Üzerinden yaklaşık 19 gün geçti...
Hayatını kaybedenlerin sayısı her geçen gün artıyor...
50 bine dayanmış durumda...
50 bin can...
Belki daha fazla...
Bu köşe için yazı yazmaya oturduğumda, aklımda depremden başka bir şey olmuyor...
Başka bir konuda yazsam, sanki büyük bir suç işleyecekmişim gibime geliyor...
******************
Eskişehir'de son günlerde, 46 (Kahramanmaraş) plakalı daha çok araç görmeye başladım sanki...
Ya da tramvay durağında, yanında iki çocuğuyla bir kadın adres soruyor...
'İstiklal Mahallesi...'
Elindeki kağıda tekrar bakıyor;
'Şair Fuzuli Caddesi... Nasıl gidebilirim?'
Çaresizliği tarif eder gibi, tarif ediyorsunuz...
Garip bir his, o kişinin kesinlikle depremzede olduğunu söylüyor...
Korku öyle bir gelip oturmuş ki yüzlerine, anlamamak mümkün değil...
******************
Ülke insanının bölgeye olan desteğinin yavaş yavaş sönümlendiğini hissediyor ve korkuyorum...
Zira insanlar,
Şehirlerine gelen depremzedelere odaklanıyorlar...
Bir kısmının, kendi evleriyle ilgili endişeleri giderek artıyor...
Herkes her yerde, evinin zemin etüt raporlarını arıyor;
Evinin dayanıklılığının testini yaptırmaya çalışıyor...
Televizyon ekranlarında gördükleri felaketin, bir gün kendi başlarına geleceği korkusu, bellerini büküyor, uykularını kaçırıyor...
İnsanlarımız ilk günlerde ellerinde olanı olmayanı gönderdiler bölgeye...
Kimisi yeni satın aldı, kimisi kullanmadıklarını gönderdi...
Kimisi de,
Cep telefonundan mesaj atarak 20 TL, 30 TL gönderdi...
Elinden ne geliyorsa...
Ve sonra doğal gaz faturaları gelmeye başladı,
Elektrik faturaları,
İş yeri kirası, ev kirası, çocuğun okul taksiti...
Çaresiz, kendi derdine geri dönüyor insanlar...
******************
Arkadaşın, Şanlıurfa'nın bir mahallesinde, kocaman bahçesi olan villası var...
Hiç hasar görmemiş...
O da ne?
Villanın hemen yanı başında (bahçenin içinde) kocaman bir çadır...
Üzerinde de kocaman kocaman harflerle 'AFAD' yazıyor...
Millet, çadır bulamadıkları için hasarlı evlerine girip uyuyor;
Arkadaş,
Önlem olması amacıyla villasının bahçesine çadır kurduruyor...
Sosyal medyada ve gazetelerde haber olunca, jandarma gelip kaldırıyor çadırı...
Arkadaşın savunması şöyle;
'Engelli bir yakınım için kurmuştuk...'
Ah, ne vicdan, ne vicdan...
Engelli yakınını villasında barındıracağına, onun için özel çadır kurdurmuş...
******************
Büyük bir yıkıntının ortasında bir adam tek başına dikiliyor...
Gözleri enkazın içinde bir şeyler arıyor gibi...
Gazetenin haberine göre,
O enkazın içinde iki kızını yitirmiş...
Belli ki,
Onlardan kalan bir şeyler arıyor...
Belki bir oyuncak,
Belki bir defter, onlara ait bir eşya...
Bir anı...
Yıllar ve yıllar sonra,
Anılarının silikleşmemesi, yüzlerinin unutulmaması için...
Tek bir hatıra...