10 ilde OHAL ilan edildi...
Yani Olağanüstü Hal...
Devletin ve bağlı kurumlarının her şeye el koyma, her türlü uygulamayı hayata geçirme yetkisi var...
Bu bağlamda üniversiteler de eğitim yılı sonuna kadar 'on-line' eğitim verecek...
Gerekçesi,
Depremzedelerin üniversite yurtlarında kalacak olmaları...
Çok büyük bir felaketle karşı karşıyayız...
Can kayıpları ile ilgili tahminler korkunç rakamlara çıkıyor...
İşin mali boyutu ise 120-130 milyar dolar olarak tahmin ediliyor...
Türkiye'nin 2021 yılı gayrı safi milli hasılasının 819 milyar dolar olduğu hesaba katılırsa, mali yükün boyutları daha iyi anlaşılabilir...
Biz dönelim yine üniversitelere...
***********
2. Dünya Savaşı bitmiş, teslim şartları konuşuluyor...
ABD'li bir general, Alman generale dönüyor ve diyor ki;
'Artık sizin belinizi doğrultmanız çok zor...'
Sonra Berlin'in yerle bir olmuş caddelerini gösterip;
'Baksanıza taş üstünde taş kalmadı...'
Alman general kendinden emin şunları söylüyor;
'Taş üstünde taş kalmadı ama bereket üniversitelerimiz ayakta...'
2 yılı aşkın bir süre pandemi,
Bitti derken, şimdi de bu büyük felaket...
Çare;
Üniversite yurtları...
Bunun adı;
Çare mi, çaresizlik mi?
***********
Kahramanmaraş, Adıyaman, Hatay...
İskenderun, Elbistan, daha birçok ilçe ve köy...
Yeniden kurulacaklar...
Üç şehri ve sayısız yerleşim merkezini yeniden kurmak, nereden bakarsanız bakın öyle bir yılda falan olacak şey değil...
Önce geçici yerleşim merkezleri kurulacak...
Çadır kentler, konteynırlar, öğrenci yurtları, oteller...
Bir de çok ilgimi çeken bir görüntü var...
Kahramanmaraş'taki inşaat mühendisleri odası binasının görüntüsü...
Çevresindeki binaların neredeyse tamamı yerle bir olmuş, ama bina sapasağlam ayakta...
Belki örnek olsun diye, belki kendilerine pay çıkarmak adına görüntü paylaşılıyor,
'Demek ki isteyince oluyormuş' dedirtiyor insana...
İsteyince oluyor olmasına da;
Diğer yıkılan binaları müteahhitler kendi başlarına mı yaptılar?
Her binanın projesinin altında mimar ve mühendislerin imzaları yok mu?
Hani yapı denetim firmaları?
Niye onlardan hiç ses çıkmıyor?
Her yapı denetim şirketi sayısız inşaat mühendisi çalıştırıyor...
Her binanın projesinin altında mutlaka bir yapı denetim şirketinin 'uygundur' imzası var...
Olmak zorunda...
Bunu yasa söylüyor...
Müteahhit, inşaatın finansal yönünü yönetiyor, kullanılan malzemeyi ve diğer tüm giderleri karşılıyor...
Ancak tüm teknik evrakların altında imzası olanlar mühendisler ve mimarlar...
O nedenle,
O ayakta kalmış binanın etrafında yerle bir olmuş binaların bir kısmı da onların değil mi?
O imzaları nasıl attıklarını açıklamaları gerekmiyor mu?
Çare mi çaresizlik mi?
Çıkın işin içinden çıkabilirseniz?