30 Mart Yerel Seçimlerinin sonuçları için bencileyin birçok Eskişehirlinin dileğiydi: 'Türkiye Eskişehir olsun!...'

Çünkü 'Gezi'de kabaran ve '17 Aralık'ta iyice körüklenen umutlarımız çok şeyler bekliyordu. Örneğin ben 31 Aralık tarihinde yazdığım 'Umutlarımız Mutluluk Olsun' başlıklı yazımda şunları dilemiştim:

* ' Önümüzdeki yerel seçimlerde AKP oyları yüzde 40'ların altına düşerken, CHP'nin yüzde 30'ları aşacak oylarıyla umutlarımız mutluluğa yelken açsın…'

* ' Son 15 yıldır Eskişehirimizi 'çağdaş bir Türkiye ve dünya kenti' durumuna getiren yerel yönetimlerimiz daha da güçlensin…'

* 'Ülkemizde özgürlük, demokrasi ve barıştan yana olan duyarlı yurttaşlarımızın 'örgütlü birleşik güçleri' daha da gelişerek tüm yurdumu sarsın… Türkiye Eskişehir olsun…'

Bu arada, Eskişehir özelindeki bazı iç sıkıntılar(!) da bencileyin birçok insanımızı öylesine bunaltmıştı ki, insanlar 31 Mart'ta derin bir nefes alarak 'ohhh!' çekmeyi umuyordu…

Ancak ne yazık ki halkımızın kendisine layık gördüğü 30 Mart sonuçları, 'Türkiye'yi Eskişehir'e benzetmediği gibi, Eskişehir'i de Türkiye'ye benzetmek için epeyce zorladı…'

Sandıktan 'Gericilik' Çıktı…

'30 Mart seçimlerini hangi görüş kazandı?...' sorusunun bence açık seçik bir tek yanıtı var: 'Çıkarcılığa dayalı gericilik politikaları' kazandı.

Çünkü son yıllarda AKP artık eskisi gibi 'muhafazakar- demokrat' kimliği arkasına saklanmadan yani takiyye bile yapmadan açık seçik bir biçimde 'dine dayalı gerici politikalar' uyguluyor ve bu politikalardan sağladığı rantı yandaşlarına paylaştırıyor…

Ve bu toplumun yüzde 45'i bu gerici politikalardan etkilenerek 30 Mart'ta AKP'ye oy verdi..

Toplumun bu gerici eğilimi doğal olarak AKP dışındaki diğer partileri de az çok etkiliyor. Son seçimlerde birçok partinin aday listelerinde 'muhafazakar eğilimli adaylara öncelik verilmesi…' bu durumun açık örneğidir.

Görünen o ki, bu 'sağa yaslanma taktiği' önümüzdeki günlerde özellikle CHP üst yönetiminin başını epey ağrıtacak…

Bu bağlamda, 30 Mart seçimlerinin kaybedenleri ise ' ilericilik, demokrasi, emek ve hukukun üstünlüğü' görüşleri olmuştur.

Ve 30 Mart'ta bu toplumun sadece yüzde 28'i, sanki 'yetmez ama evet…' dercesine CHP'ye oy verdi.

Aylardır umutlarımızı coşturan 'Gezi kültürü' ise neredeyse sandığa hiç yansımadı…

Bu rakamlar, toplumca iyice gericileştiğimizin somut örnekleridir…

Seçimleri 'Gerginlik' Kazandı…

Türkiye yaklaşık 6 aydan beri çok sert bir seçim süreci yaşadı. Yolsuzluklar, arsızlıklar, kalitesizlikler, hukuksuzluklar, tapeler, yasaklamalar ve savaş senaryoları havalarda uçuştu…

Bu arada, uzun yıllardır gericiliğin dolambaçlı yollarında birlikte paralel yürüyenler yaptıkları 'kayıkçı kavgasıyla…' ortamı iyice gerdiler.

Dolayısıyla toplumun sinirleri iyice gerildi, tansiyonlar yükseldi… Bu gergin ortamda çok sayıda insanımız kızdı, kırıldı, küstü ve hatta yaşamını yitirdi…

AKP, ustaca yürüttüğü bu 'gerginlik taktikleri' sayesinde insanlarımızı birbirine ötekileştirdi ve kendi seçmenlerinin oylarını kilitledi. Böylece tüm yolsuzluklar da sandığa kilitlenmiş oldu…

Daha doğrusu hukuka, etiğe ve demokrasiye aykırı birçok suç, ayıp ve günah; milli irade söylemleriyle sıvanarak sandığa saklandı…

Evet, bu seçimleri 'demokrasiyi gerginlik balçıklarıyla sıvayanlar' kazandı…

Tehlikeli Gidiş…

AKP'nin (daha doğrusu RTE'nin) son yıllarda körüklediği ötekileştirme ve ayrıştırma politikaları 30 Mart gecesi yapılan 'İstikbilalli Balkon Konuşması(!)' ile zirveye ulaştı.

Parti kurmaylarının bile yer alamadığı bu aile kutlamasındaki duruşlar ve söylemler, sanki yakın geleceğin saltanat muştularını verir gibiydi…

'Toplumsal birliğimizin böylesine örselenmesi, ayrımcılığın böylesine körüklenmesi ve devlet yönetiminin böylesine kişileştirilmesi…' tehlikeli bir gidiştir ve bu gidişat tüm duyarlı yurttaşlarımız gibi beni de endişelendirmektedir.

Umutlar Kazanacak

Ancak her türlü olumsuzluğa rağmen 'yok öyle enseyi karartmak…'

Çünkü yaşam devam ediyor… Ve yaşamdaki her yeni durum yeni umutlara gebedir…

Umuyoruz ve biliyoruz ki:

· Gelecek yıllar tüm insanlığa ve güzel yurdumuza 'eşitlik, özgürlük ve barış dolu günler' getirecektir.

· Güzel yurdumun üstündeki 'savaş, toplumsal parçalanma, yolsuzluk, hukuksuzluk…' gibi kara bulutlar mutlaka dağıtılacaktır.

2014 Ağustos'unda yapılacak 'Cumhurbaşkanlığı seçimi' ile 2015'te yapılacak 'genel seçimlerde' tüm duyarlı yurttaşları önemli görevler bekliyor:

Bu sağlamda Gezi bilincinden beslenen özgürlük ve demokrasi umutlarımız diyor ki: 'Bu daha başlangıç, mücadeleye devam!...'

Eskişehir'de son 15 yıldan beri yaşanan ve 30 Mart'ta yeniden can suyu verilen güzelliklerin Türkiye'yi sarması dileklerimle…

Sevgiyle dostlukla.