Benim yaştakilerin hemen hepsinin kulağında vardır...

'Az gittik, uz gittik, dere tepe düz gittik,
Altı ay bir güz gittik,
Bir de arkamıza baktık ki bir arpa boyu yol gitmişiz...'
Annelerimiz, masallara böyle başlardı...
Bir de,
'Develer tellal iken, pireler berber iken,
Ben dedemin beşiğini tıngır mıngır sallar iken' diye başlayan masallar vardı...
Neyse konumuz,
Altı ay bir güz gidip, arpa boyu yol almak...
Yani boyuna bir yerlere gittiğimizi sanıp, hiçbir yere gidememek...
Dağa doğru gittiğimizi zannederken, birden bire denize çıkmak,
Ormana doğru gittiğimizi zannederken birden çöle ulaştığımızı görmek...
Gitmedik mi, gittik,
Ama gitmek istediğimiz yere mi,
Yoksa hiçbir işe yaramayacak mesafeler mi kat ettik?
Olur ya, insanın başı döner bazen,
Yönünü şaşırır,
Kuzeyle güney, doğuyla batı birbirine karışır...
Yanlış yolda olduğunuzu anlar geri dönersiniz,
Ama yola çıktığınız yeri bile bulamazsınız bazen...
Sonsuz bir çölün ortasında, durmadan daireler çizmek gibi...
*** ***
İşte bazıları için, siyaset de böyledir...
Az giderler, uz giderler, dere tepe düz giderler;
Dönüp bir bakarlar ki, bir arpa boyu yol gitmişler...
Çünkü pusulaları bozuktur,
Kuzey yerine güneyi göstermektedir...
Kutup yıldızını bile seçemezler gökyüzünde...
Daha önce hiç deneyimlemedikleri, bir başkasının peşi sıra gitmedikleri yollara atmışlardır kendilerini...
İşte bazıları için siyaset böyle bir şeydir...
Güzelini ve doğrusunu yaptığını düşünür,
Ama yaptığının ne işe yarayacağının farkında değildir,
En azından işe yarayıp yaramayacağından bihaberdir...
Öyle biçareler gibi,
Aslı'yı arayan Kerem gibi,
Şirin'i arayan Ferhat gibi...
Az gitmek, uz gitmek,
Dere tepe düz gitmek,
Sonra dönüp arkaya bakmak,
Bir arpa boyu yol gitmek...
İşte bazıları için siyaset de böyledir...
Beyhude uğraştır,
Boşa kürek çekmektir,
Boşuna çırpınmaktır...
*** ***
Ama bazıları için de başka türlü bir şeydir siyaset...
Onlar,
Tırabzanda zıplayarak duvarları aşmayı değil,
Merdivenin basamaklarını birer birer çıkmayı tercih ederler...
Hadlerini bilirler,
Sıranın kendilerine gelmesini beklerler...
Yol yordam bilirler,
Usul erkan bilirler,
Büyük küçük bilirler...
'Az gittik uz gittik' diye masal anlatmazlar...
Gerçekten giderler, ilerlerler, ötelere ulaşırlar...
Çünkü onlar rüyalarla değil, gerçeklerle yaşarlar...