Böyle alışkanlık mı olur, demeyin…
Olur…
Hem de nasıl olur…
Futbolcu sahaya çıktığı zaman, kafası dinç olsun ister…
Düşüneceği tek şeyin futbol ve rakibi olması gerekir…
Öyle olmazsa, olamazsa eğer;
Melekeleri körelir,
Gözü kapalı yapacağı hareketleri bile yapamaz hale gelir,
Bir maçın bir devresinde iki penaltı birden kaçırır…
Bulaşıcıdır…
Bir bakmışsınız, takımdaki 11 futbolcu da ruh gibi dolanıyorlar…
Çünkü öz güvenlerini kaybetmişlerdir…
Kazanmaya olan inançlarını…
Öyle olunca da, çorap söküğü gibi gelir terslikler…
Zaten bu,
Yalnızca futbolda, futbolcuda olan bir şey değil, hayatın her alanında geçerli bir şey…
***
Hele bir de Eskişehirspor iseniz...
İnsanlar size bakarken, o efsane takımın hayalini kuruyorsa…
Bugünkü gibi bir başkan ve yönetime sahipseniz…
Verilen sözlerin neredeyse hiç biri tutulmuyorsa…
Bir de -6 puanla başlamışsa yarış…
4 maçta,
Olup olacağı bir puan alınmışsa…
Bu kargaşanın içinde teknik direktör değişmişse…
Kazanmak,
Her geçen hafta zorlaşır…
Öyle ki,
Kazanamama alışkanlığı giderek kemikleşir, irkiltici bir inanca dönüşür adeta…
Üstelik bu kadar da genç iseniz…
***
Sanırım,
Altınordu maçında kalemizdeki ilk gol…
Kaçan iki penaltı…
Buna rağmen beraberliği yakalayıp, öne geçemeyince…
'Ne yapsak olmuyor' ruhu gelip çörekleniyor adamın içine…
***
İşin daha da kötüsü ne biliyor musunuz?
Eskişehirspor'un yaşadığı bu sıkıntılar,
Sanki,
Ne başkanın ne de yöneticilerin umurunda…
Her şey gülük gülistanlık, her şey toz pembeymiş gibi bir hava içindeler…
İşleri öylesine arap saçına çevirdiler ki,
Bakalım içinden nasıl çıkacaklar?
Daha doğrusu,
Çıkacaklar mı, çıkamayacaklar mı?