Belki de siz bu yazıyı okurken,
Millet İttifakı,
Cumhurbaşkanı adayını açıklamış olacak...
İttifak ilk toplantısını 12 Şubat 2022'de yapmış...
O günden bu tarafa yapılan toplantılarda yol haritası çizildi...
Ana gündem,
Seçimlerin kazanılması durumunda yeniden parlamenter sisteme dönmek...
Ama en çok merak edilen,
Millet İttifakının cumhurbaşkanı adayının kim olacağı...
Kesin olan,
Cumhurbaşkanının Cumhuriyet Halk Partisi içinden olacağı...
Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş ismi geçen siyasiler...
Cumhurbaşkanı adayının belli olmasından sonra, deprem dolayısıyla ikinci planda kalan genel seçim biraz daha ağırlık kazanacak...
Pandemi,
Ekonomik kriz,
Ardından da deprem felaketi hükümetin gardını bir hayli düşürdü...
Gerçi ortada hükümet falan yok ama alışkanlık işte...

************************

Hükümet deyince,
Geçtiğimiz hafta sonu oynanan Süper Lig karşılaşmalarında yapılan 'hükümet istifa' tezahüratı geliyor insanın aklına...
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin çıkışı olmasa, belki de üzerinde hiç durulmayacak bir olay, büyüdükçe büyüdü...
İşin garip tarafı da,
Bilerek ya da bilmeyerek devlet ile hükümetin farklı şeyler olduğu gerçeğiydi...
Devletin yanında olmak başka bir şey,
Hükümetin yanında olmak başka...
Tarihte kurulmuş 16 büyük Türk Devleti var...
Bunlar Türkiye Cumhuriyeti forsundaki yıldızlarla temsil ediliyor...
Cumhuriyetin kuruluşundan bu tarafa ise tam 66 hükümet kurulmuş...
Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemi dahil...
Yani bir devlet, 66 hükümet...
O nedenle tezahüratın kısa yoldan önünü kesmek için 'hükümet ve devlet' aynı kavramlarmış gibi gösteriliyor...
Hükümet devleti yöneten organizasyondur...
Taraftar,
Yönetimini beğenmediği kulüp başkanını nasıl istifaya çağırıyorsa,
Beğenmediği ya da yanlışları olduğunu düşündüğü hükümeti de istifaya davet edebilir...
Bu tür çağrılar;
Bülent Ecevit'e,
Süleyman Demirel'e,
Turgut Özal'a defalarca yapıldı...
Bundan sonra da yapılacak...
************************
Devletin nasıl kucaklayıcı,
Bir arada tutucu,
Şefkatli ve adaletli olması beklenirse,
Devleti yönetenlerin yani hükümetlerin de öyle olması gerekir...
Halkı sürekli korkutarak, sindirmeye çalışarak, aba altından sopa göstererek yönetmek, artık dünyanın büyük bölümünün kabul etmediği bir durum...
Hem ülke içinde
Hem de uluslararası düzeyde destek ve sempatinin giderek azalmasına ve yok olmasına neden olacaktır...
Hele ki,
Bir de depremin hemen ertesinde yapılan yanlış ve eksik uygulamalar, insanların sabırlarını taşırdı...
Tepkinin bir şekilde dışarıya aktarılması gerekiyordu
Ve yapıldı da...