'İktidar partisi buzdağının görünen kısmıyla halkı aldatmaya çalışıyor. Fakat buzdağının 10'da 9'u görünmez, suyun altındadır. Bu 18 madde bizim için 18 tane buzdağı demek. Hepsinin birçok görünmeyen, saklanan kısmı var. Biz Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceğine sahip çıkan bireyler olarak, görünmeyen ve saklanan her şeyi halkımıza anlatıyoruz, anlatmaya devam edeceğiz. 16 Nisan'da sandığa gitmeyenler ve evet oyu kullananlar Titanic'e bilet alır.'
'TANRI BİLE BU GEMİYİ
BATIRIMAZ' DİYORDU
Bu sözler CHP Eskişehir Milletvekili Cemal Okan Yüksel'e ait. Yüksel, bu sözleri İsmail Küçükkaya'nın Çalar Saat programında söyledi. Tarihler 1912 10 Nisan'ını gösterdiğinde, İngiltere'nin Southampton Limanı'ndan New York istikametine bir gemi hareket etti. 17 bin kişinin emeği ile inşa edilen bu yolcu gemisi zamanın en büyük gemisiydi. Gemiyi yapan mühendisler bu geminin asla batırılamayacağını iddia ediyorlardı. Herkese, her şeye meydan okuyorlardı. Kendilerine o kadar güveniyorlar ve kendileri ile o kadar gurur duyuyorlardı ki, geminin ismini bile Yunan mitolojisindeki bir 'Tanrı' ismi vermişlerdi; Titanic; (Yunan mitolojisine göre yer tanrısı Gaia ile gök tanrısı Uranüs'ün birleşmeleri sonucunda altısı dişi, altısı erkek olmak üzere on iki Titan doğduğu söylenir.) Geminin kaptanı Smith 'Tanrı bile bu gemiyi batıramaz' diyordu. 15 Nisan 1912 gecesi daha ilk seferinde bir buz dağına çarpmış ve yaklaşık iki saat kırk dakika içinde Kuzey Atlantik'in buzlu sularına gömülmüştür. 1912'de yapımı tamamlandığında dünyanın en büyük buharlı yolcu gemisiydi. Batışı 1.514 kişinin ölümüyle sonuçlandı ve dünya savaşları dışındaki en büyük deniz felaketlerinden biri olarak tarihe geçti.
TELEVİZYONDA OLMALI
Maalesef CHP içerisindeki bir grup; Milletvekili Cemal Okan Yüksel'den Eskişehir'de kasaba siyaset yapmasını bekliyor. Aslında bunu ondan bekleyerek, haksızlık da yapıyorlar. Oysa Yüksel Ankara siyasetinde daha başarılı. Söylediği bir söz, bir sivri çıkışla Eskişehir'de oda, dernek ziyaretlerinin yaptığı etkiden kat ve kat daha fazla partiye faydalı oluyor. TBMM'de AKP ve FETÖ ile ilgili yaptığı 'Siz kardeşsiniz' konuşması, yeni Anayasa'nın Suriye Esad Anayasası'ndan kopya edildiğini ortaya çıkarması ile TBMM'de yıldızı parlayan Yüksel, pratik zekası ve hatipliğiyle öne çıkmaya devam ediyor. Bence CHP Yönetimi Yüksel'i TBMM'de daha çok konuşmasını sağlamalıdır. Televizyonlardaki tartışma programlarında CHP'yi temsil ettirmelidir. Yüksel önümüzdeki süreçte yerel değil de Ankara siyasetinde daha fazla öne çıkmalıdır…
/////
STANTLARLA EVET HAYIR REKABETİ
Önce AK Partililer ve 'Evet Cephesi' şehrin en işlek yerlerine çadırlar içerisinde 'Evet' stantları açtı. Bu stantlar sayesinde insanlara 'Evet broşür ve gazeteleri dağıtılarak onların referandum için verecekleri oyların renginde etkili olmaya çalıştılar. Bu konuda CHP Eskişehir Teşkilatı ve 'Hayır Cephesi' biraz geç kaldı. Referanduma on gün kala CHP yönetimi de şehrin farklı noktalarına stant açmaya başladı. Şimdi kentimizde Evet'ciler ve Hayır'cılar arasında stant rekabeti başladı. Yaşanan bu tatlı rekabet kentte renkli görüntülerin yaşanmasını sağladı. Kenti yönetenler ve Emniyet umarım bu konuda her iki görüşü savunanlar arasında ayrımcılık yapmaz. Son 10 gün Eskişehirliler olarak 'Demokratik saygının' en güzel örneklerini yaşamaya devam ederiz…
///////BU İLKELERE UYAN YÖNETİCİ VAR MI?
-Görevin yerine getirilmesinde kamu hizmeti bilinci
-Halka hizmet bilinci
-Hizmet standartlarına uyma
-Amaç ve misyona bağlılık
-Dürüstlük ve tarafsızlık
-Saygınlık ve güven
-Nezaket ve saygı
-Yetkili makamlara bildirim
-Çıkar çatışmasından kaçınma
-Görev ve yetkilerin menfaat sağlamak amacıyla kullanılmaması
-Hediye alma ve menfaat sağlama yasağı
-Kamu malları ve kaynaklarının kullanımı
-Savurganlıktan kaçınma
-Bağlayıcı açıklamalar ve gerçek dışı beyan
-Bilgi verme, saydamlık ve katılımcılık
-Yöneticilerin hesap verme sorumluluğu
-Eski kamu görevlileriyle ilişkiler
-Mal bildiriminde bulunma.
Bu yukardaki yazılanlar Kamu Etik İlkeleridir. Kamu çalışanları ve kamu görevi yapan seçilmişler bu ilkelere uyması gerekir. Şimdi Eskişehir'de 'Bu ilkelere kimler uymuyor?' diye sorsam. 'Kimler uyuyor?' yanıtı gelir. Bu ilkelere tam anlamıyla uyan kamu yöneticileri var mı? Yandaş sendikaların her dediğini yapan kamu yöneticileri 'Dürüstlük ve tarafsızlık' ilkesini ihlal ediyor. Bundan dolayı, 'Saygınlık ve güveni' sağlanamıyor. 'Amaç ve misyona bağlılık' ilkesi zedeleniyor. Eskişehir'in kamu yöneticileri, 'Bilgi verme, saydamlık ve katılımcılık', 'Savurganlıktan Kaçınma' ve 'Yöneticilerin hesap verme sorumluluğu' ilkeleri uygulanıyor mu? Bu konuda denetleniyorlar mı?
FOTO ŞAKA
Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç: Utkucuğum bugün seni Ankara'ya Hızlı trenle değil, hızlı motorsikletle götüreyim.
CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer: Ahmet Başkanım motorsikleti nereden çıkardın. Vallahi ben hızdan korkarım. Düşüp, bir tarafımı falan kırmayayım.
Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç: Utkucuğum korkma! Benim motosikletime bineni ben hiçbir zaman düşürmem. Sonunu düşünme, kahraman falan olamazsın.