Fıkra Hüdai Doğu'dan…
Zamanın birinde köyün birinde bir evde yangın çıkar…
Yanan yaşlı bir adamdır ve kendisi de içeridedir…
Neyse köylüler imdada yetişir, amcayı kurtarırlar…
Doğru hastaneye…
Doktor hemen muayene eder, sonra da,
Amcanın bir de röntgenini çekilmesini ister…
Röntgen çekilir, filmler doktorun önüne gelir…
Doktor,
Önce röntgen filmine bakar, sonra dönüp amcaya…
Der ki,
Amca senin vücudunda yanıktan çok kırık var…
Amca şöyle cevap verir…
Olur tabi oğlum, beni kürekle söndürdüler…

***

Hüdai Doğu fıkrayı ne amaçla anlattı, o bende saklı kalsın…
Ama ben fıkrayı dinleyince,
Önce kasıklarımı tuta tuta, doyasıya güldüm, sonra aklıma geldi…
Önce CHP, sonra Eskişehirspor…
Hikayedeki kıssadan hisseyi her ikisiyle de örtüştürmek gayet mantıklı…

***

Önce CHP Eskişehir örgütünden başlayalım…
Tamam,
CHP'de bir takım şeyler parti tüzüğüne aykırı şekilde işledi…
Daha doğrusu,
Yapılması gerekenler zamanında yapılmadı…
Bunun üzerine mahkemeye gidildi,
Mahkeme karar verdi…
Kayyum…
CHP Eskişehir'de Büyükşehir'i kazanmış…
Üstelik Büyükşehir Meclisi'nde çoğunluğu da elde etmiş…
Tepebaşı ve Odunpazarı'nda kazanmış…
Kırsaldaki iki ilçeye iki ilçe daha eklemiş…
Yeme de yanında yat…
Ama öbür taraftan da, yerine getirilmesi gereken bir tüzük hükmü var…
Sonuç kayyum…
Yani?
Yani Eskişehir CHP'de yangın kürekle söndürülüyor…
Yangını söndüreceğiz derken,
CHP'nin kırılmadık kemiği kalmıyor…

***

İkincisi Eskişehirspor…
Aksi ispatlanmadıkça, hiç kimseyi Eskişehirspor'un kötülüğü için çalıştığını söyleyemezsiniz…
Yanlışlıklardan, eksikliklerden söz edebilirsiniz ama kötü niyetten asla…
İddia ediyorsanız da ispatlamakla yükümlüsünüz…
Başkan, yönetim kurulu üyeleri…
Eskişehirspor'daki yangını söndürmeye çalışıyorlar…
Ama nasıl?
Ya da neyle?
Kürekle…
Öyle olunca da,
Yangını söndüreceğiz derken Eskişehirspor Kulübünün kırılmadık kemiği kalmıyor…

***

CHP Eskişehir Örgütündeki yangın da,
Eskişehirspor'daki yangın da,
Kürekle söndürülmeye kalkılınca işte böyle oluyor…
Yanık yarasından çok kırık acısı çekiliyor…