Konumuz,
İnsanoğlunun en kadim dostlarından ikisi olan kediler ve köpekler...
Sevenleri olduğu kadar, sevmeyenleri de olan...
Korunmalarını savunanlar kadar, uyutulmalarını savunanlar da var...
Dünkü yazıda belirtmiştik,
Dünyada 600 milyon, Türkiye'de 10 milyon dolayında sokak hayvanı var...
İşin uzmanları,
Var olan sokak hayvanı popülasyonunun en az yüzde 70'inin kısırlaştırılmaları halinde bu sayının azalmaya başlayacağını, aksi taktirde artmaya devam edeceğini belirtiyorlar...
Sayı iki yıl önce 8 milyon civarındaydı...
Bu şekilde artmaya devam ederse, 10 yıl sonra sayılarının 50 milyonu bulacağı öngörülüyor...
Avrupa'nın pek çok ülkesi bu sorunu çözmüş...
Artık birçok Avrupa ülkesinde 'sokak hayvanı sorunu yok...'
Orada çalışmalar 1800'li yılların başında başlamış...
Ve öncelik 'düşünce biçiminin değiştirilmesine' verilmiş...
İnsanlar, sokak hayvanlarını düşman ya da tehlike olarak görmekten vazgeçmişler önce...
Hayvanların yaşam haklarını tanımışlar ve kamu kurumlarını ve devleti sokak hayvanları için gerekli refahı sağlamaları konusunda zorlamışlar...
Elbette bu zihniyet değişimi, kolay ya da kısa zaman içinde gerçekleşmemiş...
Bizdeki gibi, 'belediyeler alsın nereye götürürlerse götürsün...'
Ya da,
'Arkadaş beslemeyin şunları, aç kalırlarsa gelmezler' gibi, palyatif çözüm önerileri yerine, kalıcı ve sürdürülebilir düzenlemeler getirilmesi konusunda ısrarcı olmuşlar...
Devlet de, karşılıklı çözümü ortaya koymak için katı kurallar getirmiş...
Öncelikle,
Evde beslemek üzere alınan hayvanın sokağa terk edilmesi suç...
Avrupa ülkelerinde ciddi para cezaları var, hatta bazılarında hem hapis hem para cezası var...
Ancak bunun da ilk aşaması, sahiplenilen hayvanları envantere geçirtmek ve cip takılması...
Örneğin Hollanda'da, sokaklarda başıboş köpek görmenin mümkün olmadığı söyleniyor...
Buna karşın sokaklarda bolca kedi görebiliyorsunuz...
Gören olursa, en yakın yetkili kuruma haber veriyor ve anında gereken yapılıyor...
Belediye barınakları bunlara iki hafta süreyle bakmak zorunda, sonrasında yetki ve sorumluluk 'özel' barınaklara geçiyor...
Diğer taraftan hayvanların taciz edilmelerinin ya da şiddete maruz bırakılmalarının ciddi yaptırımları var...
***********************
Şu aşamada,
Sokak hayvanlarının çoğalmasını kontrol altına almanın en kesin çaresi, kısırlaştırmak...
Evlerde beslenenler için sorun yok, ancak sokakta başıboş yaşayanlar için sorun, ne yerel yönetimlerin ne de genel yönetimin bu iş için kullanacağı yeterli maddi kaynakları ve işgücü yok...
Yani bu işi, tam anlamıyla başarabilmenin yolu, zengin ülke olmaktan geçiyor...
Lüksemburg beceriyor,
Hollanda, İngiltere, Almanya beceriyor, hatta yıllar önce becermiş...
2021 yılında uluslararası bir kuruluş tarafından 67 ülkenin dahil olduğu Hayvan Refahı Endeksi yayınlanmış...
Bulgaristan 9'9cu...
Türkiye 44'ncü...
Çin 67'nci...
***********************
Velhasıl kelam,
'Beslemeyin şu köpekleri...'
'Gelsin belediye alsın...'
'Şu üç köpeği çıkartın siteden...'
'Her köşe başına köpek kulübesi koymaktan vazgeçin...' gibi şikayet ve eleştiriler asla işe yaramayacak...
Çünkü halihazırda, siz yaşam bölgenizden tümünü kovsanız da, kısa süre içinde yenileri gelecek...
Çünkü bu sorun, devlet tarafından ülke çapında gerçekleştirilecek projelerle çözümlenebilir...
Bir de, bizim ülke olarak, soruna bakış açımızı ve zihniyetimizi değiştirmekle...
Yoksa,
birbirimizle kavga etmeye devam edeceğiz...