Önder Baloğlu,
Yazdıkları kadar ismiyle de Eskişehir'de gündem olan gazetecilerden biri…
Sessiz, sakin…
Kendisiyle pek az kere karşılaşmış ve sohbet etmiş olsam da, biliyorum ki, sesinin tonu hiç yükselmiyor…
Onu, toplantılarda, kokteyllerde, açılışlarda göremezsiniz…
Ama tramvayda, çarşıda bir vitrinin önünde, Eskişehirlilerin arasında görebilirsiniz…
Ya da,
Yolunuz düşerse, Eğit-Der lokalinde, arkadaşlarıyla anastra oynarken…
Eskişehir'de 10 yılı biraz aşkın zamandır gazetecilik yapan biri olarak yolumun pek az kesiştiği gazetecilerden biri…
Yukarıda da değindiğim gibi,
Önder Baloğlu, yazdıkları kadar ismiyle de hep konuşulan biri…
***
Geçtiğimiz Çarşamba günü, Önder Baloğlu'nun yeni yazılarının da katılımıyla ikinci baskısı yapılan 'Görüşler' adlı kitabının imza günü yapıldı…
Yılmaz Büyükerşen, Ahmet Ataç, Kazım Kurt, Mesut Hoşcan, yıllarını bu mesleğe vermiş gazeteciler, henüz mesleğin ilk yıllarını yaşayan genç gazeteciler, daha pek çok isim…
İmza gününün ilginç konuklarından biri de Önder Özen'di…
Geçtiğimiz yıl Beşiktaş Futbol takımının genel koordinatörlüğünü yapan, ardından da beklenmedik bir anda görevinden ayrılan Önder Özen…
Eskişehir'in yetiştirdiği önemli bir spor adamı…
Mesut Hoşcan'la yan yana gelmek istememesinin özel bir nedeni var mıydı bilmiyorum ama ortamın gereği eninde sonunda bir araya gelip, objektiflere poz vermek zorunda kaldılar sanki...
Belki de bana öyle geldi…
***
Önder Baloğlu,
Uzun meslek yılları içinde kaleme aldığı yazılarını topladığı 'Görüşler' kitabında 400 sayfa içinde 200'e yakın yazısını bir araya getirmiş…
Eskişehir'in yakın tarihine tanıklık etmiş bir gazetecinin, yine bu tanıklıkların bilinen-bilinmeyen yönlerini anlattığı, kısa ama etkileyici, derli toplu yazıları…
Bu yazılar anılan isimlere olduğu kadar, doğduğumuz, büyüdüğümüz, yaşadığımız Eskişehir'e ait…
Bizim olan Eskişehir'e…
Önder Baloğlu'nun, mütevazi kişiliğiyle yoğurduğu ve damıttığı yazılarını okuyun, seveceksiniz…
Çünkü hayatlarımızın akıp gittiği sokakları, caddeleri, mekanları anlatıyor…
İnsanları en çok da…
HİÇ YAKIŞMADI…
Eskişehir'deki eğitim sendikaları, elbette biri hariç, dün bir günlük iş bırakma eylemi yaptı…
Eğitim-Sen, Eğitim-İş, Türk Eğitim-Sen…
Eğitim bir-sen ise, malumunuz olduğu üzere, ortaya çıkan ucube sistemden son derece memnun olduğu için eyleme katılmadı…
Katılmamakla kalmadı, şube başkanı facebook sitesinde inciler dizdi…
Neyse işin bu tarafını şimdilik geçelim…
Dünkü eylemler sırasında üzücü, üzücü olduğu kadar da son derece çirkin bir olay yaşandı…
Türk Eğitim-Sen üyeleri yapılan basın açıklamasının ardından Esnaf Sarayı'nın önünden sloganlar atarak geçerken, rivayete göre, onları kenardan izleyenlerden bir kişi, 'size rahat batıyor' şeklinde bir söz sarf ediyor…
Sen misin bu lafı söyleyen…
Yürüyüş yapan grubun içinden birkaç kişi vatandaşın üzerine yürüyor…
Yürümekle de kalmıyor, tartaklıyorlar vatandaşı…
Dövüyor, yumrukluyor, hatta yerde tekmeliyorlar…
Araya girenler zor ayırıyorlar…
Neye uğradığını şaşıran vatandaşı grubun elinden zor çekip alıyorlar…
Bunu yapanlar, kendilerine yapılan haksızlıkları protesto etme hakkını kullanıyorlar değil mi?
Üstüne üstlük bunlar eğitimci, öğretmen…
Kendilerine reva görülen haksızlıkları sloganlar atarak eleştirme hakkını kendilerinde görenler, ki bu kesinlikle haklarıdır, kendilerine yöneltilen bir eleştiriye tahammül edemiyorlar…
Onları eleştiren vatandaşı kıyasıya hırpalıyorlar…
Üstelik vatandaş tek kişi, bunlar kaç kişi…
Bu olayın münferit bir olay olduğunu ve bu olaydan Türk Eğitim-Sen'in tüm üyelerini sorumlu tutmanın haksızlık olacağını söylemek mümkün…
Ne var ki, bunların hiç biri, dün yaşanan çirkin olayın üzerini örtmeye yetmiyor…
Türk Eğitim-Sen Şube Başkanı Haydar Urfalı, tüm Eskişehirlilerden özür dilemiş olsa bile...