Eskişehirspor son yılların en kötü sezonunu yaşıyor. 5 isim dışında kadroda yer alan diğer futbolcular 2,5 sezondur birlikte oynuyorlar.
'Bizim çocuklarımız' dediğimiz alt yapıdan yetişen gençler 2018-2019 sezonunun ilk yarısında 4 galibiyet, 4 beraberlik alarak 16 puan aldı.
Takımın başında Teknik Direktör Fuat Çapa vardı.
'Ben bu gençlerle bir yol alamam' demedi. Onlara güvendi, inandı.
* * *
2020-2021 sezonunun ilk yarısında ise 2,5 sezon birlikte oynayan ve tecrübe kazanan alt yapıdan gençleri Sezgin, Kaan Gül, Kıvanç Karakaş, Erdal Akdari, Mevlüt Çelik gibi tecrübeli isimlerle kaynaştırdı.
17 maçta 2018-2019 sezonunda alınan sonucun çok çok altında kaldılar.
* * *
'Bizim çocuklarımız' diyerek hepimizin büyük destek verdiği tecrübesiz gençler 2018-2019 sezonun ilk yarısında 16 puan toplamayı başarırken, daha tecrübeli dediğimiz siyah-kırmızılı formayı giyen futbolcular 17 maçta 6 beraberlik aldılar.
6 puandan üçü TFF tarafından silindi.
Galibiyet yüzü göremezken 11 maçı da mağlup olarak tamamladılar.
Sezonun ilk yarısını 3 puanla tamamladılar.
* * *
2,5 sezondur birlikte oynayan, aralarında deneyimli isimlerinde bulunduğu bu takım ne oldu da bu duruma düştü bir türlü anlamış değilim!
Her sezon üstüne koyarak tecrübe kazanması gereken bizim gençler, aksine kendilerini geliştiremediler.
* * *
Aslında geliştirmediler demek çokta doğru olmaz.
'Oynamadılar' demek daha mantıklı.
Peki neden?
Elbette bunun nedeni belli.
Futbolcu sahada ter döküyor.
Bunun karşılığını da almak ister.
Transfer sözleşmesinde ne yazıyorsa ödemek zorundasın.
Emeğinin karşılığını alamayan, sahaya kim bilir kafasında hangi düşüncelerle çıkan futbolcularda ister istemez kendisini oyuna veremez.
Karın tokluğu ile de oynayacak değiller elbette.
* * *
İkinci yarıya 3 puanla başlayacak olan Eskişehirspor Kulübün ligde kalması çok ama çok büyük mucizelere bağlı.
TFF, pandemi nedeniyle kulüplerin yaşadıkları maddi ve manevi sorunları göz önüne alarak 2018-2020 sezonunda tüm liglerde düşmeyi kaldırmıştı.
Ancak 2020-2021 sezonun sonunda liglerden düşmeyi tekrar durdurursa ancak o zaman bu mucize gerçekleşebilir.
O da olmayacağına göre, siyah-kırmızılar sezon sonunda zaten misafir olarak bulunduğu 1.Lige veda edecek.
* * *
ES Gruba ait gazetelerde okudum.
Başkan Mustafa Akgören, transfer tahtasını açmak için uğraşıyormuş.
Hadi FİFA'daki dosyalar için gerekli para bulundu.
Sadece FİFA'daki dosyalar yok ki.
İcrada bekleyen birçok dosya daha var.
Onları nasıl kapatacaksınız?
Hadi onlar içinde gerekli para bulundu veya alacaklarından vaz geçtiler diyelim.
Mevcut kadroya en az 4-5 futbolcu transfer edilmesi gerekir.
Transfer edilecek futbolcuların parası nereden bulunacak?
* * *
Hadi diyelim transfer tahtası açıldı, istenilen futbolcular alındı veya kiralandı.
Eskişehirspor'un ligde kalması için en az 37 puan gerekli.
Ligin 2. Yarısında 17 maç oynanacak.
Siyah-Kırmızılar bu 17 maçtan 8'ini kendi evinde 9'unu ise yabancı sahada oynayacak.
İçerideki 8 maçı kazanıp, 9 deplasman maçından ise 10 puan alabilirse 34 puana ulaşabilir. Mevcut 3 puanı da eklersek 37 puanla ligde kalabilme ihtimali yüksek.
Bu da olmayacak duaya 'ÂMİN' demeye benzer.
* * *
Dün de yazdım.
Sevgili Mustafa Akgören, katıldığı bir TV programında Eskişehirli teknik adamları küçümsemişti.
Gazetelere yaptığı açıklamayı okuyunca şaşırdım.
'Transfer tahtasını açabilirsek dışarıdan, açamazsak Eskişehir'den isim ve isimlerle yolumuza devam edeceğiz' demiş.
Acaba başına taş mı düştü?
Yoksa birileri, 'Mustafa Eskişehir de bu takımı çalıştıracak en az 5-6 hoca var. İsimleri de şu şu şu mu' dedi.
* * *
Transfer tahtasını açacağınıza bulduğunuz veya bulacağınız paralarla kulübün borçlarını kapatın.
Ne kadarını kapatabilirseniz kardır.
Eskişehirspor Kulübünün artık hovardaca para harcamaya tahammülü yok.
Sezon sonunda eğer taliplileri çıkan futbolcular olursa onları da satın.
'Kalan sağlar bizimdir' diyerek, havuzdaki gençleri de A takıma alarak Eskişehirli hocalarla bir sezon veya 2 sezon 2'nci ligde mücadele edin.
Birinci sezonda zor ama ikinci sezonda Eskişehir'in gençleri ve Eskişehirli teknik adamlar Eskişehirspor'u yeniden 1'nci lige taşırlar.
İşte transferi o zaman yapın.
Alacağınız futbolcular ile gençleri harmanlayarak süper lige taşırsınız Eskişehirspor'u.
* * * *
Hayırsever Sakıcı ve Kazım Başkanı kutluyorum
Üç devlet üniversitesinin olduğu Eskişehir'de öğrencilere Devlet Yurtlarındaki yatak sayısı yeterli değil.
Özel yurtlarda öyle…
Veya bazı öğrenciler özel yurtta kalacak maddi güce sahip değil.
Devlet Yurdu çıkmayan öğrenciler ise ya apart ya da daire kiralayarak 2-3 bazen 4 öğrenci aynı evde kalmak zorunda kalıyor.
Birde diğer illeri bilmiyorum ama Eskişehir'de bazı ev sahipleri öğrencilere kiraya vermek istemiyor.
Bu nedenle üniversite öğrencileri, özellikle de kızlar çok büyük olmasa da barınma sorunu yaşıyor.
* * *
Üniversite öğrencilerinin bu sorununa küçük de olsa bir katkı gelecek Odunpazarı Belediyesi'nden.
Üniversiteli kız öğrencilerin barınması için apart yurt açmaya hazırlanıyor.
Ali Ekber Sakıcı adındaki bir hayırsever, kız öğrencilerin konaklaması için Büyükdere Mahallesinde 18 odadan oluşacak 9 apart daire yapacak.
Bu yılın Ocak ayında başlayacak inşaat, Ağustos ayında tamamlanarak Odunpazarı Belediyesi'ne teslim edilecek.
Sakıcı, söz konusu binanın kullanma hakkını bedelsiz olarak Odunpazarı Belediyesi'ne verecek. Binanın, teslim tarihinden itibaren kullanım hakkı ile beraber, bakım, onarım işleri ve bina ile ilgili her türlü sorumluluk ise Odunpazarı Belediyesi'ne ait olacak.
* * *
Odunpazarı Belediye Başkanı Kurt, üniversiteli gençlerin yaşadıkları sorunların başında barınma ve yurt problemlerinin geldiğine dikkat çekerek, 'Öğrencilerin bu soruna bir nebze çözüm olmak hem de kız öğrencilerin üniversite eğitimini desteklemek için apart yurt açacağız. Eğitim desteğimiz çeşitli çalışmalar ile devam edecek' dedi.
* * *
Başta yurdu yapıp Odunpazarı Belediyesi'ne teslim edecek Ali Ekber Sakıcı'yı sonra da Başkan Kazım Kurt'u kutluyorum.
Kaç öğrenci kalacak bilmiyorum ama korunmaya daha çok ihtiyaçları olan kız çocukları eğitimlerinin devamı için başlarını sokabilecekleri bir yurt binasına Odunpazarı Belediyesi tarafından sahip olacaklar.
* * *
Keşke bu tür hayırsever vatandaşların sayısı artsa da, devlet yurtları için sıra bekleyen kız veya erkek üniversite öğrencilerinin barınma sorunu tamamen çözülse.
* * * *
MHP Milletvekili Sazak'tan polise destek
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Prof. Dr. Melih Bulu'nun Boğaziçi Üniversitesi'ne rektör olarak atanmasına öğrenciler ile bir grup tepki göstererek üniversite önünde protesto gösterileri yaptılar.
Protestocuları dağıtmak üzere Boğaziçi Üniversitesi'nin önüne gelen güvenlik güçlerine 'Katil polis üniversiteden defol' şeklinde sloganlar atıldı.
Öğrencilerin ve diğer protestocuların attıkları sloganlara toplumun büyük kesiminden tepkiler geldi.
* * *
Gösteri sırasında atılan sloganlara tepki gösterenlerin sosyal paylaşım sitesi Twitter üzerinden açtıkları '#Polisiminyanındayım' yazılı hashtag, Trend Topic (TT) oldu. Twitter'da '#Polisiminyanındayım' etiketiyle şu ana kadar yaklaşık 400 bine yakın paylaşım yapıldı.
Paylaşım yapanlardan birisi de MHP Eskişehir Milletvekili Metin Nurullah Sazak idi.
'#PolisiminYanındayım' etiketiyle kolluk kuvvetlerine destek veren Milletvekili Sazak sosyal medya hesabında şu ifadelere yer verdi:
'Talebelerimiz, evlatlarımız, Boğaziçi öğrencileri; markanızı, zekanızı ve kıymetlerinizi terör işbirlikçilerine kullandırmayın. Okul da sizin, polis de sizin, bu devlet de sizindir.'
* * *
MUTSUZ KRAL
Bir zamanlar zengin ama mutsuz bir kral varmış. Mutlu olmak için ne kadar uğraşsa da mutlu olamıyormuş.
Ülkenin en bilge kişisini huzuruna çağırtıp nasıl mutlu olabilirim diye sormuş.
Bilge:
– Kralım, mutsuzluktan kurtulmak istiyorsanız; mutlu bir adam bulup onun gömleğini giymeniz gerekir.
Kral adamlarına emir vermiş; bu mutlu adamı bulun diye, ülkede aranmadık yer bırakmamışlar. Fakat mutlu birine rastlayamamışlar. Kimileri eşinden, kimileri yoksulluktan, kimileri de hayırsız çocuğundan yakınıyormuş. En sonunda çaresizlik içinde saraya dönüş yolunda, kırık dökük bir evin önünden geçerken içeriden birinin şöyle dua ettiğini duymuşlar:
– Tanrım, sana şükürler olsun. Sağlığım yerinde, karnım bugün de doydu, bugüne kadar rızkımı eksik etmedin. Ben mutlu olmayayım da kim mutlu olsun?
Sonunda mutlu birini bulduk diye kralın adamları hemen evin içine dalmışlar. Adamın gömleğini alıp krala götürelim diye düşünmüşler. Fakat içeri girince bir de ne görsünler, adamın sırtında bir gömlek bile yokmuş.
Hayat akarken insan mutluluğu arar durur. Sahip oldukları ne kadar çok olursa olsun hep daha fazlasını isteyen, sahip olduklarıyla yetinmeyen kendini mutlu hissedemez. Mutluluğu kendi içinde arayan ve kendinden memnun olup haline şükreden mutluluğu bulacaktır.
(alıntı)