Bir yandan aylardır Türkiye çevresinde dolaşan kirli savaşın pislikleri…

Diğer yandan AKP'nin demokrasi ve Cumhuriyet değerlerimiz üzerinde hoyratça yaptığı darbeler….

Tüm bunların üzerine bir de ülkemizde10 Ağustos'tan sonra iyice kısırlaşan siyaset polemikleri eklenince…

Güzel yurdumda yaşanan bu olumsuzluklar tüm duyarlı yurttaşlarımız gibi beni de öylesine bunaltıyor ki…

Böylesine bungun dönemlerde benim aklıma kramplar girer ve yaşanan kısır döngüyü anlamakta/anlatmakta zorlanırım.

Ama biliyorum ki zorlukları aşmanın en doğru ve güzel yolu 'paylaşmak' tır.

AKP'nin iktidara geldiği günden beri, özellikle toplumsal gündemin bungun dönemlerinde, eğitim alanında 'cambaza bak' kurnazlığıyla yaptığı darbeleri yeri geldikçe bu köşede paylaştık. Son gelişmeleri bir kez daha paylaşalım.

'DİNSEL EĞİTİM' İYİCE PEKİŞTİRİLDİ

Bildiğimiz gibi AKP'nin eğitim alanındaki birincil hedefi; 'eğitimin laik, bilimsel ve demokratik ilkelerini etkisizleştirerek; eğitimi dinselleştirmek' tir.

İktidara geldikleri ilk yıllarda takiyyeci yollarla ve sinsice yapılan düzenlemeler artık son zamanlarda açıkça yapılıyor. Yapılan darbeleri kısaca anımsayalım:

· Anaokullarımızdan liselere kadar tüm okullarımızdaki programlar ve ders kitapları 'bilime ve laikliğe aykırı saçmalıklarla…' doldurulmuştur.

· AKP'nin apar topar topluma ve TBMM dayatarak yasalaştırdığı '4+4+4 Kesintili Eğitim Yasası' ile ülkemizde 'eğitim birliği bozulmuş' ve eğitim alanımıza yeni sorunlar getirilmiştir.

· Eğitimde '4'lük sistem' uygulaması gereği yapılan okul dönüşümleri sırasında en donanımlı okullar 'imam hatip okulu' yapılmış, imam hatip ortaokulu ve imam hatip liselerinde çok yüksek artış olmuştur. Yeni düzenlenen orta öğretime geçiş sistemiyle öğrencilerin çoğu zorunlu olarak imam hatip liselerine yönlendirilmektedir.

· Sözde seçmeli dersler uygulamasında çeşitli bahaneler üretilerek, öğrenciler özellikle 'dinsel içerikli iki derse' yönlendirilmiştir.

· Eğitim alanındaki tüm yönetici kadroları 'AKP militanlarıyla' doldurulmuştur.

Açıkçası AKP,12 yıldan beri eğitimi dinselleştirme hedefinde çok büyük başarı(!) sağlamıştır…

KAMUSAL EĞİTİM ZAYIFLADI

AKP eğitim alanındaki ikinci hedefi olan 'eğitim alanında özel kesimi teşvik ederek, devletin kamusal eğitim yükünü azaltmak…' konusunda da önemli başarılar(!) sağladı. Örneğin:

· Özel okul açan girişimcilere ve özel okul öğrencilerine devlet desteği sağlandı.

· Özel dershanelerin özel okula dönüştürülmesi için yeni olanaklar getirildi.

· Özel Dershaneler Kaldırılacak!...' balonuna ise 'dershaneciler bile gülüyor…' Çünkü ilkokuldan üniversiteye kadar 'sınav odaklı' olan eğitim sistemimizde öğrenci başarısı özel dershanelere endekslidir. Bu durumda, bir üst eğitim kurumuna sınavla geçiş ortadan kaldırılmadan, yani 'herkesin yeteneğine göre istediği okula kaydolabileceği olanaklar sağlanmadan' dershanelerin yok edilmesi mümkün değildir. AKP'nin bu balonu, ' paralel yandaşlarının yıllardan beri özel dershanelerden sağlamakta oldukları rantı, kendi öz yandaşlarına aktarmak…' içindir.

Tüm bunların sonucu olarak, istatistikler son 12 yılda özel kesimin eğitim alanındaki payının hızla yükselmekte olduğunu ortaya koyuyor.

BÜYÜK BİR RANT KAYNAĞI: 'FATİH' PROJESİ

Kısa adını 'FATİH' yapabilmek için 'Fırsatları Artırma ve Teknolojiyi İyileştirme

Hareketi' gibi uyduruk bir isimle ortaya atılan projeye göre; Türkiye'deki tüm okullar 'akıllı tahta' ile donatılacak, tüm öğretmen ve öğrencilere de 'tablet bilgisayar' verilecek.

Bu durum, eğitim alanında özel kesime '100 milyar dolarlık yeni bir rant kaynağı yaratılması…' demektir.

Eğitimde böylesine yoğun biçimde teknoloji kullanılmasına eğitimbilimcilerin çoğunluğu şiddetle karşı çıkıyor. Çünkü eğitimbilimi verilerine göre; yoğun teknoloji çocukları tembelleştiriyor ve robotlaştırıyor. El becerisi ise doğrudan zekaya dönüşüyor.

Bunun içindir ki, ABD'deki Silikon Vadisi yöneticileri kendi çocuklarını 'teknoloji girmeyen bir okula' gönderiyorlar.

Microsoft firmasının kurucusu Bill Gates bile FATİH projesini 'korkunç bir yanlışlık…' diye değerlendiriyor.

Ayrıca açıkça görünüyor ki, Türkiye'de yakın gelecekte büyük bir 'tablet mezarlığı' oluşacak…

KARANLIĞA GİDEN YOL

AKP'nin son 12 yılda devlet bütçesinden en büyük payı eğitim alanına ayırdığı doğrudur. Ancak bu eğitim bütçesinin en büyük payları da ' özel sektördeki yandaşlara' gitmiştir.

Bu durumun sonucu olarak, dünya çapındaki ölçütlerin açıkça ortaya koyduğu gibi 12 yıllık tantanalı AKP döneminden sonra ülkemizde eğitimin geldiği nokta şöyledir:

- Ülkemizdeki eğitim kurumlarının tüm kademelerinde 'kalite çok düşüktür.' OECD standartlarına göre 'çocuklarımızın en az yüzde 90'ı yetersiz eğitim almaktadır…'

- Ülkemizde eğitim olanakları açısından 'doğu-batı, köy-kent, merkez-varoş' arasındaki eşitsizlik daha da artmıştır…'

- Eğitimcilerin çalışma koşulları ve mesleksel saygınlıkları daha da kötüleşmiştir…

Ortadaki tüm somut veriler, AKP'nin sürdürdüğü eğitim yolunun 'karanlığa giden çıkmaz bir yol olduğunu…' gösteriyor.

Bence bu durum, başta eğitim sendikaları olmak üzere tüm duyarlı yurttaşlara bir Timur SELÇUK şarkısının sözlerini anımsatmıyor:

'Nereye payidar, nereye?...

Çıkmaz bu yol bir yere,

Gönlün yoksa ezilmeye,

Sen de katıl direnişe, elele, elele…'

Sevgiyle dostlukla.