Öz eleştiri yapmak gerek. Hayat nasıl devam ediyor iyice analiz etmek gerekiyor. Belki de ülkenin en önemli pilot bölgelerinden olan bir şehirde birkaç ufak etkinlik haricinde zaten siyasetçilerin yan yana gelmesi söz konusu değil. Sanki düşmanlık ilan edildi. Halk aslında suçlanması gereken son dinamik. Muhalefet ve iktidar ve aynı zamanda muhalefetin de kendi içinde kaoslarla uğraştığı bir zemin var. Popülizm kendine oy almak değil, kendine oy istemek değil. İnandığın davayı sadece onu anlatarak, doğru üslupla halka sunmak. Kendinden bir şeyler kaybedebilir ve hatta halk bile senden soğumuş olabilir. Ancak mevzu, senin savunduğun konunun senin egon ve gerçeklerin gerisinde kalmamalı. Kendini yenilemeden kahvehanedeki vatandaştan farksız bilgi ve donanımla ve hırsla ve öfkeyle halka inersen sadece koltuk sevdan için savaştığını herkes görür. Sahtelik demeğe dilim varmasa da bu düpedüz siyasetin kavram kargaşası.

Faydası olacağını zannetmem. Ama yine de hatırlatayım.

Ecevit-Erbakan, koalisyon kurdular. Birbirlerini çok mu seviyorlardı?

***

Erdal İnönü - Demirel, koalisyon kurdular. Ve ezeli rekabete son verdiler. Birbirlerine çok mu bayılıyorlardı?

***

Ecevit - Bahçeli, koalisyon kurdular. Rahşan Hanım'a rağmen bunu üç buçuk yıl sürdürdüler. Birbirlerine çok mu hayranlık duyuyorlardı?

***

Hatta İsmet Paşa, kendisinden nefret eden Adalet Partililerle koalisyon kurmuştu.

***

Sonuçta Eskişehir'den çıkan haberler ülke siyasetinde taktik olarak kullanılıyor. Burası her anlamda farklı bir nokta. Buradan çıkınca değişen siyasetçi olmamalı. Örneğin ben Mustafa Balbay gibi bir ismin buradan aday olmasını isterdim ya da iktidar anlamında da farklı isimlerin buradan aday olup buraya farklı hava katılmasını arzulardım. Mevcut isimlerin yetersizliğinden değil ancak buradaki zemin deneme yanılma noktası değil. Tecrübeli birer isim daha olması çok verimli diyalogların olmasına yardımcı olabilirdi. Hırsın, asıl konuların önüne geçmesinin haricinde verimli bir şey göremiyorum ben. Gören varsa anlatır, öğreniriz.
Siyaset bazen el ele olma nezaketidir, yüzsüzlüğü değil. El ele olmak zorunda olduğunuz konular var. Halkın karşısına beraberce çıkmak zorunda olduğunuz günler var, oldu da. Fransa'daki olaylar sonucunda Avrupa, dünya el ele yürüdü. Eskişehir tüm ülke gibi travmada, üzüntüde. Vekiller sahneye çıksın da el ele bir miting yapsınlar da dünya siyaset görsün. Ankara'ya ispat için hırslı siyaset değil, üzgün halkı kucaklamak için el ele gelin, geliniz...