Adım adım , şiir şiir uzanıyoruz gökyüzünün çocuklara ait bahçesine - elimizde her zamankinden farklı boyalar. Mavinin tüm tonları notalara gizlenmiş, ayıklıyoruz sahte dokunuşları bulutlardan. Gece oluverecekmiş gibi sakin kuşlar. Eski bir şarkı düşüyor aklımıza, tebessümle eğiliyor iç gücümüz, kimseyi suçlamıyoruz bu sarhoşluktan.Hepinizde bu his vardır bilirim . Böyle, hangi yoldaşı arasam acılarıma koşar gelir der gibi yürekten düşünülmüş bir şey bu.Ve onun gözlerine akıyor bu şiirlerin derinden gelen maviliklere.Onun gözleri büyüyecektir ölmekte olan bebeklerin kanayan çaresizliklerini.

Dilek Özkan gökyüzüne taşıyor bizi şiirleriyle. Kimsenin görmediği yolları taşıyor kalem ucunda ve biz de kaşıklıyoruz adeta özgürlük kokan düşlerini , düşlem elçimizin sofrasına. Şiirle , kıymetle, sevgiyle ...

................

BİR ŞAİR - HALİL İBRAHİM ÖZCAN

Kırık Zar

cennetimdesin ey kaçak şeytan!

saten bir siyah

sen keman çalıyordun yağmurlarla

kırılmış pencerende

çürüme zamanıydı çaresizlik saatinin tozunu alırken

ufka kanıma o dipsiz yankıda

hızla büyüyen suçlarının büyüsü

deprem

saf uyku

nerede kaldın

bu mavilik ne akşamdan

bu hızlı buluşmanın uzağındaki sen misin

dönülemeyen yolların şafağında

saf uzaklık

aşkın cam yüzü

kamçılanmış dilimde saçılan iğne

geceyi anla

açıktır yüzü

şimdiki durumun bedelinde

dilek / artı-eksi / :özlem

bir şey söylemiyorsun

her zamankinden de beyaz

hava bozarsa yandın tümden

hatta benden aşağı düşersen

yitik tarihinin kabuğundan içeri

ben nasıl çalarım o zaman

notasız koşuşturmaları

mızrabım kırık udla mütevazi

içimde kuşların yuva yaptığı

bozkır kuyusu gözlerimden

tek el ateş etmeye değer doğrusu

zavallı düşgücü ince boyunlu sürahi

bütün bir ömür dökülüyor gecikmiş ninnilerle

biraz 'seni veriyorum'la aşk biraz da yalanla idare

herkes sabah kendine uyanır

.................

FELSEF-LOUİS ALTHUSSER

Althusser'in erken dönem çalışmaları, Karl Marx 'ın Kapital'ini Althusser ve öğrencilerinin yoğun bir felsefi tekrar okumalarını bir araya getiren etkileyici Kapital'i Okumak isimli çalışmayı içerir. Kitap 'politik ekonominin eleştirisi' olarak Marksist teorinin felsefi durumunu ve bunun nesnesini yansıtır. Bu çalışmanın İngilizce çevirisi sadece Althusser ve Étienne Balibar'ın yazılarını içerirken, esas Fransızca kitapta Jacques Ranciere , Pierre Macherey ve diğerlerinin ek makaleleri de bulunmaktadır. Proje, Marksizm dahilinde, Althusser'in çok yakın ilişki içinde olduğu Jacques Lacan tarafından üstlenilen Freud'a çağdaş psikoanalitik dönüş çalışması ile oldukça benzerdir. (Althusser'in Lacan ile kişisel ve mesleki ilişkisi çok karmaşıktı; ikili bazen çok yakın arkadaş ve dost bazen düşmandılar) Bazen kendisi, argümanlarını çelişkiyi tahrik etmek için kasten abartsa da, Althusser'in birçok teorik pozisyonu Marksist felsefede oldukça etkili olmuştur. Althusser Genç Marx Hakkında adlı eserinde bilim felsefecisi Gaston Bachelard'dan aldığı bir terimi Genç Marks'ın 'Hegel ve Feuerbach etkisindeki' yazıları ile daha sonraki Marksist yazıları arasındaki 'epistemolojik kopuşu' ortaya koymak için kullanmıştır. Marksizm ve Hümanizm adlı eseri, bir burjuva ideolojisi olan hümanizmin yansımaları olarak sık sık Marksistler tarafından öne sürülen 'insan potansiyeli' ve 'insan doğası' gibi düşüncelerin yanlışlığını ortaya koyan Marksist teorinin güçlü bir hümanizm karşıtı tezini ortaya koydu. Çelişki ve Üst-Belirlenme adındaki çalışmasında, politik durumlarda çoklu nedenselliğin daha karmaşık bir modelinin 'çelişki' düşüncesinin yerini alması için psikanalizden üst belirlenme düşüncesini ödünç almıştır

...................

KUBİZM

Kübizm; 20.yüzyılda ortaya çıkarak sanatta köklü değişimler meydana getirmiştir. Kübizm, sanatta eskiye dayalı tüm fikirleri yerle bir ederek bambaşka bir sanat anlayışı ortaya çıkarmıştır. Kübizm, Empresyonizm/ İzlenimcilik akımına bir tepki olarak ortaya çıkmıştır.

Resim ve heykel dallarında fazlasıyla kendisini hissettiren Kübizm, zamanla edebiyatta da varlığını göstermiştir. Resimle, vücut bulan Kübizm, geometrik şekillerle kendisini tanıtmaktadır. Kübist sanatçılara göre dış dünyanın nesneleri sadece göründükleri yanıyla değil görünmeyen tüm yanları ile ele alınmalıdır. Kübizm'in resimdeki en önemli ismi Pablo Ruiz Picasso'dur. Kübist ressamlar arasında Georges Braque, Juan Gris, Fernand Leger, Albert Gleizes, , Roger de la Fresnaye, Andre Lhote gibi isimler yer almaktadır. Kübistler, Empresyonizm'den farklı olarak eşyaları geometrik yapısı ile ele alarak çok boyutlu gösterme amaçlarını gerçekleştirmişlerdir. Eşyaları her yönden vermek isteyen kübistler bu amaçla nesneleri bozup parçalayarak onları her açıdan ele almaya çalıştılar. Kübik resimlerdeki insanlar yalnız dış görünüşleri ile değil düşündükleriyle ve çevresiyle çizilmiştir. Kübik tablolarda sanatçılar, nesneleri ve insanları bu şekilde tüm ayrıntıları ile ele almışlardır.