURT, CHP'nin çiçeği burnunda milletvekili adayları Gaye USLUER ve Utku ÇAKIRÖZER, Eskişehirspor Başkanı Mesut HOŞCAN da arkanda saf tutanlar arasındaydı…

Şehir dışında olan Tepebaşı Belediye Başkanımız Ahmet ATAÇ ve Büyükşehir Belediye Başkanımız Yılmaz BÜYÜKERŞEN sana selamlarını ilettiler…

Kendileriyle uzaktan tanıştığımız kardeşin NADİR, kayınbiraderin CAN ve dünürün İMAM ile son bir haftadır o kadar çok şey paylaştık ki… Bu paylaşımlarda bizim Bahar Bilen'de hep yanımızdaydı.

Senin mezar yerini belirlerken, cenaze arabasının ön koltuğunda mezarlığa doğru giderken ve senin üzerine toprak atarken yaşadığım yoğun duyguları anlatmam mümkün değil…

Sen iyi bir eğitimci, iyi bir eş, iyi bir baba ve iyi bir dedeydin…

Sen duyarlı ve demokrat bir yurttaştın…

Ve sen dost yürekli bir insandın…

Seni yüreğimize sakladık ve unutmayacağız…

Işıklar içinde yat sevgili kardeşim!...

xxxxx

Kemal'imizi Çarpık Sağlık Sistemi Yuttu…

Son 10 günden beri Kemal'in ölüm nedeni üzerinde yakınları arasında öyle çok yorumlar yapılıyor ki…

Kimileri 'keşke ameliyat olmasaydı…' diye Kemal'e sitem ediyor, kimileri de sorunu doktorunda ya da hastanede arıyor…

Ancak bence ne yazık ki gerçek neden gözden kaçırılıyor… Gerçek suçlu özellikle son 13 yıldır artık iyice 'paralanan' çarpık sağlık sistemi ve o çarpık sistemin siyasal sorumlusu olan iktidardır… Onun için bence tüm Kemallerin hesabı onlardan sorulmalıdır…

Sağlıkla, sevgiyle ve dostlukla.