AK Parti Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Nebi Hatipoğlu’nun Birlik Vakfı’nda yaptığı konuşma kentte gündem oldu.
Hatipoğlu burada yaptığı konuşmada; “Belediye Başkanlığımı kazandığımda, Birlik Vakfı’na ve diğer tüm vakıflara maddi, manevi kapılarımı sonuna kadar açacağım” dedi. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’de daha önce; “Sizin 'tarikat, cemaat' dediğiniz, bizim 'STK' dediğimiz yapılarla toplasanız 10 tane protokolümüz vardır" demişti. Okullarda tarikat ve cemaatlerin cirit atmasına izin vermişti. Nebi Hatipoğlu’nun seçilmesi durumunda Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nde de tarikat ve cemaatler etkin olacak. Hatipoğlu, belediyenin bütçesinden Birlik Vakfı ve diğer cemaat vakıflarına para aktaracağının sözünü veriyor. Eskişehir gibi çağdaş Cumhuriyet kentinde halkın ödediği vergilerden oluşan paraları, kentimizde olumlu anlamda hiçbir etkileri olmayan bu gerici yapılara vermeyi düşünmek bir akıl tutulmasıdır. Bu yapıların tek derdi; festivalleri yasaklanması, kendileri beğenmediği için; Eskişehirlilerin yaşam tarzına müdahale edilmesidir. Zaten bu yapıların Eskişehir seçimlerinde gücü ve ağırlıkları olsaydı, Nebi Hatipoğlu değil, kendilerinden biri Büyükşehir Belediye Başkan adayı olurdu. Eskişehir’in kent yaşam kültürüne uygun isimler olan Özkan Alp ve Hamid Yüzügüllü’yü asla aday yapmazlardı. Hatipoğlu, tarikatlardan ‘7-8 bin oy alacağım’ diye, onları asla tasvip etmeyen 100 binlerin oyundan olabilir. Eskişehir gibi bir kentte anketlerde önde gittiğini söyleyen hiçbir aday tarikat ve cemaatlerden medet ummaz. Demek ki Hatipoğlu; ‘seçimi kaybediyorum’ korkusuyla kendi yaşam tarzına uymayan bu yapıların oyunu muhtaç kalmış(!) Eskişehir halkı belediyelerde cemaat ve tarikat vakıflarının cirit atmasına asla istemez. Onlarla iş tutan adaylara oyunu vermez.
***
NOSTALJİ
“YA SERGEN'İ GÖNDER YA DA DEFTERLERİNİ”
AK Parti Eskişehir Teşkilatının ilk yıllarına ait tarihi fotoğrafta Eskişehir’e geçmişte büyük hizmetleri olan Maliye Bakanı merhum Kemal Unakıtan, dönemin AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Murat Mercan, dönemin İl Başkanı Fikret Dönmez ve Kurucu Merkez İlçe Başkanı Hasan Tuç yer alıyor.
RENKLİ VE SEMPATİK
Eski Maliye Bakanı ve 2007-2011 yılları arasında Eskişehir Milletvekilliği yapmış olan Kemal Unakıtan 12 Ekim 2016’da vefat etti. Kentimize milletvekili adayı olmak için geldiğinde renkli ve sempatik kişiliğiyle Eskişehirlilerin gönlüne girdi. Seçildikten sonra da 'Ben Bakanım' demedi. Sık sık Eskişehir'e geldi. Hep halkın içerisinde oldu. Tüm Bakanları Eskişehir'e getirdi. Eskişehir'e yatırımların gelmesini sağladı. Tüm kesimlerle barışıktı. Bakan olarak CHP ve MHP İl Başkanlıklarını ziyaret etti. Hatta dönemin CHP İl Başkanı İsmet Süder, makam koltuğuna Unakıtan'ı oturttuğu için bazı partililerinden tepki almıştı. Eskişehirspor'a da büyük desteği oldu. Bir telefonuyla Gaziantep Belediyespor'dan dört futbolcu Eskişehir'e geldi. Sergen Yalçın o yıllarda oynadığı takımın sponsorluğunu yapan firma onun ES ES'e bedelsiz gelmesini istemiyordu. Unatıkan o firmanın Yönetim Kurulu Başkanını arayarak, “Ya Sergen'i gönder ya da defterlerini” diye sert çıktı. O firmanın sahibi, bu sözleri söyleyen Maliye Bakanı olduğu için Sergen'i ES ES'e göndermek zorunda kaldı. O'nun sayesinde ES ES 2007-2008 sezonunda 1. Ligde şampiyon olarak, Süper Lige çıktı.
KAVGA ETMEDİ
Unakıtan Eskişehir'de sevilmesine rağmen, Türkiye'de zaman zaman tepki alan bir siyasetçiydi. 'Babalar gibi satarım', 'Para Bende' sözleri Türk siyasi literatürüne girdi. 2009 yerel seçimlerinde Eskişehirli bazı AK Partililer kendisini yanılttı. AK Parti'nin Eskişehir’de en güçlü olduğu bir dönemde Hasan Gönen gibi çok zayıf bir adayı Yılmaz Büyükerşen'in karşısına çıkardı. Yanlış aday tercihi yüzünden yaşanan seçim hezimeti sonrasında dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın gözünden düştü. Ve Bakanlıktan alındı. Unatıkan Eskişehir Milletvekilliği sırasında hiçbir yerel siyasetçiyle kavga etmedi. Hep yapıcıydı. Tam bir çözüm adamıydı. Eskişehir'de Esnaf Sanatkarları Odaları Birliği Başkanı Ekrem Birsen tarafından kendisine iletilen terziler, lokantalar ve pastaneler gibi hizmet sektöründe faaliyet gösteren esnaf ve sanatkarların yüksek KDV, pazarcı esnafının vergi ve ulaştırma sektöründe faaliyet gösteren esnafın sorunlarını çözüme kavuşturdu. Kemal Unakıtan'a Allah'tan rahmet diliyorum. Kentimize yaptığı hizmetler unutulmaz.
***
CUMARTESİ HİKAYESİ
GERÇEK SEVGİ YAPILDIĞI HALDE BİLİNMEYEN ŞEYDEDİR
“Bebeğimi görebilir miyim” dedi yeni anne. Kucağına yumuşak bir bohça verildi ve mutlu anne bebeğinin minik yüzünü görmek için kundağı açtı ve şaşkınlıktan adeta nutku tutuldu! Anne ve bebeğini seyreden doktor hızla arkasını döndü ve camdan bakmaya başladı. Bebeğin kulakları yoktu...
İLK HAYAL KIRIKLIĞI
Muayenelerde bebeğin duyma yetisinin etkilenmediği sadece görünüşü bozan bir kulak yoksunluğu olduğu anlaşıldı. Aradan yıllar geçti çocuk büyüdü ve okula başladı. Bir gün okul dönüşü eve koşarak geldi ve kendisini annesinin kollarına attı. Hıçkırıyordu. Bu onun yaşadığı ilk büyük hayal kırıklığıydı; ağlayarak “Büyük bir çocuk bana ucube” dedi. Küçük çocuk bu kadersizliğiyle büyüdü.
“HİÇBİR ŞEY YAPILAMAZ MI?”
Arkadaşları tarafından seviliyordu ve oldukça da başarılı bir öğrenciydi. Sınıf başkanı bile olabilirdi; eğer insanların arasına karışmış olsaydı. Annesi her zaman ona “Genç insanların arasına karışmalısın” diyordu. Ancak aynı zamanda yüreğinde derin bir acıma ve şefkat hissediyordu. Delikanlının babası aile doktoruyla oğlunun sorunu ile ilgili görüştü; “Hiçbir şey yapılamaz mı?” diye sordu. Doktor “Eğer bir çift kulak bulunabilirse organ nakli yapılabilir” dedi.
BU BİR SIR
Böylece genç bir adam için kulaklarını feda edecek birisi aranmaya başlandı. İki yıl geçti. Bir gün babası “Hastaneye gidiyorsun oğlum annen ve ben sana kulaklarını verecek birini bulduk. Ancak unutma bu bir sır” dedi. Operasyon çok başarılı geçti ve adeta yeni bir insan yaratıldı. Yeni görünümüyle psikolojisi de düzelen genç okulda ve sosyal hayatında büyük başarılar elde etti. Daha sonra evlendi ve diplomat oldu. Yıllar geçmişti bir gün babasına gidip sordu: “Bilmek zorundayım bana bu kadar iyilik yapan kişi kim? Ben o insan için hiçbir şey yapamadım.” “Bir şey yapabileceğini sanmıyorum” dedi babası “Fakat anlaşma kesin şu anda öğrenemezsin henüz değil.” Bu derin sır yıllar boyunca gizlendi.
GERÇEK MUTLULUK
Ancak bir gün açığa çıkma zamanı geldi. Hayatının en karanlık günlerinden birinde annesinin cenazesi başında babasıyla birlikte bekliyordu. Babası yavaşça annesinin başına elini uzattı; kızıl kahverengi saçlarını eliyle geriye doğru itti; annesinin kulakları yoktu. “Annen hiçbir zaman saçını kestirmek zorunda kalmadığı için çok mutlu oldu” diye fısıldadı babası. ‘Ve hiç kimse annenin daha az güzel olduğunu düşünmedi değil mi?’ Gerçek güzellik fiziksel görünüşe bağlı değildir. Ancak kalptedir! Gerçek mutluluk gördüğün şeyde değil asıl görünmeyen yerdedir. Gerçek sevgi yapıldığı bilinen şeyde değil yapıldığı halde bilinmeyen şeydedir!
***
ÇİVİ
“Her kale yıkılır, sen ormana ev yap. Çünkü hayvan, insandan daha az tehlikelidir.” Zata
***
FIKRA
MEMUR FIKRASI
ABD, İngiliz ve Türk maliye Bakanları bir araya gelmiş. Kamu çalışanlarının durumlarını görüşmektedirler. ABD Maliye Bakanı der ki: Bizim araştırmalarımıza göre kamu görevlilerimizin bir aylık geçimi için 1000 dolar gerekiyor. Biz onlara 1500 dolar veriyoruz. Bunun 1000 dolarını çeşitli ihtiyaçlarına harcıyorlar, 500 dolarını nereye harcıyorlar bilemiyoruz. İngiliz Maliye Bakanı sözü alır: Bizim araştırmalarımıza göre kamu görevlilerimizin bir aylık asgari geçim endeksi 1000 Sterlin. Biz çalışanlarımıza 1400 Sterlin veriyoruz. 1000 Sterlin'i çeşitli ihtiyaçlarına harcıyorlar. 400'ünü ne yapıyorlar bilmiyoruz. Bizim Maliye Bakanı sözü alır: Bizim kamu çalışanlarının asgari bir aylık geçimi için 50 bin lira gerekiyor. Biz 30 bin lira veriyoruz. Gerisini nereden buluyorlar bilemiyoruz.
***
***
UNUTULMAZ REPLİKLER
“Müfettiş: Uçan memeliye örnek ver.
Damat Ferit: Uçan memeliii… uçan memeli… hmmm… hostes” Hababam Sınıfı