24 Ocak 1993 günü, yani 28 yıl önce Uğur Mumcu'nun katledildiği gün ve devam eden günlerde ülkemizde yer yerinden oynamıştı… Milyonlarca duyarlı yurttaşımız sokaklara sığmayacak biçimde sel olup akmıştı.
O günlerde Türkiye'nin en katılımlı ve en anlamlı buluşmalarından birisi de Eskişehir Vilayet Meydanı'nda gerçekleşmişti. Binlerce Eskişehirli Vilayet Meydanı'nı inim inim inletmişti…
Bugün ise ülkemiz genelinde ve Eskişehir'de Uğur Mumcu ve benzeri anmalarında ancak bir avuç insanımız bir araya gelebiliyor, onlar da bölük pörçük durumdalar… Son iki yıldaki katılım azlığında elbette küresel salgın koşulları etkilidir. Ama sorunun temelinde demokrasi kültürümüzden kaynaklanan ciddi sorunlar yatıyor.
Bu nedenle biz konunun Eskişehir boyutunu 'dün- bugün- yarın ilişkileriyle' irdelemeye çalışalım.
EĞİT- DER'in Uğur Mumcu Konferansı (1992)
Uğur Mumcu'nun 1980 öncesinde ve 1990'lı yılların başlarında Anadolu Üniversitesi İletişim Fakültesi bağlantısıyla ders ya da konferans vermek için Eskişehir'e sıkça geldiğini biliyoruz. Ancak Uğur Mumcu'nun Eskişehir'e gelişiyle ilgili olarak benim kayıtlarıma düşen bilgi çok anlamlıdır.
EĞİT- DER Eskişehir Şubesi yönetim kurulunun, 22 Nisan 1992 tarihli ve 55/ 4 sayılı kararı aynen şöyle: '25 Nisan 1992 günü, saat 14.30'da, Eskişehir Ecza Koop. Salonunda, Gazeteci- Yazar Uğur Mumcu tarafından 'Laik Eğitim ve Sorunları' konulu konferans verdirilmesine…'
Uğur Mumcu'nun katledilmesinden yaklaşık dokuz ay önce, Eskişehir Ecza- Koop salonunda yapılan bu konferansa ancak elli civarında dinleyici katıldığını çok iyi anımsıyorum. Mumcu'nun çok kaliteli içerikle ve akıcı bir dille sunduğu 'Laik Eğitim ve Sorunları' konusunu 'Keşke daha çok kişi izleseydi' diye hayıflanmıştık…
Ancak o yıllarda soldaki bazı gruplar Uğur'u 'fazla ulusalcı(!)' buldukları için bırakın destek olmayı, engellemeye çalışıyorlardı…
Eskişehir Demokrasi Platformu(EDP)'nun Uğur Mumcu Anmaları (1993- 2000)
Bilindiği gibi EDP'nin temelinde, '18 Şubat 1990 tarihinde EĞİT- DER Eskişehir Şubesi Yönetim Kurulu ve Sendikal Haklar Komisyonu'nun koordinatörlüğünde, Eskişehir'deki diğer meslek kuruluşlarının katılımıyla oluşan 'Eskişehir Sendikal Dayanışma Kurulu' var.' 'Eskişehir Sendikal Dayanışma Kurulu', bu konuda ülkemizde 'ilk' oluşturulan bir yapılanmaydı ve birçok ilde örnek olmuştu.
Eskişehir'de 1990- 1993 yıllarında bu kurul tarafından kamuoyuna açıklanan ortak bildirilerde vurgulanan; 'demokratik toplum, örgütlenme hakkı, sendikal haklar, uluslararası hukuk, ortak sorumluluk, birlik, demokratik kitle örgütlerinin siyasal bağımsızlığı, ölüm orucu' gibi kavramlar, adeta günümüz Türkiye'sine seslenen haykırışlardır.
1993 yılının o uğursuz 24 Ocak gününde, Eskişehir Sendikal Dayanışma Kurulu'nun çağrısıyla Eskişehir Vilayet Meydanını dolduran binlerce Eskişehirli insanımız 'Unutmayacağız!' diye haykırdılar ve 'Uğurlar Olsun!' diye ağıtlar söylediler.
Ertesi günlerde, Eskişehir'deki 50'yi aşkın demokratik sivil toplum kuruluşu temsilcisi bir araya gelerek 'Eskişehir Demokrasi Platformu'nu oluşturdular.
Yani EDP'nin temelinde 'Uğur Mumcu ışığı' vardır. Eskişehir'deki özgürlük ve demokrasi güçleri, bu birlikteliğin yarattığı görevdeşlikle uzun süre EDP şemsiyesi altında çok kaliteli ve katılımlı bir biçimde mücadelelerini sürdürdüler.
Bu bağlamda, Eskişehir'de 1993- 2000 yıllarında EDP organizasyonuyla her 24 Ocak'ta kaliteli ve katılımlı biçimde 'Uğur Mumcu'ya Anma Etkinlikleri' yapıldı. O yıllardaki Mumcu etkinliklerinde doğal olarak, EDP'nin katılımcısı olan Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) ön planda oldu.
Aşınan Duyarlılıklar… (2000 yılı ve Sonrası)
Ancak 2000'li yıllardan itibaren, belki de umutların aşınmasına paralel olarak duyarlılıklar da aşınmaya başladı…
2000 yıllarının başlarından itibaren EDP'nin dağılmasından sonra, Eskişehir'deki demokrasi mücadelesinin birçok alanında olduğu gibi, 24 Ocak'larda da önceki yıllardaki kaliteli ve katılımlı etkinlikler yapılamadı. Çünkü bunun için gerekli olan 'geniş birliktelik sağlama' yerine, 'bazı örgütleri ya da kişileri öne çıkaran yollar' tercih edilir oldu…
Bence kitlesel duyarlılıkların bu derece aşınmasında ve EDP'nin dağılmasında demokratik kitle örgütleri içindeki 'sekter tutumların ve birlikte olamama hastalıklarının…' önemli etkisi oldu. Demokrasi mücadelesinde 'örgütlü siyasal önderliğin yetersiz kalması' da sorunun bir başka boyutudur.
Eskişehir'de 2000- 2019 yılları arasında yapılan Uğur Mumcu'yu Anma Etkinliklerinde ÇGD ve ADD ön plana çıktı/ çıkarıldı. Bu arada, Büyükşehir Belediyesi, Tepebaşı Belediyesi ve Odunpazarı Belediyesi de (2015'ten itibaren) bu etkinliklere destek oldular.
Bu süreçte, Odunpazarı Belediyesi tarafından 23 Ocak 2016 tarihinde Büyükdere Mahallesi'nde oluşturulan 'Uğur Mumcu Anıtı'nın ve Parkı'nın açılışı' Eskişehir için önemli bir kazanım oldu.
Kentimizde bu etkinlikler son iki yıldır Tepebaşı Belediyesi ve ÇGD tarafından 'Uğur Mumcu'yu Anma Gecesi ve Ödül Töreni' adı altında sürdürülüyor.
Sözün Özü
Açıkçası, aradan geçen 28 yıla rağmen 'Uğur Mumcu'nun katledilmesinin hesabının sorulamaması…' tüm duyarlı yurttaşlar gibi benim de yüreğimi sızlatıyor.
Yüreğimi sızlatan ikinci neden ise, 'Son yıllarda Eskişehir'de yapılan Uğur Mumcu anma etkinliklerinde olması gereken geniş birlikteliğin bir türlü sağlanamamasıdır…'
Unutmayalım ki 'Ülkemizin tüm Uğur Mumcu'larını unutmamak ve unutturmamak' çok önemli bir demokrasi görevidir.
Bu konuda 'Adalet ve Demokrasi Haftası' dolayısıyla Ankara, İzmir, İstanbul ve birçok kentte CHP'li belediyelerin desteğiyle, onlarca STK'nın birlikte örgütledikleri kaliteli ve kitlesel etkinlikler umutlara can suyu verecek örneklerdir.Sağlıkla, sevgiyle, dostlukla…