Üç yıl evvel yazdığım “Tahıl Üretiminde İklim Değişikliklerine Karşı Hazırlıklı Olmalıyız” başlıklı yazımda, iklim kuşaklarının yer değiştirmesine bağlı olarak, mevsim koşullarının alışılagelmişin dışında oluşabileceğini, bunlara hazırlıklı olmak için, yeni durumlara uygun olabilecek ürün çeşitlerini belirleyip, tohumlarının hazır edilmesinin önemine dikkat çekmiştim.

İklim kuşaklarının etkisiyle, alışılan mevsim koşulları değişmekte olduğundan, üretim için en önemli iki etkenden biri olan yağışlar, bilinen ve beklenen takvim zamanlarından daha geç gelebilmekte, diğer önemli etken olan sıcaklıklar ise daha erken tarihlerde beklenmedik düzeyde artış gösterebilmektedir. Yağışların miktarı mevsim normallerinin çok altında gerçekleşirken, uzun süreli kuraklıklar yaşanmaktadır. Bazen beklenmedik ani ve kuvvetli hatta sel yapıcı yağışlar gelirken, sıcaklıklar birden çok düşerek yakıcı soğuk ve don zararına neden olmaktadır.

Geçen üretim yılında yaşanan kuraklıkta, kuru tarım şartlarında üretim yapan çok sayıda üreticinin kışlık arpaları, bir kısmının ise buğdayları çok zarar gördü ve bu nedenle bozup yeniden ekmek zorunda kaldılar. Onların büyük çoğunluğu bu yeniden yaptıkları ekimde de kışlık ekimde kullandıkları çeşidi, bu sefer yazlık olarak ektiler. Bu gibi hallerde; yetişme süresi kısa ve o koşullara uygun “yazlık tip” arpa ve buğday çeşitlerinin ekilmesi daha güvenilir olur. Diğer taraftan sadece bir kere sulama olanağı olan yerlerde de yazlık bir ürün (ayçiçeği, aspir, nohut vb.) ekme planı olmayanlar için “yazlık tipte arpa ve buğday” üretimi iyi bir alternatiftir. Orta Anadolu ve Geçit Bölgeleri için “yazlık tipte” arpa ve buğday çeşitleri sayısı artırılmalı ve tohumlukları yeterince üretilip, üreticilerin kullanımına hazır tutulmalıdır.

Halen yağışların çok yetersiz olması ve normallerinin çok üstüne çıkan mevsim sıcaklıkları nedeniyle, topraklardan da buharlaşma yoluyla büyük nem kaybı yaşanmış durumdadır. Akarsularda, göllerde, su depolama tesislerinde ve aküferlerde su çok yetersiz olmalı ki, ilgililer koşulların böyle devam etmesi durumunda yetiştirme sürecinde çok su isteyen bazı yazlık ürünlere yeterince su verilememe olasılığının yüksek olduğunu, bazı yerlerde hiç verilemeyebileceğini, üreticilerin yazlık ürün ekim tercihlerini bunu dikkate alarak yapmaları gerektiğini açıklamışlardır. Ancak bugüne gelene kadar üreticiler ekmek istedikleri ürünleri kaydettirmişler, bunların tohumluklarını, atacakları gübreleri temin etmişler, tohum yatağı işlemelerini buna göre yapmışlardır.

Bir anda karşılaşılan böyle bir bu durumda, topraklarını ekmek isteyen, yaşamını buradan kazanan üreticiler için bölge koşullarına uyabilecek ürünlerin belirlenmesi ve üreticilerin acilen bilgilendirilmesi büyük önem arz etmektedir. Bütün bu yaşadıklarımızın temelinde yer alan iklim değişikliği ile ilgili olarak ülkemizde de çalışmalar yapılıyor olsa da etkilerinin boyutları yeterince değerlendirilememiş, konunun önemi muhataplarınca tam algılanamamış, durumun ciddiyeti konusunda yapılan uyarılar toplumda olması gereken karşılığı bulamamıştır. İklim, değişiklikler göstermeyi sürdürecek, ülkemiz bunlardan önemli derecelerde etkilenecektir. Bu nedenle her alanda olduğu gibi tarımda da uyum stratejileri geliştirilmelidir. Geleceğimizi endişe verici bir şekilde tehdit eden bu gibi sorunları yeterince önemsememek, hatta göz ardı etmek ülkemizi de dünyamızı da sarsmaktadır.

Dünyanın düzeni; doğal çevrimler, hava akımları, rüzgarlar, koruyucu atmosfer, küresel sıcaklığı dengede tutma ve daha birçok sistemler içinde sürmektedir. Bizim ve sonraki nesillerimizin yaşamasını istediğimiz özelliklerde ortama sahip bir dünya istiyorsak, onun doğal düzenine ve sistemlerine zarar vermekten büyük bir dikkatle kaçınmalıyız. Bizim ve birlikte yaşadığımız bütün canlılar için gereken koşullar bakımından Dünyamız, bu günkü bilgilerimize göre, eşi-benzeri bulunmayan bir gezegendir.

Yaşadığımız dünyanın değerini çok iyi bilmeli, kaynaklarını sürdürülebilir şekilde kullanmalı, yaşamın devamlılığında çok önemli etkisi olan doğal çevrimlerin olumsuz etkilenmemesi gibi konularda sorumluluklarımızı yerine getirmeliyiz.