Cumhuriyet Halk Partisi Haziran 2015 genel seçimine damgasını vuracak bir sloganla yola çıktı…
'Milletçe alkışlıyoruz…'
İnsanlar bu seçim sloganını mahkemeye verdiler…
TRT, şimdilik kendi kanallarında, yayınlanmasını yasakladı…
RTÜK kayıtsız kalmayacaktır elbette…
Hele bir de elektrik trafosunun önünden yürüyüp geçen bir kedi görüntüsü eklenince, ne kadar keyifli ve etkileyici ise, bir o kadar da gerçekçi bir ve ayakları yere basan bir çalışma olmuş…
Zaten yaptığınız, ettiğiniz; yazdığınız çizdiğiniz ne kadar çok eleştiri alıyorsa, o kadar etkili olmuş ve oluyor demektir…
CHP'nin dün bir çok gazeteye verdiği tam sayfa ilandaki 'Neden Alkışlıyoruz Ahmet Bey?' metni Başbakan'a direk gönderme yaparken, birilerinin yarasına tuz-biber olmuş durumda…
***
'Alkışlıyoruz, milletçe alkışlıyoruz'un teaser'ı (asıl fragram-reklam-tanıtımdan önceki, merak uyandıran kısa görsel) bile bu kadar büyük etki yaptıysa, detaylandırılan bir çalışma daha etkin sonuçlar yaratacaktır…
Hal böyle olunca,
'Geçen seçimlerde de ıslık çaldık da ne oldu?' sorusu, öyle her şeyi hemen beğenmeyen sosyal demokratlar arasında, hemen 'top 10'na yerleşti…
***
AKP muhtemelen dün,
Seçim sloganlarını açıkladı…
Onlar, bu tür orijinal fikirler yerine, geniş halk kitlelerinin zaten alışık olduğu, kolay alıp, kolay tüketecekleri materyalleri seçecekler muhtemelen…
İçinde eleştiri olmayacak…
Çünkü onların hiçbir şeyi-kişiyi-kurumu eleştirme hakları yok…
Her şeyden sorumlular…
Öyle olunca da,
İnsanları heyecanladırmayacak, muhalefet olmanın getirdiği geniş ufuktan yoksun bir çalışmayla ortaya çıkacaklar ki, iktidar olarak girecekleri bu üçüncü seçimde (2007-2011-2015) artık insanları heyecanlandıracak yeni söylemler üretmekte zorlanacaklar.
***
'Alkışlıyoruz, milletçe alkışlıyoruz…'
Sözcü Gazetesi'nde Bekir Coşkun'un da vurguladığı gibi,
Muhtarlar Cumhurbaşkanını alkışlarken ya da kendi il başkanları Başbakan'ı alkışlarken, akıllarına hep CHP gelecek…
Yalnızca onların kı?
Alkışlayanların, alkışlananların, izleyenlerin…
Hepsinin…
Herkesin…
'Alkışlıyoruz, milletçe alkışlıyoruz'
NÜKLEERE RAZI MISINIZ?
'İşte Akkuyu Uranyum Santrali hakkında bilinmeyen 25 gerçek.
Bu şartlarda razı olur muydunuz?
***
-Mersin Akkuyu, bir fay hattı üzerinde bulunuyor.
- Santrali yapan şirket Çernobil'in sorumlu şirketi: Rosatom.
-ÇED (Çevre Etki Değerlendirme) Raporunun sahte imzayla sunulduğu, kısa sürede okunmadan kabul edildiği iddia ediliyor.
- Santralin Rus payı %51'nin altına düşmeyecek. Türkiye'nin santrali değil yani.
- Dünyada en ucuz teklifi veren alır + Yap İşlet Sahiplen modeliyle kurulan tek santral. İşletim sırasında maliyetten kısılacak.
- Dünyada daha önce denenmemiş bir reaktör modeli kullanılıyor.
- Türkiye'nin Rusları denetleyebilecek ya da kalite kriteri koşabilecek kapasitede elemanı yok. Ancak 'en güvenlisi olacak' gibi açıklamalar duyuluyor.
- Ruslara 12.5 cent'ten 15 yıl (yani 70-80 milyar dolar) alım garantisi verildi. Dolar her geçen gün artıyor.
-Yakıtta Rusya'ya bağımlı olacak, bizim az olan uranyumumuz kullanılamayacak. Doğalgaz bağımlılığı yerine uranyum bağımlılığı artacak.
- Atıkları bertaraf etmeyi dünyada hiçbir ülke başaramadı.
- Atıklar 100.000'lerce yıl boyunca deprem bölgesi olan Akkuyu su depolarında hasar görmeden korunmak zorunda. Rusya atıkları ülkesine almıyor.
-Olası bir kaza durumunda 500.000.000.000 (500 milyar)$'lık hasarın sadece binde birinden Rusya sorumlu. Tüm masraflar Türkiye'den çıkacak.
-Uranyum yakıt çubuklarının sürekli olarak su ile soğutulması gerekiyor. Soğutma elektrik kesintisi gibi bir sebeple duracak olursa kısa sürede Fukuşima ve Çernobil gibi kazalar meydana geliyor.
-Türkiye tüm ülkeyi kapsayan elektrik kesintisinin sebebini bir hafta boyunca bulamamış bir ülke.
-Türkiye, santrali olmadığı halde 3. seviyeden nükleer kaza yaşayan tek ülke.
- Türkiye, topraklarında (Aliağa) sessiz sedasız radyoaktif gemi sökülüp hurdaları atılan bir ülke.
- Türkiye, topraklarında uranyum işlenip normalin 400 katı radyasyon saçacak halde açık bırakılıp gidilen bir ülke.
-Santralin hidrolik sistem ihalesini 'Milletin a… koyacağız' diyen adamın şirketi kazandı.
-Soma facia madenlerine sahip olan şirket bu projenin altyapısında yer alıyor.
- Santral kazasız çalışırken dahi çevreye radyoaktif toz saçacağı için Mersin'de yetişen Çilek, muz gibi gıdalara 'radyoaktif atık içerir' etiketi getirilecek.
-Anlaşma teknoloji transferi öngörmüyor, yani Ruslar bize bu teknolojiyi de öğretmeyecek. Silah yaparız diye ümitlenmeyin.
-Türkiye'nin elektrik fazlası olduğu gibi %15 kayıp-kaçak oranı var. Akkuyu ise %2'lik bir katkı sağlayacak.
- Akkuyu bir ihtiyaç değil, siyasi bir tercih. Sadece altyapı şirketlerine gelir kapısı + Rusya'nın desteğini alma amacıyla yapılıyor.
-Zira Avrupa ülkeleri tüm nükleer santrallerini aşamalı olarak kapatma ve yenilenebilir enerjiye geçme kararı aldı.
***
Bu koşullarda Türkiye sınırları içine nükleer santralyapılmasına razı mısınız?
-Anonim (Bu yazı sosyal paylaşım sitelerinden aynen kopyalanmıştır.)