Hamamyolu'nu,
Küçük Akar deresinin üzeri kapanmadığı günlerden hatırlıyorum…
Daha öncesini ise,
Ancak tarihi fotoğraflardan…
Cumhuriyet'in ilk yıllarından sonra uzunca bir zaman, pazar yeri olarak kullanılmış…
Küçük tahta köprülerin üzerinden gelip giden Eskişehirliler, alışverişlerinin büyük bölümünü buradan yaparlarmış…
Sonrasında,
Su tarafı konut, diğer tarafı (Taşbaşı tarafı) işyeri olarak kalmış…
Suyun üzerinin kapatılması, ardından en yükseği 2 katlı evlerin bir bir yıkılıp 8'er katlı apartmanların işgaline uğramış Hamamyolu…
Yüksek binaların altları da işyeri-mağaza olarak kullanılmaya başlanmış…
Adalar'da yaşanan talihsiz gelişmenin bir benzeri de burada yaşanmış…
Eskişehirliler hatırlar,
Bir dönem Porsuk'un bile üzerinin kapatılmasını önerenler olmuştu…
Onların bu önerileri çok rağbet görmese de Hamamyolu'ndaki akan suyun üzeri kapatılmış…
Üzeri de yeşil alan yapılmış…
Bölge, 80'li yılların ortalarından beri aynı görünümdeydi…
Bir yakasını, Taşbaşı Çarşısı'nın tarihi gölgesi, diğer tarafını yüksek ve kimliksiz binalar süslüyordu…
***
Hamamyolu'na,
Hemen hemen her belediye parça parça dokundu…
Kimi havuzlar eklendi, kimi yeni heykeller, kimi oturma alanları…
Ama ilk kez Odunpazarı Belediyesi bu dönemde, köklü ve radikal bir karar aldı ve kapsamlı bir yeni proje yapmak için kolları sıvadı…
Belediyenin işinin kolay olmayacağı belliydi…
Proje Odunpazarı ve Büyükşehir meclislerinden geçtikten sonra bir ara, 'Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu izin vermeyecek' şeklinde bir söylenti çıkartıldı…
Doğru olmadığı kısa sürede ortaya çıktı…
Bürokratik işlemlerin tamamlanmasının ardından yüklenici firma işe başladı…
***
Odunpazarı Belediyesi, olacakları öngörmüş olmalı…
Böyle bir projenin, ağaçlara dokunulmadan yapılabilmesi olanaklı değildi…
Belki birkaç ağaç bırakılabilir, yapılar ona göre dizayn edilebilirdi…
Ancak, mevcut ağaçları olduğu gibi bırakıp oraya bir proje yapmanın mümkünü yoktu…
Ve ağaçları oradan kaldırmanın illa ki bir protestosu olacaktı…
Nitekim oldu da…
Siyasi hassasiyet ile çevre ve ağaç hassasiyeti birbirine karıştırılınca, doğal olarak kamuoyunda gereken desteği bulamadı bu protestolar…
Geriye,
Protesto gösterisinde kullanılan pankartlarda 'kurt' imgeli özdeyişler ile 'it ürür kervan yürür' söylemlerinin karşılıklı çarpışmalarının silik gölgeleri kaldı…
***
Her iki söylem de yanlıştı…
Pankartlardaki sloganlar da, CHP Odunpazarı İlçe Başkanı Akın Sallarel'in o talihsiz ifadesi de…
Yalnızca yanlış değil, çirkin ve tüm iyi niyetli çabaları ortadan kaldıracak denli zararlıydı her iki tarafın söyledikleri de…
***
Kamuoyu,
Bir kesimin atikliği sayesinde 'it ürür kervan yürür' ifadesine takıldı ancak diğer tarafın 'Hamamyolu'nda ağaç kurdu istemiyoruz…', 'Hamamyolu katliamı sonun olacak' türünden sloganları buharlaşıp uçuverdi…
Velhasıl,
Her iki taraf da,
'Kaş yaparken göz çıkardı' deyip bitirelim…