Gün evrensel değerlerin yitirildiği gün ve gün bunları gören insanların cesaretle emek vermesi gereken gün. Siyasetin, tarafsızlık kavramından çıkılmasını gerektirdiği gün. Yani yaşamanın bu anlamda da zor olduğu bir zamandayız. Olay aslında siyaset de değil. Değinmek istediğim konu insanlığa karşı sergilenmesi gereken duruş sanırım siyaset ve ekonomi arasında yok oluyor. İçimde olan rahatsızlık bir 'insan olma noktası' gerekliliği. Bu olanlar sonuçta çok acıtıyor. Buradan hiç bir siyasi tarafa eğilip ne hırsızlıklardan bahsedeceğim ki bahsedilmeli belki, ne de bu zamanda kadının içine sokulduğu durumlardan ne de inanç sömürülerinden; genelde siyasi yazı da yazmam. Sanatsal duruşun siyaseti de siyasetçiyi de okşayacağına, birleştirip daha insan yapacağına inanıyorum. Ancak bazı kişiler vardır özellikle irdelenmeli ve bahsedilmeli. Gaye Usluer ismi bunlardan birisi. Bu ülke artık köhnemiş siyaseti ve yaşamı istemiyor. Dayatmaları düşünemiyorum bile, yaşam tercihlerine müdahaleleri anlamıyorum. Bu nasıl felsefedir ?
İşte bu çağın bu 'ucubeliklerini',olayların 'fıtratlarını' bilemediğimiz için içimizdeki aydınlığa uyduğunu gözlemlediğimiz kişileri selamlıyoruz. Bu ortamda Gaye Usluer bir ekol başlatabilir. Silkelenmek böyle bir dokunuşla olabilir. Köylere, işçilere, memura, emekçilerin hepsine yeni bir dünya sanatla bir kadının özverisiyle, bir Anadolu ruhu olan kadın samimiyetiyle yeşerebilir. Durum sanılandan daha ciddi bence. Gaye Usluer bir akademisyen ve bu Yılmaz Büyükerşen'in açtığı yolda Eskişehir'de ve tüm ülkede çok önemli. İlk meclisi düşünerek, İngiltere'yi, Magna Carta'yı, Rönesans'ı düşünerek Anadolu'yu, Mezopotamya'yı düşünerek tüm yaratıcılığı kullanarak zaten çok fazla kendini verse de bir meşale de buradan göndererek güvercin uçuruyorum. Kendisinde bu potansiyel varken liderlik ruhu ile halk için, halklar için eşitliği ve ilericiliği benimseyerek daha hızla koşabilir.
Bu toplum siyasette kandırılmaları uzun yıllardır yaşıyor. Meclis kavramını anlamayan vekillerin yükünü uzun yıllardır çekiyor bu halk ve bu topraklar gerçekten medeniyetlere beşiklik yapmanın getirdiği ruhla da zaten devrimci topraklardır. Karanlıkta bırakılan halk din ve milliyetçilik sömürüleriyle emperyalizme savaş açmış kimliğinden uzaklaştırılmış durumda. İsmet İnönü'nün üç beş milletvekiliyle hükümet düşürdüğü etkinliğini de düşünerek muhalefet zayıflığını da işaret ederek Gaye Usluer'i donanımlı profilinden daha da güçlü elektrikle zengin bir duruş çıkarmaya davet ediyorum. Bunu söyleme hakkım olmalı, siyasete eşitliği, halkların barış, ekonomik eşitlik ve kaldırılmadan yaşama hakkı için, Ali İsmail Korkmaz'ın yaşayamadığı mutluluk içeren bir gelecek için söyleyebilmeliyim ve söylüyorum. Uzun zamandır siyasete giren bir yazı yazmıyorum ancak bunlar devrimci ruhun, Anadolu'nun ve emperyalizme savaş açmış bu halkın zaten istediği ve ulaştırılması gereken gerçekler.
Gaye Usluer'e güçlü duruşunu daha çok cesaret ve yaratıcılıkla, toplumun deyimiyle masaya yumrukla günden güne o noktaya getirecek çalışmalarında başarılar diliyorum. Siyaset sosyolojik depremlerin arenasıdır, kendisine orada tebessümüyle oluşturduğu güçlü zırhıyla büyük işler düşüyor. Mandela'nın şu sözlerini de hatırlatarak bitirmek isterim: 'Demokratik ve özgür toplum fikrini örgütledim... Bunun için ve bunu başarmak için yaşadım... Bunun için ölmeye de hazırım…'