CHP'nin Tepebaşı İlçe Kongresi önceki gün yapıldı. Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç'ın desteklediği Atilay Dalgıç ile
'Tabanın adayı' olarak liste çıkaran Yalçın Komşu başkanlık için yarıştı.
BELEDİYEDE ŞEKİLLENDİ
Kongrede sürpriz sonuç çıkmadı. Seçimin favorisi Atilay Dalgıç 249 oy alarak CHP Tepebaşı'nın yeni İlçe Başkanı oldu. Yalçın Komşu'da 124 oy topladı. Dalgıç'ın listesi beyazdı. Turuncu listeyle yarışa çıkan Komşu CHP içerisinde
'Turuncu Devrim' yapmak istedi. Dalgıç'ın seçim listesi Tepebaşı Belediyesi binasında şekillendi. Komşu'da listesini Süleyman Çakır Anadolu Kız Lisesi'nin karşısında bulunan kendi ofisinde hazırladı. Dalgıç'ın yönetim kurulu listesi için mevcut Tepebaşı İlçe Yönetimi, Başkan Ahmet Ataç ve Dalgıç'a yakın isimler tarafından bir havuz oluşturuldu. 25 Kasım akşamı Tepebaşı Belediyesi'nde yapılan liste belirleme toplantısına şu isimler katıldı;
'Başkan Ahmet Ataç, Atilay Dalgıç, Vural Yörük, Hamza Akpınar, Mecit Açıkgöz ve Ali Ay.'
10 YENİ İSİM
16 kişilik yönetim kurulunda eski listeden altı kişi (Mecit Açıkgöz, Ali Ay, Mustafa Taşlak, Çetin Aydın, Merve Baki ve Özdemir Kayhan) yer aldı. Toplantıda hem yönetim hem de il delege listeleri mutabakatla belirlendi. Seçimi kazanan listede 10 yeni isim yer aldı. 236 kişilik İl Delege listesini incelediğimde Vural Yörük ve Mecit Açıkgöz'ün ağırlıklarının olduğunu tespit ettim. Atilay Dalgıç ve arkadaşları son iki güne kadar kendilerini destekleyen mevcut yönetim ile liste konusunda hiçbir görüşme yapmadı. Bu da Tepebaşı İlçe Yönetiminde
'çatlaklar oluşacak' endişelerine neden oldu. Ancak Ahmet Ataç buna izin vermedi. Yıllardır birlikte hareket ettiği mevcut Tepebaşı İlçe Yönetimi ile Dalgıç ve arkadaşlarını bir araya getirerek, herkesin benimseyeceği ortak bir liste hazırlanmasını sağladı.
ATAÇ'IN DEDİĞİ OLDU
Diğer aday Yalçın Komşu'da kendi ofisinde eski İl Başkanı Ersen Yeniceli, Murat Türkyaman, İbrahim Özkan ve Nazmi Kurtyılmaz ile yönetim kurulu listesini hazırlamaya çalıştı. Destek olmalarına rağmen çok sayıda isim Başkan Ahmet Ataç ve karşı gruptan çekindikleri için listeye girmek istemedi. Bundan dolayı liste hazırlamada büyük sıkıntılar yaşadı. Kongre salonunda da listeye yazılan iki isim istifa etmek istedi. Komşu Grubu, karşı gruptaki bazı kişilerin belediye adını kullanarak baskı yaptığı iddia etti. Ben ilk defa Ahmet Ataç'ı bir kongrede bu kadar kararlı ve istekli gördüm. Ataç zaten salondaki
'kendinden emin duruşu' ve delegelerle kurduğu sağlıklı iletişimle daha oylar bile kullanılmadan seçimin kim tarafından kazanacağını gözler önüne seriyordu. Tepebaşı'nda Ataç'ın dediği oldu. Hem Atilay Dalgıç hem de Yalçın Komşu yaptıkları kongre konuşmaları ve seçim çalışmalarında CHP'liye yakışır bir şekilde davrandılar. Ortamı germediler. Hep birleştirici oldular. Şimdi gözler 3 Aralık'ta yapılacak Odunpazarı İlçe Kongresi'ne çevrildi. Kongrede tek aday var. Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt'un desteklediği Akın Sallarel tekrar güven tazeleyecek.
******
'TANRI TÜRK'Ü KORUSUN'
İçişleri Bakanlığı, kışlalara yemin genelgesi gönderdi. Askeriyedeki yemek duaları artık
'Tanrımıza hamdolsun' değil
, 'Allahımıza hamdolsun' diye başlayacak.
'KUŞ BEYİNLİ'
'Türkçe bir kelime' olan Tanrı'nın yerine
'Arapça sözcük' olarak Allah'ın yeminde kullanılacak olması yeni tartışmalara neden oldu. Tanrı Türkçe kelimedir. Tengri sözcüğünden gelmektedir. Ülkemizde Türk Milliyetçiliğin simge ismi olan merhum Alparslan Türkeş;
'Tanrı Türk'ü korusun' sözünü boşuna söylemedi. 1967 yılında Erzurum'da CKMP'nin kongresinde bir konuşmacının kürsüdeki sözünü
'Tanrı Türk'ü korusun' diye tamamlıyor. Arkadan birisi çıkıp bir sandalyenin üzerine Erzurum şivesiyle
'Sus ola! Ağzın kıraram, Allah Müslümanları saklasın!' diye bağırıyor. Kalabalık, o şahsın ağzını tutarak, uzaklaştırıyor. Mehmet Altınsoy söz alıyor, Arapların Müslüman olmadan önce putlara da Allah dediklerini, İranlıların eski dinlerindeki Hüda'yı Müslüman olunca da bırakmadıklarını söylüyor. Sonra merhum Türkeş çıkıyor kürsüye
'Yunus Emre, Tanrı sözcüğünü de, Çalap sözcüğünü de kullanmıştır, Yunus, demin oradan bağıran kuş beyinli kadar bilmiyormuş Müslümanlığı' diyor. Türkeş bu sözleriyle
'Tanrı Türk'ü korusun' sloganına tepki gösteren
'yobaza haddini' bildirerek,
'Türklük bilinci olan' herkesin anlayabileceği bir dille bu konuyu açıklığa kavuşturuyor.
RAB İBRANİCE
'Tanrı Türk'ü korusun' Kerkük'te, Çin'de Sincan bölgesinde, Türki Cumhuriyetlerinde, Balkanlarda, İran'da ve dünyanın dört bir yanında yaşayan Türkleri kucaklayan bir slogandı. Hüda ve Mevla Farsçadır. Rab 'efendi' veya 'yüce' anlamına gelen İbranice kökenli bir sözcüktür. Yaradana Farsça, İbranice, Arapça seslenmek doğru da Türkçe seslenmek mi yanlış? Ne yazık ki son yıllarda
'asil bir millet' olan Türkiye Cumhuriyeti sistemli şekilde Araplaştırılmaya çalışılıyor. Arap seviciler hep iş başında. Amerikan filmlerinde Hıristiyanlar yaradana
'God' diye sesleniyor. O'nun Türkçe dublajı
'Tanrı' olarak çevriliyor. Yani Hıristiyanlar 'Tanrı' demiyor. Amerikan filmlerinin kilise sahnelerinde papazın sürekli Tanrı sözcüğünü kullandığını gören ve 'yabancı dil bilmeyen' insanlarımızda, 'Biz Allah deriz, Hıristiyanlar Tanrı der' fikri oluştu. Oysa Dünya'da Tanrı sözcüğünü kullanan tek millet Türklerdir. Türk milliyetçisi bir partinin Genel Başkanı olan Devlet Bahçeli Askeriye'de yemek dualarında
'Tanrı' yerine
'Allah'ın kullanılmasıyla ilgili neden açıklama yapmıyor? Artık MHP için
'Tanrı Türk'ü Korusun' sloganının hiçbir anlamı yok mu? Devlet kurumlarında T.C. tabelaları indirilirken, okullarda andımız kaldırılırken tepki göstermeyen Bahçeli'den dolayı, artık Ülkücüler
'Tanrı Türkiye'yi Korusun' demek zorunda bırakıldı...
******
FOTO ŞAKA
Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen: İl Kongresi'nde 'ortak aday' çıkaralım. Böylece İl Başkanı tarafsız olur.
Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç: Benim İl Başkan adayım zaten tarafsız olacak. Ben ona bu konuda talimatta verdim.
Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt: Ahmet Abi'den talimat alan bize karşı nasıl tarafsız olur. Bu iş talimatla olsaydı; bizim Sinan bir çuval inciri berbat etmezdi.
*******
FIKRA
LATİNCE AD
Hasta, doktora derdini anlattı ;
- Sabahları bir türlü yataktan kalkamıyorum. Canım hiç çalışmak istemiyor.
- Şikayetiniz bunlar mı?
- Evet.
- Bunun adı, tembellik.
- Biliyorum, doktor. Ama patronuma hastayım demek için bunun Latince bir adı yok mu?