Yaşadığımız deprem felaketi, milletçe yüreğimize ateş düşürürken bizlere 'bir kez daha' hatalarımızı düşünme ve eksiklerimizi gidermek için bazı dersler verdi.
Türkiye'de afet yönetimi ve eşgüdümünde dönüm noktası 1999 Marmara depremidir. Bu tarihten sonra doğal felaketlere karşı yetki ve sorumluluk tek merkezde toplandı. 2009 yılında AFAD(Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı) kuruldu. AFAD, 2020 yılında Türkiye Afet Risk Azaltma Planı (TARAP) projesini başlattı.
KAHRAMANMARAŞ PİLOT İL SEÇİLMİŞTİ!..
AFAD'ın 2020 yılında başlattığı projede pilot il olarak Kahramanmaraş seçilmişti. Bu seçim elbette bir tesadüf değildi.
2020 yılında hazırlanan Kahramanmaraş Afet Risk Azaltma Planı'nı incelediğimde olası bir depreme karşı 213 eylem belirlendiğini,49 kuruma da sorumluluk yüklendiğini gördüm. Planı hazırlayan bilim insanları ve uzmanlar Kahramanmaraş'ta büyük bir deprem olasılığını belirlemişler ve ayrıntılı bir plan hazırlamışlardı.
Eğer bu 213 eylem hedefine uyulsaydı ve 49 kurum belirlenen sorumluluklarını yerine getirmiş olsaydı bu acılar yaşanır mıydı?
KAĞIT ÜZERİNDE KALAN PLANLAR!….
Kahramanmaraş'ta pilot uygulamasını yapan (!) AFAD, 8 Temmuz 2022'de Türkiye Afet Risk Azaltma Planı'nı başlattı. 81 ilde AFAD İl Müdürlükleri tarafından İL Afet Risk Azaltma Planı (İRAP) hazırlandı.
Bugün boyutu her geçen gün büyüyen deprem felaketini yaşayan 10 ilimizin afet risk planlarını dikkatle inceledim. Felaket ve sonrasında yaşananlar adeta göz göre göre gelmiş. Eğer bu planlardaki uyarılar dikkate alınsaydı (deprem yine olurdu ama..) inanın felaketin boyutları bu kadar büyük olmazdı…..
10 İL VE ESKİŞEHİR'İN BENZERLİKLERİ….
Deprem felaketini yaşayan 10 İlimizin Afet Risk Azaltma Planı kapsamında belirlenmiş ortak deprem risklerinin ortak noktalarını belirleyip, bunları Eskişehir Afet Risk Azaltma Planı ile karşılaştırdım. Ortaya oldukça ürkütücü benzerlikler çıktı.İşte felaketi yaşayan 10 il ile Eskişehir'in afet risk planlarındakibazı benzerlikler;
-10 ilimizde ve Eskişehir'de yerleşim alanlarındaki zemin koşulları ve alüvyal yapı sıvılaşmaya çok müsait.Alüvyal zeminde yapılaşma had safhada ve ciddi tehdit oluşturuyor.(Eskişehir bu risk sıralamasında ilk sıralarda…)
-En baştaEskişehir olmak üzere tüm illerde yeraltı su seviyesi oldukça yüksek.
-Kentsel dönüşüm çalışmaları parsel bazında ve yetersiz. (Eskişehir'de daha önce 8 mahalle afet riskli bölge olarak belirlenmişti.Ancak,alınan yargı kararları sonrasında bugün afet riskli bölge diye bir bölge kalmadı!..)
-Yapı stoku bilgileri tüm illerde yetersiz.
-Bölgenin aktif fay zonlarına yakınlığı riski artırıyor. (Eskişehir,10 il gibi büyük fay zonu üzerinde doğrudan yer almamakla birlikte Kuzey Anadolu Fay Zonu ile Batı Anadolu Faylarının arasında bir coğrafyada yer alıyor. Bu nedenle kent merkezini ve ilçeleri etkileyecek100 km yarıçapındaki alanda en az 17 fay zonu etkisinde olup zaten kendi adıyla anılan Eskişehir fayı üzerindedir.)
-Ruhsatsız yapılar ve yapılaşmada denetim eksikliği ileri boyutta. (İmar afları sorunu daha büyüttü…)
-İmara açılan alanlarda imara esas etüt sonuçlarının yeterince dikkate alınmaması.
- Kentlerin tümünde bitişik nizamın yaygınlığı, kent gelişiminin ovalık alanda yanlış yönde ilerlemesi (…) gibi ortak riskler uzayıp gidiyor….
UYGULANMAYAN PLANLAR NE İŞE YARAR?

Eskişehir İl Afet Risk Azaltma Planı tam 233 sayfadan ibaret ve çok ayrıntılı hazırlanmış. Ancak, Kahramanmaraş'ın daha 2020 yılında ilk pilot il seçildiğini düşündüğümüzde Afet Risk Planları'nın gereği gibi uygulanamadan kağıt üzerinde kalmasının olumsuz sonuçları bugün en acı bir şekilde yaşanıyor.

Felaketin yaşandığı ilk saatlerden itibaren bölgedeki tüm sorumluların 'mevcut yönetim sisteminden kaynaklanan ve en tepeye danışmadan' inisiyatif kullanmave acil karar vermede yaşadıkları duraksamanın yarattığı zaman kaybı ise en net gerçeklerden biri olarak karşımızda duruyor…