İnsan yaşamı için en önemli gıda maddelerinden biri olan yemeklik yağ ihtiyacının çok büyük bir kısmı bitkilerden elde edilmektedir. Ülkemizin yemeklik yağ tüketimi, üretimimizin çok üzerindedir ve bir yandan hızlı nüfus artışına diğer yandan gelir düzeyindeki yükselişe bağlı olarak tüketimimizle üretimimiz arasındaki fark daha da artmaktadır. Yemeklik yağ ihtiyacımızın karşılanması için dışalım yapmaktayız ve petrolden sonra en büyük parayı buna ödemekteyiz. Ülke olarak kendimize yeterli olabilecek potansiyelimiz varken yağ alıcısı olmamız, üzüntü verici olmasının çok ötesinde önemli bir kayıptır.
Ülkemizde en fazla miktarda kullanılmakta olan yemeklik yağ, ayçiçeği yağıdır. Büyümek için yağışı, olgunlaşmak için güneşi seven ayçiçeği bitkisi (güne bakan), bu özelliği nedeniyle Karadeniz'in kıyı kesimleri dışında az veya çok ülkemizin hemen her bölgesinde yetiştirebilmektedir. Ayçiçeği ekilişlerinin %70 ten fazlasını gerçekleştiren Marmara (Trakya dahil) Bölgesinden sonra ikinci sırada gelen Orta Anadolu Bölgesi'nde yer alan ve tarım kültürü bakımından örnek illerinden biri olan Eskişehir, hem sulanır hem kıraç taban alanlarda yaptığı ayçiçeği üretimi ve elde ettiği yüksek verimle ayrıcalıklı bir yere sahip olup, yağlık ayçiçeği üretimi yanında başarılı bir şekilde çerezlik üretimi de yapmaktadır.
Eskişehir'de 5,8 milyon dekar olan toplam tarım alanının % 23-24 lük kısmı sulanabilmektedir. Sulanan alanlarda en geniş ekilişlere sahip olan buğday, pancar, arpa vb. gibi ürünlerle ekim nöbetine giren ayçiçeğinin bu alanlardaki verimi oldukça yüksektir, ancak üretim alanı olması gerekenin altındadır. Bu durumun nedenleri arasında genellikle ayçiçeğine verilen fiyatların olması gerekenden düşük olması, depolama ve pazarlamada yaşanan zorluklar, üretim için yapılan faaliyetlerinin yüksek maliyetli olması vb. birçok etmen sayılabilir. Uygun bir çeşit seçimi ve doğru yetiştirme uygulamaları ile elde edilecek yüksek verim ve başta yüksek yağ oranı olmak üzere kalite düzeyi bu sorunların birçoğunun üstesinden gelmeyi sağlayabilecektir. Ayçiçeği tarımının genişletilmesi ve üretiminin artırılması sadece üreticiye değil bunun yanı sıra yatırımcılara da önemli olanaklar getirebilecektir.Her yıl artan oranlarda ihtiyaç duyulacak bitkisel yağ ihtiyacının büyük kısmı, hem yağının kalitesi hem halkımızın alıştığı bir tat olması nedeniyle ayçiçeğinden karşılanacaktır. Artan ayçiçeği üretimi ilimizde mevcut yağ fabrikalarının hammadde sıkıntısını gidereceği gibi belki yenileri için de imkan yaratabilecektir.
Hayvancılığın gelişmesinde ve süt üretiminin artırılmasında en önemli engellerin başında birçok hammaddesi dışalımla karşılanan karma yem fiyatlarının yüksekliği gelmektedir. Ayçiçeği küspesi en önemli yem ham maddelerinden birisidir ve her yıl yüz binlerce ton ayçiçeği küspesi ithal edilmektedir. Yine dış alım kalemlerinden birisi olan ayçiçeği unu için de her yıl önemli miktarda para ödemekteyiz.
Ayçiçeği sapı yakmaya uygun hale getirilip kullanıldığında, aynı ısıyı elde etmek için kullanılan Soma kömürüne göre oldukça ucuza mal olmaktadır. Ayçiçeği sapının yakılması ile oluşan kül çok iyi bir potasyum kaynağı olarak gübrelemede kullanılabilmektedir. Bu küllerin çiftçilerce kullanılabilecek hale getirilmesi de yine bir yatırım imkanı olabilecek, ayrıca ekonomiye kazandırılması mümkün olan böyle bir kazanç potansiyelinin boşuna kaybedilmesinin de önüne geçilmiş olacaktır.
Yemeklik olanların dışında kalan yağlardan sabun, şampuan, deterjan, kumaş boyası, kozmetik ürünleri, ilaç, plastik, kağıt, tutkal, cam macunu, dezenfektan, inşaat malzemeleri yapımında yararlanılabilmektedir.
Eskişehir bulunduğu coğrafi konum, ekolojisi, ulaşım ve nakliye olanakları ve en önemlisi de ayçiçeği tarımını iyi bilen üreticileri ile geleceği çok iyi olan yağlı tohumlar üretiminde, bunların yemeklik yağ ve sanayi hammaddesi olarak işlenmesinde önemli bir kapasiteye ulaşabilme şansına sahiptir.