Eskişehir 1. Ve 2. İş Mahkemeleri, 75 puan altında bırakılarak, okul müdürlüğü düşürülen 12 eğitimcinin mahkemeye yaptığı itirazları görüştü.

HUKUKA AYKIRI BULDU
Mahkeme yapılan değerlendirmeyi 'Hukuka Aykırı' bularak 'Yürütmeyi Durdurma Kararı'aldı. 12 eğitimci eski okullarına tekrar okul müdürü olarak geri dönecek.
Mahkeme Heyeti, değerlendirme işlemlerinin nesnel, somut ölçme ve değerlendirme kriterlere dayanmadığı ve bu haliyle objektiflikten uzak, soyut ve dayanaksız olması nedeniyle hukuka aykırı bularak yürütmenin durdurulması kararını aldı. Mahkemeler bu konuyla ilgili diğer yapılan itirazlarla ilgili de karar alacak.Eğitim-Sen Şube Başkanı Serkan Demir, gazetemizin 20 Aralık Cumartesi günü 'Müdür Kıyımına Yargı 'Dur' Dedi' haberiyle Eskişehirlilere duyurduğu 'Yürütmeyi Durdurma' kararları ile ilgili dün bir açıklama yaptı. Serkan Demir açıklamasında 'Yönetici değerlendirme süreci ve yandaş okul müdür atamaları tümüyle iptal edilmeli. Hukukun bu kadar tartışıldığı bir dönemde, alınan karar eğitimciler adına örnek bir karardır. Tarihsel bir anlamı olan 'Berlin'de hakimler var!' ifadesinin ne kadar değerli olduğu bir kez daha görülmüştür' dedi. Adalet ile ilgili sık sık kullanılan bir deyimdir 'Berlin'de hakimler var!' Peki bu deyim nereden geliyor?

BU DEYİMİN HİKAYESİ
Serkan Demir son alınan yürütmeyi durdurma kararlarıyla ilgili söylediği 'Berlin'de hakimler var!' deyiminin hikayesi şöyle;
Prusya Kralı Büyük Frederik, Postdam ormanlarında gezinirken bir değirmenin bulunduğu tepenin yanındaki alçak bir tepe üstünde durur ve değirmeni satın alarak yerine bir saray yaptırmak ister. Fakat değirmenciyi bu satışa bir türlü razı edemez. Kral değirmenciyi ikna etmek için önce değirmene değerinin kat kat üstünde bir meblağ ödemeyi teklif etse de Sans-Souci, 'Olmaz ! satılık değil bu değirmen' der. Kral bu cevaba kızar ve 'Sen benim Prusya Kralı olduğumu bilmiyor musun yoksa?' diye sorunca, 'Biliyorum, biliyorum' der Sans- Souci, 'Sen de benim bu değirmenin tapusu ile sahibi olduğumu bil' diye cevabı yapıştırır. Kral iyice köpürür ve ' Zorla alırım o halde. Bakalım o zaman ne yapacaksın?' der. Değirmenci bu söz üzerine hiç telaşa düşmeden: 'Berlin'de hakimler var' cevabını verir. Kral bu cevap üzerine ıslah ettiği mahkemelerin adaletine kendi aleyhinde de güvenildiğini anlar ve bu yel değirmeninin Prusya Krallığı devam ettikçe korunmasını ister ve onun daha altında olan tepeye sarayını diker. Ve adını da Sans-Souci Sarayı koyar.

------------------------------------

LİSELERDE 'YARIŞMA' ADI ALTINDA
AGD PROPAGANDASI


Eskişehir'in en gözde eğitim kurumlarından olan ETİ Sosyal Bilimler Lisesi'nde çocukları okuyan veliler beni aradı.

ZORLAMA
YAPILMASINA KARŞIYIZ
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni Müşerref Parlak Baykal'ın Anadolu Gençlik Derneği (AGD) tarafından bastırılan 'Gaye İnsan Hz. Muhammed (SAS)' adlı kitabı 9. Sınıf öğrencilerine üç liradan zorla aldırdığını belirten veliler, 'Cumartesi günü okul dışında AGD tarafından öğrencilere Siyeri Nebi Yarışması sınav yapıldı. Bu sınav tüm Türkiye genelinde yapılmış. Biz bu sınavın yapılmasına karşı değiliz. Kitabın satılmasına da karşı değiliz. Gönüllülük esası ile isteyenler Hz. Muhammed'in hayatını anlatan kitabı satın alabilirler. İsteyenler 1'inciye 6 bin TL, 2'nciye 4 bin TL, 3'üncüye 3 bin TL, 4'üncüye 2 bin TL, 5'inciye laptop, 6'ıncıya İpad New, 7'inciye Cep Telefonu, 8'inciye Fotoğraf Makinesi, 9'uncuya MGV Yayınları ürünleri, 10'uncuya Özel Kitaplık ödülleri verilecek yarışmaya girebilir. Biz bunların gönüllülük esasıyla değil de zorla yapıldığına tepkiliyiz' dedi.

OKULLARIMIZA
SİYASET
SOKULMUŞ
OLMUYOR MU?
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni Müşerref Parlak Baykal'ın tüm öğrencilerin bu sınava katılmalarını zorunlu tuttuğunu iddia eden veliler şu görüşlerini dile getirdi; 'Performans puanlarını bu sınava göre vereceğini söyledi. Bu sınava girmeyen öğrencilerin performans puanları zayıf mı olacak? Öğrenciler nasıl oluyor da okul dışında siyasi bir uzantısı olan bir derneğin hazırladığı sınava zorla katılmaları isteniyor? Türkiye'de karma eğitim olmasına rağmen, bu dernek tarafından düzenlenen sınavda kız ve erkek öğrenciler ayrı ayrı sınıflarda sınava girdi. Milli Eğitim Müdürlüğü ve okul yönetimi çocuklarımızı siyasi bir dernek tarafından düzenlenen sınava zorla katılmasını nasıl sağlayabiliyor? Üzerinde MGV ve AGD logoları olan kitabı çocuklarımıza zorla satılmasına nasıl izin verebiliyor? Milli Gençlik Vakfı ve Anadolu Gençlik Derneği'nin hangi siyasi görüşe yakın olduğu herkesçe biliniyor. Onlara verilen bu izinle okullara siyaset sokulmuş olmuyor mu? Peygamberimizin hayatını anlatan bu kitap kullanılarak, çocuklarımız Milli Görüşçü mü yapılmak isteniyor? Yarın Ülkü Ocakları, Halkevleri de böyle bir sınav düzenlemek istese onlara izin verilecek mi? Yoksa bu konuda sadece AGD'ye mi ayrıcalık sağlanıyor?'

ÖTEKİLEŞTİRME
ZİHNİYETLERİ
Velilerimizin tepkileri böyle. Anlaşılan iktidara geldikleri ilk yıllarda 'Milli Görüş gömleğini çıkardık' diyenler, ya tekrar o gömleği giymişler, ya da hiç çıkarmamışlar. Milli Eğitim Bakanlığı bugün Atatürkçü Düşünce Derneği, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'nin liselerde buna benzer bir etkinlik yapmasına izin verir miydi? 'İzin verirdi' diyelim ve öyle düşünelim. Peki bu etkinliğe tüm öğrencilerin katılmaları için zorlama yapar mıydı? ADD ve ÇYDD logolu kitapları öğrencilere zorla satar mıydı? Ağızlarından 'İleri Demokrasi' lafını hiç eksik etmeyenler kendilerinden olmayanları ötekileştirme zihniyetlerini artık okullarımıza da bulaştırmaya başladı…

---

FOTO ŞAKA

CHP Odunpazarı İlçe Başkanı Erdal Çakıcıer: Kazım Bey, Odunpazarı'nda gece gündüz çalışıp, sizi belediye başkanı seçtirdik. Artık beni 2. Sıra milletvekili adayı yaparsınız.
Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt: Kemal Kılıçdaroğlu'nun Eskişehir'deki temsilcisi İl Başkanı değil mi? Erdalcığım senin işini Nihat Başkan halleder. Sen bana değil, ona söyle.
CHP İl Başkanı Nihat Çuhadar: Kazım Kurt soyadı gibi hakikaten 'Kurt' siyasetçi. Milletvekilliği için ben başka bir Erdal'a söz verdim demiyor. Topu bana atıyor. Benim böyle bir gücüm olsa, Erdal'ı değil, kendimi 2. Sıraya yazdırırım. Boşuna dememişler, 'Kelin merhemi olsa kendi başına sürer' diye.