23 Nisan 1920, milli iradenin ve yönetme gücünün koşulsuz halka ait olduğunun tarihe yazıldığı gündür.
Mustafa Kemal Atatürk, bu kutlu günü çocuklara armağan ederken, geleceğin güvencesinin genç kuşakların bilinçli, kararlı ve özgür bireyler olarak yetişmesinde yattığını vurgulamıştır. Ancak, son yıllarda siyasi iktidarların çocuklarımıza yönelik politikaları, karşımıza TÜİK’in istatistiklerine bile (!) yansıyan olumsuz tablolar çıkarmaktadır.
Onurla kutladığımız renkli bayram görüntülerinin arka yüzünde, sayıları gittikçe artan çocuk işçiler/çocuk gelinler, iş başında ölen, suça sürüklenen, okullarını terk eden çocuklar olduğunu da unutmayalım.
ÇOCUK EVLİLİKLERİ ARTIYOR!..
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan 2024 yılı verileri, çocuk yaşta evliliklerin ulaştığı endişe verici boyutu gözler önüne seriyor.
Geçen yıl 9 bin 354 kız çocuğu ve 617 erkek çocuğu evlendirilirken, son dört yılda toplam 61 bin 136 çocuk evliliği gerçekleşti.
Geçen yıl 16-17 yaş grubunda evlendirilen kız çocuk sayısının en fazla olduğu iller arasında Gaziantep 979, Şanlıurfa 800, Hatay 462, İstanbul 448, Konya 383, Diyarbakır 300, Ankara 289, Van 274, Kahramanmaraş 266, İzmir 258, Adana 252, Ağrı 213 ilk sırayı alıyor.
Türkiye’de evlilik yaşı 18 olmakla birlikte, 17 yaşında aile izniyle, 16 yaşını doldurmuş çocuklarda ise mahkeme kararıyla evlilik (!) mümkün olabiliyor. Bu düzenleme, çocuk evliliklerini önlemek yerine, bir bakıma meşrulaştırıyor ve uluslararası yükümlülüklerin iç hukuka tam anlamıyla yansımadığını gösteriyor.
MİLYONLARCA ÇOCUK İŞÇİ!..
TÜİK’in 2024 yılı verilerine göre, Türkiye nüfusunun yüzde 25,5’ini çocuk nüfus oluşturuyor.
2020’de yüzde 16.2 olan 15-17 yaş grubundaki çocukların iş gücüne katılma oranı 2024’te yüzde 24.9’e yükseldi. Yani bugün Türkiye’de her 4 çocuktan 1’i çırak/işçi olarak çalışıyor.
2024’te 15-17 yaş grubunda 970 bin kayıtlı çocuk işçi çalışıyor. Çocuk işçilerin 710 bini erkek, 260 bini kız çocuklarından oluşuyor.
ÇOCUK EMEĞİ SÖMÜRÜLÜYOR!..
Son yıllarda, örgün eğitim veren mesleki ve teknik Anadolu liselerinde okuyan çocuklar hızla örgün eğitimden koparılıyor ve çıraklık eğitim merkezlerine yönlendiriliyor.
MESEM Projesi denilen program adeta iktidarın çocuk işçilik projesine dönüştü. MESEM kapsamında çalıştırılan çocuk sayısı 2024’te 504 bine yükseldi. Böylece 2024’te toplam çocuk işçi sayısı resmi olarak 1,5 milyona vardı.
Kayıt dışı çalıştırılanlarla birlikte bu rakamın 3,5 milyonu bulduğu tahmin ediliyor.
İşin en üzücü tarafı ise; son 11 yılda 742 çocuk, 2024’te 71, 2025’in ilk 4 ayında 21 çocuk işçi çalışırken can verdi.
BİR İNSAN HAKLARI SORUNU...
Türkiye’deki çocukların yaşıtlarıyla büyümek, eğitim hakkını kullanmak, dengeli ve yeterli beslenmek gibi gereksinimlerinden mahrum kalması yani yoksullaşması, piyasanın çocuklar üzerindeki sömürüsünü güçlendirmektedir.
Çocuk işçiler/çocuk gelinler sorunu temelde bir insan hakları sorunudur.
Çocukların tüm haklarının korunması ise sosyal devletin anayasal görevidir. Unutmayalım ki; “İnsanlık, çocuklara elindekilerin en iyisini vermekle yükümlüdür.”
Bu yükümlülük bizim ülkemizdeki tüm çocuklar için de geçerlidir!..