AKP Milletvekili Nebi Hatipoğlu, Önceden söz verdiği aşevinin açılışını, kalabalık bir katılımla gerçekleştirdi...

Öyle ki,

Yurt dışında bulunan Milletvekili Fatih Dönmez dışında, hemen tüm yöneticiler ve belediye başkan aday adayı olan herkes oradaydı...

Konfüçyüs’e atfedilen bir söz vardır hani;

“Bana balık verme,

Bana balık tutmayı öğret...” şeklinde...

Aşevi açılışının fotoğrafını gördüğümde aklıma bu söz geldi...

21 yıllık AKP iktidarının ülkeyi getirdiği nihai noktayı gözler önüne serer gibiydi...

Sakın yanlış anlaşılmasın;

Hangi ülke, hangi hükümet, hangi sistem olursa olsun “aç ve yoksul insanlar” hep olacaktır...

Amerika Birleşik Devletleri'nde,

Avrupa'nın gelişmiş ülkelerinde bile bu tip yerler hala var...

Kimi vakıflarca, kimi dini kurumlarca işletiliyor...

O nedenle,

“Ne gerek var?” demek, biraz zoraki muhaliflikmiş gibi geliyor bana...

Yine de,

Hatipoğlu'nun siyasete girmeden önce böyle bir hayır yapmaması,

Bunu siyasete girdikten sonra yapması,

Olayı illa ki, siyasetin gölgesi altında bırakacak...

***

Ayşe Ünlüce,

Geçtiğimiz hafta emekli dilekçesini vererek görevinden ayrıldı...

Kimi zaman ihtimaller içinde düşünülse de, beklenen bir şey değildi...

Hemen akabinde;

Hafta başında

Park ve Bahçeler Daire Başkanı iken vekaleten genel sekreter yardımcılığına atanan Recai Erdir,

Ünlüce’den boşalan genel sekreterlik görevine atandı...

Tabi ki Bakanlıktan onaylanana kadar vekaleten...

Aslına bakarsanız;

Hafta başı genel sekreter yardımcılığına,

Hafta sonu olmadan da genel sekreterliğe (vekaleten de olsa) atanmak, pek rastlanılır bir durum olmasa gerek...

***

Ayşe Ünlüce’nin bu ayrılışı,

Üstelik de kendisi tarafından dile getirilen “siyasete girmek için” gerekçesi,

Siyasi yorumcular, gazeteciler ve köşe yazarları tarafından yeni yerel seçim senaryoları üretilmesine neden olacaktır...

Çünkü denklem içine giren isim çok önemli...

Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri...

Sırf siyasete girmek için, böylesi önemli bir görevden kendi isteğiyle ayrılmak çok da alışıldık bir durum değil...

***

Dünkü Sakarya Gazetesinde Hakkı Sağlam’ın köşesinde ilginç bir fotoğraf vardı...

Fotoğraf nerede çekilmiş, eski mi yeni mi belirtilmemiş...

İYİ Parti İl Başkanı Serdar Ulucan,

Büyükşehir adayı Melih Aydın,

Odunpazarı adayı Emine Edizgil...

Serdar Ulucan değil ama,

Melih Aydın ile Emine Edizgil’in yüz ifadelerinden, hallerinden hiç de memnun olmadıkları o kadar belli ki...

Nebi Hatipoğlu'nun ayrılıp AKP seçmesinden önceki sert çıkışlarıyla gündeme gelmesiyle bir hayli umutlanan ikili;

Sanırım yaşanan son gelişmelerden sonra, umutlarını yitirmiş olmalılar...

Melih Aydın'ın,

Yılmaz Büyükerşen'in Ulus Anıtı civarında oturarak poz verdiği, aynı yerde "şimdi Yılmaz Hoca'nın bankında oturuyoruz, yakında makam koltuğuna oturacağız” mealindeki sözleri söylerkenki gülümsemesinden eser kalmamış geriye...

Sanırım güneş gözünü almış...