Türkiye'de demokrasinin nefes alabilmesi için, 10 Ağustos seçimlerinde CHP'nin destek olduğu 'çatı adayı' önemli bir seçenekti ve bu önemli seçeneğin mutlaka demokratik yaşamın seçim çarkına sürtülmesi gerekiyordu. Ama sonuç iyi olmadı, oldurulmadı…
Çünkü siyasetçilerimizin 'uzlaşma kültüründen yoksun tutumları ve toplum olarak demokrasi kültürümüzün kısırlığı' buna izin vermedi.
Daha da ötesi, çatı adayına bağlanan umutlar çatıya çıkamadığı gibi, birçok yeni kısır polemikler yarattı. Özellikle CHP çevresinde…
Ancak tıpkı 'her musibetten bir iyilik doğar' özdeyişinde olduğu gibi, bu olumsuzluk da 'CHP'nin kendi çatısındaki sorunları…' ortaya döktü.
Şimdi, başta CHP'nin çatısını oluşturan kurumlarda yer alan kişiler ve gruplar olmak üzere tüm CHP'lilerin sağlıklı bir biçimde 'özeleştiri' yapma zamanıdır.
Bunun için CHP'lilerin, '10 Ağustos sonuçlarını tartışma sarmalından' bir an önce kurtulmaları; kendilerini 'Kurultay tartışmaları sarmalına' da fazla kaptırmadan, geleceğe yönelmeleri gerekiyor.
CHP, TEMELİ SAĞLAM BİR PARTİDİR
. Türkiye'nin en köklü ve en uzun ömürlü partisi olan CHP'nin temelinde hiçbir sorun yoktur. Çünkü o temel iki güçlü ilkeye dayanır:
-' Sosyal demokrasinin evrensel değerleri': Eşitlik, özgürlük, dayanışma, bilimin yolgöstericiliği, emeğin önceliği vb...
-'Atatürk ve Cumhuriyet değerleri': Altı Ok'ta simgeleşen ilkeler.
Bu iki güçlü temel direk üzerinde yükselen CHP binasının, 90 yıldan beri CHP öncülüğünde örülen duvarları da güçlüdür. Çünkü o duvarlar, 'Atatürk devrimleri' ve 'sosyal demokrasi' sentezinin güçlü harçlarıyla kaynaşmıştır.
Yaklaşık yüz yıldan beri, her türlü zorluklara rağmen CHP'ye güvenle, ısrarla ve umutla oy veren tabanda da hiçbir sorun yoktur.
Bu ilkeler ve tarihten süzülüp gelen özellikler CHP'nin en güçlü sermayesidir.
Öncelikle bu sosyopolitik gerçeğin çok iyi algılanması gerekiyor. Daha da önemlisi, uzun yıllardan beri köktenci sağ/ sol çevreler tarafından yürütülen ince propagandalarla 'CHP üzerinde oluşturulan sapkın algıların' düzeltilmesi gerekiyor.
SORUN, ÇATIDAKİ ÇATLAKLARDADIR…
Yukarıda öz olarak vurguladığımız gibi sorun; CHP'nin zemininde, temelinde ve duvarlarında değil, çatısındadır.
'CHP'nin çatısı' deyince de akla gelmesi gereken; İlçe ve İl Örgütleri, TBMM Grubu, Parti Meclisi, MYK ve Genel Başkan'a ulaşan zincirin halkaları olan tüm örgüt yapısıdır.
Yani sorun, çatıyı oluşturan parçaların uyumsuzluğundan kaynaklanmaktadır. Ve özünde 'parti içi demokrasi ile parti disiplini dengesinin kurulamaması' sorunudur.
Sağ partilerde 'biat etmek', radikal sol partilerde 'devrimci disiplin' yöntemleriyle sağlanan bu 'çatı uyumu', aslında tüm sosyal demokrat partilerin önemli bir sorunudur.
Türkiye gibi 'demokrasinin kıt ama demagojinin bol olduğu' bir ülkede ve CHP gibi 'umutların yüksek ama olanakların kıt olduğu' bir partide 'çatı uyumu' sağlamak zor olmaktadır.
İşin içine bir de 'CHP'yi şamar oğlanı gibi kullanan akıl hocaları' ile o akıldanelere çanak tutan 'CHP içindeki ötücü keklikler(!)' eklenince, çatıdaki çatlakları onarmak iyice zorlaşıyor…
SORUN, 'KURUMLAŞMA' SORUNUDUR
CHP'deki çatı sorunu salt 'genel başkanlık' ya da 'liderlik' sorunu değil; tepeden tırnağa 'kadrolaşma', daha doğrusu 'kurumlaşma' sorunudur.
Onun için CHP'deki tartışmaların 'kişiler' üzerinde değil, ilkeler ve yöntemler üzerinde, özellikle de 'kurumlaşma' üzerinde yoğunlaştırılması gerekir.
Sağlıklı bir kurumlaşmaya giderken parti içinde yapılacak değerlendirmeler 'önerisi olmayan eleştiri' ya da 'yıpratma' biçiminde değil, 'özeleştiri' biçiminde olmalıdır.
Başka bir deyişle, eleştiriler 'reddedici ve yıkıcı' bir yaklaşımla değil; 'alıcı ve iyileştirici' bir yaklaşımla yapılmalıdır.
Ortaya atılan düşünceler; eğer kaliteli, düzeyli ve uzlaşmalı tartışmalardan süzülerek sağlanan 'uygulanabilir projelere dönüştürülebilirse', önemlidir. Aksi halde 'havanda su dövülmüş' olur.
OLAĞANÜSTÜ KURULTAY ÖNEMLİ BİR FIRSATTIR
CHP Genel Başkanı Kemal KILIÇDAROĞLU tarafından alınan '5- 6 Eylül 2014 tarihlerinde Olağanüstü Kurultay yapılması' kararı, doğru ve yerinde bir karardır.
Çünkü CHP içindeki kısır 10 Ağustos tartışmalarının bir an önce sonuçlandırılarak; 'partinin kurumlaşması ve 2015 seçimlerine hazırlanması' için yoğun çalışmalar yapılması gerekiyor.
Bunun için kurultay 'bir hesaplaşma ve hizipleşme ortamı değil, bir paylaşma ve sinerji potası' olmalıdır.
Ayrıca, bir sosyal demokrat parti için 'kurultayların yaşam kaynağı olduğu' gerçeğini, hem CHP'lilerin hem de CHP'yi 'kurultay partisi' diye eleştiren işgüzarların çok iyi görmeleri gerekir.
Kurultaya katılacak CHP delegelerinin görmeleri gereken gerçek ise şudur: 'CHP'nin bugünkü güncel sorunu 'liderlik' sorunu değildir.'
Çünkü şu anda CHP'de adı genel başkanlık için geçen isimlerden hiçbirisi; liderlik için çok önemli olan 'güvenilirlik, doğruluk, dürüstlük, birikim, tanınmışlık' gibi özellikler açısından Kemal KILIÇDAROĞLU'ndan daha iyi değildir. Ne yazık ki yakın ufukta daha iyi bir aday da görünmüyor
Bugünkü koşullarda CHP'nin yoluna Kemal KILIÇDAROĞLU ile devam etmesi; Muharrem İNCE, Emine Ülker TARHAN ve Metin FEYZİOĞLU gibi 'aslında yenilikçi olmayan sözde yeni isimlerle' devam etmesinden çok daha iyi olarak görünüyor.
Son günlerde dili yeniden çözülen Deniz BAYKAL'ın ise bence artık köşesine çekilmesi ve susması gerekiyor.
Başta CHP'liler olmak üzere tüm duyarlı yurttaşların da hem CHP'ye hem de demokrasiye daha çok sahip çıkması gerekiyor.
Sevgiyle dostlukla.