“Eğitime destek olacak başkan seçin, çocuğunuzun geleceğini kurtarın.” Yukarıdaki bu sözleri Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin Kars’a yaptığı ziyaretti söylemiş. Tekin bu sözlerle Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç’ı tarif etmiş.
OKULLARA SİYASET DEĞİL HİZMET SOKUYORDU
Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, bölgesindeki okullara hep destek oldu, yardım yaptı. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, ilimizdeki okullarda büyük bir hizmetli açığının olduğundan umarım haberi vardır. Gelir düzeyi yüksek velileri olan okullar dışarıdan ücretli eleman çalıştırarak, bu sorunu çözüyor. Maddi durumu yetersiz velilerin olduğu okullarda bu sorun çözülemiyor. Bu eğitim kurumlarında okuyan çocuklar hijyenik olmayan koşullarda ders işliyor. Aidat parası için okul müdürleri ve veliler birbirine giriyor. Bu parayı vermeyen velilerin çocukları arkadaşları arasında rencide ediliyor. İşte Ataç yıllarca bu okulların temizliğini yaptırarak, çocuklarımızın temiz bir ortamda eğitim almasını sağlıyordu. Okullara temizlik malzemesi, boya, eğitim araçları vererek, onlara destek oluyordu. Çocuklara diş taraması yaptırıyordu. Öğrencilere diş macunu, kaban, bot vererek onları sevindiriyordu. Yeni yapılan okulların hafriyat artıklarını temizletiyor, bahçelere oyun grupları kuruyor, bakımını yapıyordu. Yani okullara siyaset değil, hizmet sokuyordu.
ÇOCUKLAR CEZALANDIRILDI
Ancak Ahmet Ataç’ın bu hizmetleri Eskişehir’de birilerine battı. 8 yıl önce Ataç mezun olduğu Yunus Emre İlkokulu’nu ziyaret etmek istedi. Eğitim kurumlarına onca verdiği desteğe rağmen dönemin okul müdürü “Kaymakamlık ve İl Milli Eğitim’den izin almadığı” gerekçesiyle bu ziyareti kabul etmeme cüretini gösterdi. Necmi Özen döneminde Eskişehir İl Milli Eğitim’i eğitime destek olan başkana böyle bir büyük saygısızlık yaparak teşekkür etti. Daha sonra Tepebaşı’nın okullara yardım yapmasının önüne geçtiler. Peki, Milli Eğitim Tepebaşı Belediyesi'ni okullara sokmayarak kimi cezalandırmış oldu? Geleceğimiz olan çocukları cezalandırmış oldu. Okullara hizmetli veremiyorsun, bahçe bakımlarını yaptıramıyorsun. Bunu Belediye yapmak istiyor, ona izin vermiyorsun. Çünkü belediye iktidar partisine ait değil. Asıl Necmi Özen İl, Bülent Üzmez’in Tepebaşı İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü yıllarca siyaset yapılarak, çocuklarımız pis dersliklerde eğitim almak zorunda bırakıldı.
AK PARTİLİ BELEDİYE BAŞKANLARINA ÖRNEK GÖSTERMELİ
Eskiden ilkokullara İl Özel İdare'den destek geliyordu. ‘Şimdi bu kurum da kapalı. Bu okulların ihtiyaçları ne olacak’ diye düşünen olmadı. Hakan Cırıt’ın Eskişehir İl Milli Eğitim Müdürü olmasından sonra bu durum düzelmeye başladı. İlçe Milli Eğitim Müdürleri bahçelerini çimlendirmek ve asfaltlamak isteyen okul müdürlerine, “Belediye'ye yaptırabiliyorsanız yaptırın. Ama reklam yapmadan yapsınlar. Basında bu konuyla ilgili haber çıkarsa karışmam” dedi. Ataç, ‘okul müdürlerinin başı ağrımasın’ diye, reklam yapmadan okullara sahip çıkmaya devam etti. Aynı zamanda Eğitimci olan Burhan Sakallı AK Parti’den 10 yıl Odunpazarı Belediye Başkanlığı yaptı. Ahmet Ataç’ın okullara verdiği desteğin 100’de birini yapmadı. Ahmet Ataç başkanlığında Tepebaşı Belediyesi yıllardır camilerin de temizliğini yapıyor. Allah'tan Müftülük, hiçbir zaman Milli Eğitim gibi davranmadı. Belediyeleri camilere sokarak, cemaatin temiz bir ortamda ibadet etmelerini sağladı. Cami dernekleri de Ataç’ı ziyaret ederek, kendisine minnet ve teşekkürlerini devamlı iletti. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, AK Partili Belediye Başkanlarına eğitime destek konusunda Ahmet Ataç’ı örnek göstermelidir. İktidarın engellemelerine rağmen yaptığı destekleri onlara anlatmalıdır.
***
109 YIL ÖNCE TÜRK’ÜN DİRİLİŞ DESTANI
Bugün 18 Mart. Mehmetçiğin büyük destanlar yazdığı Çanakkale Zaferi’nin 109. Yıldönümü. Bu öyle bir savaştı ki, Türk ordusu sayı, mühimmat ve savaş gemisi açısından kendisinden kat ve kat bir düşman ordusunu Çanakkale’de kanı pahasına durdurdu.
“ÖLMEYİ EMREDİYORUM”
Yüzbinlerce gencimiz şehit olarak, İstanbul’un işgal edilmesini önledi. Türk Milleti’nin bir Diriliş Destanı oldu. Büyük Önder Mustafa Kemal Anafartalar’ da kahraman Mehmetçiğe, “Ben, size taarruz emretmiyorum; ölmeyi emrediyorum! Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında yerimize başka kuvvetler ve kumandanlar geçebilir” sözleri bu şanlı zaferin hangi şartlar altında kazanıldığını bizlere gösteriyor. 43. Alay 1. Piyade Taburu 1. Bölük, 1915 yılı yemek listesi vatanları için canlarını hiçe sayan kahraman Mehmetçiklerin imkansızlıklar içerisinde savaştığını bizlere gösteriyor.
SABAH YARIM EKMEK, ÖĞLEN YOK, AKŞAM YOK
43. Alay 1. Piyade Taburu 1. Bölük, 1915 yılı yemek listesi:
“-15 Haziran Sabah: Üzüm hoşafı. Öğlen: Yok. Akşam: Yağlı buğday çorbası ve ekmek.
-26 Haziran Sabah: Yok. Öğlen: Yok. Akşam: Üzüm hoşafı, ekmek.
-18 Temmuz Sabah: Üzüm hoşafı. Öğlen: Yok. Akşam: Yarım tayın ekmek.
-21 Temmuz Sabah: Yarım ekmek. Öğlen: Yok. Akşam: Şekersiz üzüm hoşafı, ekmek Yok”
İLK TEMEL ORADA ATILDI
Çanakkale Savaşları, Türk milletine Mustafa Kemal gibi askeri bir dehanın varlığını gösterdi. Çanakkale Zaferi sonrasında ‘Anafartalar Kahramanı’ olan Büyük Önder Mustafa Kemal, Milli Mücadeleye atıldı. Çanakkale Zaferi’nden kazandığı büyük prestij ile Kurtuluş Savaşı’nı başlattı. 1923 yılında kurulan Cumhuriyetimizin ilk temel taşları Çanakkale’de atıldı.
DÖNMEYİ DÜŞÜNMEDİLER
O dönemde asker ihtiyacı fazla olduğu için gençlerin yaşına bakılmıyor, Tartıda 45 Kilo olan her genç Çanakkale’ye götürülüyordu. Çanakkale’de savaşmaya gelen gençler hiçbir zaman dönmeyi düşünmedi. Hepsinin amacı düşmana Çanakkale’de geçit vermemekti. Ölümü göze almış cesur kahramanlardı. Vatanları için ölmek, şehit olmak istiyorlardı. O dönemde bir hüznün hikayesinin dışa vurumu olarak ağıt şeklinde söylenen ‘Hey 15’li türküsü ne yazık ki bugün oyun havası olarak algılanıyor.
TÜRKÜNÜN ÖYKÜSÜ
Hicri 1315 doğumlu Tokatlı Halil evin en küçüğüdür. Yasa gereği her evde bir erkek, ailesinin güvenliğini ve geçimini sağlamak için askere alınmayabiliyordu. Ama Halil, gönüllü olarak Çanakkale’ye gitti. Geride bıraktığı annesi Rum çeteciler tarafından öldürülür, sözlüsü Hediye’de kaçırılır. Hediye’nin bu andan itibaren hayatı kararır.
Hediye’yi uzun bir aradan sonra serbest bırakırlar. Halil’de köyüne döner. Hediye’nin başından geçenleri yanlış anlar. Ve kavuşmak ahirete kalır. Türkü bir ağızdan değil Halil ve Hediye´nin karşılıklı konuşması şeklinde söyleniyor. Ancak günümüzde ne yazık ki “Hey 15’li” türküsünü, düğünlerde oyun havaları olarak dinliyoruz, ritim tutuyoruz.
HÜZNÜN AĞITI OLAN TÜRKÜNÜN SÖZLERİ
"Hey onbeşli onbeşli/ Tokat yolları taşlı/ Onbeşliler gidiyor/ Kızların gözü yaşlı/ Aslan yarim kız senin adın Hediye/ Ben dolandım sen de dolan gel beriye/ Fistan aldım endazesi onyediye/ Gidiyom gidemiyom/ Az doldur içemiyom/ Sevdiğim pek gönüllü/ Koyup da gidemiyom/ Gidiyom gidemiyom/ Sevdim terk edemiyom/ Sevdiğim pek gönüllü/ Gönlünü edemiyom/ Aslan yarim kız senin adın Hediye
Ben dolandım sen de dolan gel beriye/ Fistan aldım endazesi onyediye/ Giderim ilinizden (elinizden)/ Kurtulam dilinizden/ Yeşil baş ördek olsam/ Su içmem gölünüzden/ Aslan yarim kız senin adın Hediye/ Ben dolandım sen de dolan gel beriye/ Fistan aldım endazesi onyediye.”
TÜRK MİLLETİ SİZLERİ UNUTMAYACAK
Çanakkale’de vatanları için savaşan, şehit olan, gazi olan tüm kahramanları rahmetle anıyorum. Türk millet sizleri asla unutmayacak. Her zaman sizleri saygıyla anacak.
***
ÇİVİ
“Söz Konusu Vatansa Gerisi Teferruat.” Mustafa Kemal Atatürk
***
***
FIKRA
ŞİFRE
Temel ile Fadime nişanlanırlar. Temel bir gün Fadime'nin telefonu alır kontrol etmek ister.
-Fadime şifren nedur?
-İlk tanıştığımız günün tarihidir Temel’im.
-Neyse ben sağa güveniyrum, bakmayacağum.
***
UNUTULMAZ REPLİKLER
“Herkesin cehennemi farklıdır. Sadece alev ve acıdan oluşmaz. Asıl cehennem, yolunda gitmeyen hayatındır.” Aşkın Gücü (What Dreams May Come)